Kamu çalışanlarının 25 Kasım’da ülke genelinde yapacakları grev öncesi, Balıkesir’in Ayvalık ilçesindeki Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) bünyesindeki sendikalardan, Eğitim-Sen Ayvalık İlçe Başkanlığı, yaptıkları basın toplantısıyla, hak arayış mücadelelerinde kendilerine her kesimden vatandaşın destek vermesini istedi.
Önümüzdeki yıla ait maaş zamları konusunda Ak Parti hükümeti ile bir türlü mutabakat sağlayamayan KESK üyesi kamu çalışanları, 25 Kasım’da greve gitme kararı aldılar. Ülke genelinde yapılacak olan grev öncesi basın açıklaması yaparak Ayvalık’ta da vatandaşların kendilerine destek vermesini isteyen Eğitim-Sen Ayvalık İlçe Başkanı Dilaver Şener ve Yönetim Kurulu üyelerinin yaptıkları açıklamada, “Kamu emekçileri olarak 2010 Toplu Sözleşme sürecine çok ağır şartlarda hazırlanıyoruz. Bir milyonu aşan emekçi kardeşimiz işinden atılmış, on binlerce küçük esnaf kepenk kapatmış, bir biçimde işini koruyabilenler ve çalışanlar ise sefalet ücretine mahkûm edilmiştir. Hükümet bundan önce olduğu gibi 2010 görüşmelerine de IMF’den aldığı ekonomik program çerçevesinde hazırlıklarına başlamış ve bu ekonomik programı dayatmaya hazırlanmaktadır. Hükümetin zaten bu güne kadar olduğu gibi bundan sonrada kamu emekçilerinin sorunlarına çözüm olmadığı ve olamayacağı ortadadır. Kamu emekçilerine dayatılan 4688 sayılı sendika yasası çalışanların çözümü olmak yerine ayaklarına vurulan bir pranga olmuştur. Bu yasa sadece iktidarlar için Toplu Sözleşmeden kaçış yolu olmuştur. Dolayısı ile Siyasi iktidar önümüzdeki dönemde Toplu Görüşme komedisine son vermelidir’’ denildi.
“KRİZİN BEDELİNİ ÖDEMEMEK VE AK PARTİYİ UYARMAK İÇİN MEYDANLARDAYIZ”
Kamu emekçilerinin ‘Grevli Toplu Sözleşme’ hakkı için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açmış olduğu tüm davalar kamu emekçilerinin lehine sonuçlandığını ve iktidarın krize karşı sermaye kesimini koruduğunu iddia edildiği açıklama da, “Krize bizzat neden olanları, patronları kolladı, daralmış olan kamusal kaynakları sermaye kesimine aktararak, lüks tüketimi teşvik ederek çarçur etti. Tablonun karanlılığı bununla da sınırlı değildir. Siyasi iktidarın emekçi düşmanlığı, örgütlü emek güçlerine yönelik sürdürdüğü sistemli baskı ve yıldırma politikaları ile sürgünler, soruşturmalar, işten çıkarmalar ve tutuklamalarla ayyuka çıkmıştır. Siyasi iktidar eğitimi, sağlığı ve diğer kamusal hizmet alanlarını taşeronlaştırarak bu alanları ticarethanelere dönüştürmüştür. Gasp edilen toplu sözleşme hakkımızı kullanmak için, herkese güvenceli iş, onurlu bir yaşam, insanca bir ücret için, kaynakların sermayeye değil, işsizlik ve yoksullukla mücadeleye ayrılması için, demokratik bir çalışma yaşamı için, kadına yönelik şiddetin ve ayrımcılığın kaldırılması için, küresel kapitalizme karşı emeğin sesini yükseltmek için, özgürlük, eşitlik için, demokrasi, barış ve adalet için, krizin bedelini ödememek için ve çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakmak için biz kamu çalışanları 25 Kasım’da bir kez daha siyasi iktidarı uyarmak için alanlardayız. Dolayısı ile tüm kamu çalışanlarını, işlerini kaybedenleri, yarınlarımız olan geçlerimizi, anne ve babalarımızı, esnafımızı, emeklimizi 25 Kasım da saat 13.00 de Cumhuriyet Alanı’nda, bizlere destek olmaya, geleceğimize sahip çıkmaya ve beraber olmaya davet ediyoruz” diyerek hükümete sert tepki verildi.
![]() |