Demokratik yapının temellerini  oluşturan sivil toplum kuruluşları,ülkemizde süregelen sorunların kamuoyu gücüyle çözülebilmesi için önemli rol oynamaktadır.

Bölgesel faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları(stk) ise karar alma mekanizmaları üzerinde daha etkin bir güce sahiptir.Ancak siyasi ve sosyal çekinceler nedeniyle insanların bu haklarından yeteri kadar faydalanamadıkları ortada.Oysa bireysel adımlarla çözümlenemeyecek bir çok sorun,toplumsal birliktelikle çözüme ulaştırılabilir.

Bu konuda en iyi örnek,yıllardır üzerine gidilmemiş bir sorun olan "zehirli varil" konusudur.1987 yılından bu yana üzerinde birçok spekülasyon oluşturulan ancak etkileri ve tehlikenin boyutu tam olarak kamuoyuna açıklanmayan sorun,ancak yeni bir olayla karşılaşıldığında gündeme gelmekte.

Sözkonusu durumda en büyük görev yetkililere,dolayısıyla onlara yetkiyi veren halkımıza düşmektedir.Organize bir şekilde bu konunun üzerine gidildiğinde,somut adımların ulusal ve uluslararası boyutta atılabileceği kuşkusuzdur.Özellikle Sinop,Gerze ve bu sorundan kaygı duyan diğer tüm bölgelerde etkin bir duruş sergilenmesi gerekiyor.Bunun da en iyi yolu stk'ların harekete geçirilerek;kamuoyu dikkatinin konu üzerine çekilmesinden geçiyor.

Tehlikenin boyutunun belirlenmesi,sorunun çözümü ve uzun vadeli zararların giderilmesi için bir an önce harekete geçilmeli.Sinop'ta nükleer santral yapımının gündeme geldiği dönemde olduğu gibi Gerze'yi,Sinop'u ve ülkesini seven herkes ortak bilinçte toplanmalı;yarın gerçekten geç olabilir.