8
Mayıs
2024
Çarşamba
TOKAT

Renklerin dansı...

Eski Türk filmlerinde Ayten Alpman’nın söylediği hala da dillerimizden düşmeyen ünlü şarkının kuşkusuz en güzel yeri ‘bir başkadır benim memleketim’ satırlarıdır.

Anadolu, dünya üzerinde bir başka güzeldir. Bunu anlayabilmek için dünyamızın bazı özelliklerini bilmekte fayda var. Dünyamızda üç türlü iklim kuşağı vardır. Bunlar, sıcak, soğuk ve ılıman kuşaktır. Kutuplar çevresinde yaşanan soğuk iklimlerde toprak yılın 365 gün ve 6 saati buz ve beyaz iken, sıcak kuşağın yaşandığı ekvator civarında ise kurak ve çatlaktır.
Doğal olarakda kutuplarda insanlar yaşamadığı (az sayıda Eskimolar hariç) gibi, ekvator çevresinde yaşayanlar ise sürekli olarak ciddi açlık tehlikesi ile karşı karşıyadırlar.

Dünyamız üzerinde, yetişen ürünlerle kendi gıda ihtiyacını karşılayabilen az sayıda ülke bulunmaktadır. İşte bu sepeble ve daha pek çok özellikleri ile bir başkadır benim yada daha doğru bir ifade ile bizim memleketimiz. Eşsiz doğası, tarihi zenginlikleri ile bize nice nimetler sunmaktadır. Yağmurdan sonra görmekten çok keyif aldığımız ve görenlerin derin bir hayranlıkla seyrettiği gökkuşağı gibidir Anadolu toprağı. Dört mevsimin yaşanmasına bağlı olarak toprak her rengi görmemizi sağlar. 

Bir gelincik tarlası düşünün sanki kırmızıya boyanmış gibidir doğa. Toprak, sevdalısı yeşilin içinde bize diğer renkleri de görmemizi sağlarken adeta dans eder gibidir. Çeşitli bitkiler, renk renk çiçekler, sebzeler, meyveler, türlü türlü böcekler hepsi bu dansın bir parçasıdır. Bize düşense bu göz kamaştırcı güzelliği seyretmek ve korumaktır. Ama son yıllarda bilinen sebeblerle doğa s.o.s sinyali vermekte. Zarafetin hakim olduğu bu güzel topraklar bir yandan çölleşmeye başlarken diğer yandan da renklerini kaybetmeye başladı. Kuşkusuz geç olmadığını bilmekte ve çaba sarfetmekteyiz. Bu konuda ençok çaba sarfeden sivil toplum örgütü olan TEMA’nın çalışmaları bugün toplumun geniş kesimleri tarafından da destek görmektedir. Ama daha yapılacak çok iş var. Her yaştan, her meslekten insan birlikte toprağın renklerine sahip çıkmalıyız.

13 kasım 2005 te Konya Karapınar’da gerçekleşen ‘Toprağa Saygı’ yürüyüşünde, rengini yitiren toprağı gördüğümde inanamadım. Beyazımsı bir rengin hakim olduğu bu coğrafyada bitki, ağaç diye bir şey yoktu. Kilometrelerce yol katettiğinizde bile durum değişmiyordu.
Şükür ki, insanımız ve devletimiz bu durumun farkında olarak atılması gereken adımlar çok önceden atılmaya başlanmıştı.

Kuşkusuz daha fazla toprağa sahip çıkmalıyız hep birlikte. İnanıyorum ki, benim gibi milyonlarca insanda renklerin dansını her mevsim hayranlıkla seyrediyordur. Bahar geldi, çiçek açan ağaçları gördüğümüzde küçük çoçuklar gibi mutlu olacağız. Doğanın renklerini kaybetmeden seyretmeye devam edelim….


Resmiye Altındaş
Yayın Tarihi : 3 Mart 2006 Cuma 23:27:09


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?