6
Mayıs
2024
Pazertesi
ORDU

Küresel değil yerli kriz

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, bu dönemde dünyada bir küresel kriz yaşanmasıydı dahi Türkiye'nin bir kriz içerisinde olacağını savundu.

'Saadet Türkiye' buluşmalarının Karadeniz ayağında memleketi Ordu'ya gelen SP Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, sabah kahvaltısında partililerle bir araya geldi. Kahvaltıda gündemle ilgili değerlendirmelerde bulunan Numan Kurtulmuş basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Türkiye'deki krizin psikolojik bir kriz olmadığını ifade eden Kurtulmuş, "Krizle ilgili bizim görüşümüz bu krizin psikolojik olmadığıdır. Biz şuan tsunaminin dalgaların Türkiye'ye gelmediğini düşünüyoruz. Maalesef burada hükümetin en büyük yanlışlığı krizi eksik bir algılama içerisinde görmüştür. Başbakanımız 'Kriz hamdolsun bizi teğet geçecek' dedi. Hamd etmek güzel bir şey ancak atını sağlam kazığa bağlamak gerekir. Bu kriz psikolojik bir kriz değil tamamen yapısal bir krizdir" dedi.

Dünyada yaşanan küresel kriz olmasa dahil Türkiye'nin bu dönemde bir ekonomik krize gireceğini savunan Kurtulmuş şöyle konuştu: "Son 8 yıldan bu yana uygulanan IMF programlarıyla Türkiye yapısal olarak krize hazır hale getirilmiştir. Ücretlerin düştüğü, işsizliğin ortaya çıktığı, üretimin bittiği bir yerde Türkiye ekonomisi zaten kriz içerisindeydi. Şunu çok net söylüyorum. Herhangi bir küresel kriz olmasaydı dahi bugün Türkiye'de krizle ilgili ortamın içerisinde olacaktık. Şuan Türkiye'nin içindeki kriz yerli ve iç krizidir. Ama Türkiye'yi bu duruma getiren 'Derviş programı' denilen dışa bağımlı ekonomik programdır. Bu hükümet maalesef sayın Derviş'ten kendisine miras kalan programı aynen uygulamaya devam etmektedir. Daha korkuncu küresel kriz daha ortaya çıktıkça ve bunun etkileri Türkiye'ye geldikçe bizim krizimin katmerli hale gelecektir. Zaten üretimin önünü açacak, milletin alım gücünü artıracak politikaları ortaya koyacak bir anlayış benimsenmezse çok açık söylüyorum Türkiye gelecek dalganın altında kalacaktır"

Türkiye'nin büyük sanayi kuruluşları kapatılma noktasına geldiğini ve patronların işçi çıkarmak için planlar yaptığını dile getiren Kurtulmuş, "İstanbul, Adapazarı ve Yalova'ya kadar olan bölge İstanbul'un sanayi bölgesidir. Sizi temin ederim ki, bu hafta sonundan itibaren buradaki fabrikaların patronları 'acaba kaç kişiyi çıkartırız da maliyetlerimizi azaltırız' planları yapacaktır. Beklide bu bölgede binlerce çalışan pazartesi günü kapının önüne konulacaktır. Şimdi ilave olarak ikinci dalganın gelmesi krizi katmerli hale getirecek. Bu nedenle hükümetin sözü bırakıp icraata geçmesi gerekiyor. Maliye Bakanı, 'Kriz yok, boğaz köprüsüne baksınlarda kriz var mı yok mu söylesinler' diyor. Ben Türkiye'de devlet hayatında bu kadar gayri ciddi bir laf duymadım. Krizi çözmekle sorumlu olan insanlar söyledikleri laflara dikkat etmesi gerekir. Kaldı ki, sayın Başbakan'ın 'Türkiye'deki kriz psikolojik krizdir' lafı da bu kategoriye girer. Psikolojik kriz demek, bu ülkenin insanları bu krizi algılayamadı psikoloji bozuk olduğu anlamına gelir. Biz ülke insanının psikolojisi değil ekonomisi bozuk diyoruz" diye konuştu.

TRT'nin Kürtçe yayına başlamasını ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın çarşaf politikası gayet olumlu bulduğunu ifade eden Kurtulmuş sözlerine şöyle tamamladı:
"Biz Türkiye'de herkesin kendi ana lisanını konuşmasının bir kompleks haline getirilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Biz buradaki halkımızın başka etkiler altında kalmamasını istiyoruz. Türkiye'de bu anlamda Kürtçe yayın yapılmasının doğru ve sağlıklı bir yol olduğunu düşünüyorum. Zaten ayrılıkçı bir çok yayın yapan terkin ve tavsiyelerde bulunanlar var.

CHP'nin yıllardır ne yazık ki adında halk ismi olmasına rağmen halkın değerleriyle çatışma halindedir. Bunu da siyaset için en kolay yol olarak görmektedir. Ama son zamanlarda Baykal'ın çarşaflı ve başörtülü insanları partiye alması ve rozet takmasını biz çok olumlu buluyoruz. Bu konuda samimiler mi? Biz insanların kalplerini okuyamayız. Biz sonuca bakarız. Sayın Baykal'ın bu konudaki tavrı son derece olumludur. Ancak Baykal bu noktada bir yanlış anlaşılmayı ortadan kaldırmıştır. Şimdi tarihi yanılgısından sonra ikinci bire yanılgısını ortadan kaldırması lazım. Üniversite önündeki başörtülü kızlarımızın kamusal alanda başörtüsü ile giriş yasaktır tabelasını kaldırmak zorundadır. En azından samimi ise bunu yapması gerekir. Ancak daha sonra öyle anlaşılıyor ki, bu tür açılımlardan rahatsız olan derin CHP'si harekete geçti.

Önce Arıtman Cumhurbaşkanı'na hakaret içeren sözlerle bir takım eleştirilerde bulundu. Başka bir milletvekili de halkı rahatsız edici bir üslubun içine girmiştir. Bunu derin CHP'nin reaksiyonlarıdır diye düşünüyorum. Ama Baykal bunlardan çekinmemelidir".

iha
Yayın Tarihi : 27 Aralık 2008 Cumartesi 18:30:18
Güncelleme :27 Aralık 2008 Cumartesi 18:49:05


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?