Örneği trajikomik bir olay olarak nitelendiren Aydın, "Bir işadamı eşiyle beraber iş seyahatine gittiğinde harcamalarını gider olarak gösteremiyor. Ama aynı iş adamı sekreteriyle gittiğinde tüm masraflarını gider geçebiliyor. Dolayısıyla iş adamı her yere sekreteriyle gitmek zorunda kalıyor" dedi.

Gider esaslı vergilendirme sistemine geçilmediği sürece bu gibi trajikomik örneklerin yaşanacağını ve haksız uygulamaların müthiş bir adaletsizliği beraberinde getireceğini ifade eden Aydın, "Bu uygulama iş adamları ve sanayicileri 'kümesteki kazlar' ve 'yaban kazları' olarak ikiye ayırdı. Artık vergi uygulamalarının dışında kalan mükelleflere ve gelir sahiplerine yaban kazları demek çok zor. Bunun temel sebebi vergi uygulamasının beyana göre olmasındandır. İşi beyana bırakırsanız, cesareti olan beyan etmez, devletine milletine saygılı olan eder. Beyan eden ettiğiyle kalırken, etmeyen haksız bir servete sahip oluyor. İyi niyetli mükellefleri koruyan; en az geçim indirimi, masraf yazılacak harcamaların kapsamının genişletilmesi, istihdamla ilgili yükün azaltılması gibi, çağdaş düzenlemeler, bir an önce yapılmalı. Türkiye, yasalara uygun bir şekilde vergi ödeyenler için vergi cehennemi olmaktan çıkarılmalı. Vergi kaçıranlar için de Türkiye bir vergi cenneti olmamalı" şeklinde konuştu.

Oluşan tablodan kimsenin memnun olmadığını belirten Aydın, "Bu tablo kimsenin neşteri eline alarak bıçak vurmadığı bir durumdadır. Umuyorum ki önümüzdeki günlerde bu tablo değişir. Eğer değişmezse gelirdeki adaletsizlik vergiye dolayısıyla topluma yansıyacak. Kümesteki kazlar diye tabir ettiğimiz mükellefler zayıflarken, yaban kazları güçlenecek biraz daha palazlanacaktır" diye konuştu.

iha

Yayın Tarihi : 7 Mart 2008 Cuma 12:45:46