Devletin dev yatırımlarından biri olan ve her yıl trilyonlarca lira zarar ettiren Samsunun Tekkeköy İlçesindeki Türkiye Gübre Sanayi Anonim Şirketi (TÜGSAŞ) bir türlü özelleştirilemedi. 2 bin 100 dönümlük alan üzerinde kurulu bulunan ve 700 dönümlük kavaklık alanı hariç, 700 dönüm üzerindeki 5 fabrikası, 2 deposu, 15 milyon dolar değerindeki iskelesiyle birlikte 700 dönümlük şlam sahası dahil özelleştirilmeye çalışılan TÜGSAŞın özel sektörün elinde 4-5 milyon dolarlık bir revizyonla yıllık 10 milyon dolar kara geçeceği belirtildi.
Bundan 6 ay önce TÜGSAŞı özelleştirmeye hazırlamak üzere Genel Müdür olarak atanan Hakkı Irkıçatal, "Böyle bir tesisin 50-60 milyon dolara alınmaması beni şaşırtıyor. TÜGSAŞın sadece iskelesine yapılan yatırım 15 milyon dolar seviyesinde" dedi.
TÜGSAŞın devlet zihniyetiyle işletilmesinden dolayı 2000de 5.5 trilyon lira, 2001de 20, 2002de 27, 2003te 24 ve 2004te 30.5 trilyon lira zarar ettiğini, şu anda 119 memur ve 319 işçi çalıştığını kaydeden Hakkı Irkıçatal, "2004te yapılan özelleştirme girişiminde TÜGSAŞ ihaleye çıktı. 54 milyon 150 bin dolar teklif veren Erkan İnşaat, 54 milyon dolar teklif veren Erk Dış Ticaret ve 50 milyon dolar teklif veren Albayraklara bağlı Alçelik Yapı İnş. San. ve Tic. A.Ş. 1er milyon dolarlık teminatlarını yakıp şirketi almaktan vazgeçti. Şuanda Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) tanıtım dökümü hazırlıyor. Haziran ayına doğru tekrar ihale yapılacak" dedi.
Rantabl çalışması halinde yılda 10 milyon dolar kar edebilecek TÜGSAŞın 5 üretim tesisinde yıllık 300 bin ton kompoze gübre, 27 bin ton DAP gübresi , 85 bin ve 108 bin ton fosforik asit ve 214 bin ton sülfirik asit üretim kapasitesi bulunduğunu kaydeden Irkıçatal, "Son 5 yıl dikkate alındığında 5 fabrika ortalama yüzde 40-50 kapasiteyle çalışmış. Türkiyede yıllık 5.5 milyon ton gübre tüketiliyor. Bunun yüzde 50si yerli. Kalan ihtiyaç ithalatla karşılanıyor. Güneydoğu 5.5 milyon ton gübrenin yüzde 10unu kullanıyor. Güneydoğulu vatandaşlarımız, bize neden gübre göndermiyorsunuz diye soruyor. Bu sektörün pazarlama sorunu yok ve karlı. Ancak devletin değişik sebeplerle ticarette kar elde etmesi çok zor. Özelleşme kapsamında TÜGSAŞı alanlar büyük kar eder" diye konuştu.
TÜGSAŞ Samsun Tesislerinin kurulu olduğu alanda 613 metre uzunluğunda konveyörlü iskelenin de bulunduğunu, 200 bin ton kapasiteli kapalı alan deposu ve demiryolu ulaşımıyla bu iskelenin son derece karlı olduğunu da ifade eden Irkıçatal, "Mal direkt depoya konveyörle taşınıyor. İskelemizdeki vinç saatte bin ton kapasiteli yükleme-boşaltma yapabiliyor. Buradaki torbalama fabrikası 3 bin ton/gün kapasiteli. Şu anda limanımız 3. şahıslara hizmete hazır. Samsun Limanından da yüzde 30 daha ucuza hizmet vermesi için girişimimiz var. Sadece iskele yatırımı 15 milyon dolar. 40 bin grostonluk gemiler yanaşabiliyor ve hizmet alıyor. TÜGSAŞı alacak şirket, 4-5 milyon dolarlık bir revizyonun ardından büyük paralar kazanır" şeklinde konuştu.
Irkıçatal, "Peki böyle verimli bir KİTi neden kimse almıyor? 3 firmanın 3ü de neden 1er milyon dolarlık teminatlarını yaktı?" sorusuna ise şu cevabı verdi:
"Görünen o ki; bilançosu zarar olan bir kuruluşa para vermek istemiyorlar. Ama devlet zihniyetiyle çalıştığından zarar ediyor. TÜGSAŞın kendi personeli varken, bakım ihalesi bile taşeron firmaya verilmiş. 50 işçi çalıştırılmış. Bizde 2 bin kişiye kadar işçi çalıştırılmış. Buna rağmen kapasite düşük kalmış. Özel sektör burayı 500 işçiyle yıllık 10 milyon dolar kara geçirir. Şu an genç personel geçmişteki teminatları yakılan özelleştirmeden dolayı havuz sistemiyle başka kurumlara gönderildi. Emekliliğini doldurmuş arkadaşlarla burayı yürütüyoruz. 30 güvenlik elemanı var, üretimde onları kullanamıyoruz. Bakımlar yapıldı. 3 bin 200er metrekarelik 2 depodan birini YILYAK Firmasına aylık 10 bin 80 dolara kiraya verdik. TÜGSAŞın yapısını kavrayabilen özel sektör burayı bir gün bile geçirmeden alır."
Öte yandan, halen çalışıp kıdem ve ihbar tazminatları 10 trilyon lirayı bulan işçilerden Ali Nebi Eroğlu, "Ereğli Demir Çelik gibi burayı 1 liraya işçiye satın. Biz işletelim" teklifinde bulundu. Bunun üzerine, Irkıçatal, "Her şey mümkündür. Kıdem ve ihbar tazminatlarını almazlarsa kanuni çerçevelerde neden olmasın?" diye konuştu.