Dünyanın en nadide eserleri arasında gösterilen İznik çinisinde markalaşmaya gidiliyor. 400 yıl önce İznik'te üretilen çiniler, İznik Belediyesi'nin 2004 yılında Türkiye Patent Enstitüsü'ne (TPE) yaptığı marka başvurusuyla yeniden hayat bulacak.

Dünyanın dört bir yanını süsleyen, koleksiyoncuların ve müzayedecilerin vazgeçemediği eserler arasında olan İznik çinisinin gelecekte de bu özelliğini koruması için 2004 yılında TPE'ye yapılan başvuru kabul edildi. İznik Belediyesi'nin TPE'ye 2004 yılında yaptığı patent talebi yetkililerce olumlu karşılandı. İznik çinisinin yüzyıllardır kendine has özelliğini koruduğunu ve bugün dünya üzerinde genel kabul görür bir hususiyet kazandığını ifade eden İznik Belediye Başkanı Kadri Eryılmaz, çinide markalaşmaya gitmenin hem İznik açısından, hem de İznik çinisinin kendi özelliğini ve adını koruması açısından çok önemli olduğunu belirtti. Bugün gerek ülkemizde, gerekse dünyada birçok üründe markalaşmaya gidildiğini, bunun da ürünlerdeki ayırt edicilik vasfını sağlamlaştırdığını kaydeden Eryılmaz, İznik çinisinin eski kalitesinde üretilmesi için yıllarca süren araştırmalar yapıldığını söyledi. Başkan Eryılmaz "İznik çini sanatı, dünya seramik literatüründe zirve olarak kabul ediliyor. İznikli ustalar, yıllar süren araştırmalar ve binlerce deney neticesinde, İznik çinilerini eski kalitesinde ve geleneksel yöntemlerle günümüzde yeniden üretmeye başlamıştır. Önce Çini Vakfı ile başlayan serüven bugün ilçede 50'nin üzerinde küçük ölçekli sanat atölyesiyle varlığını sürdürmektedir. İznik dışında çini ve seramik üretilse de, İznik çinisin farklılığı apaçık ortada. Bu konuyla ilgili yazılmış tüm kaynaklarda belirtildiği gibi, Topkapı Sarayı'nda bulunan nakkaşhaneye hizmet eden ustalar çinilerini İznik'te üretmişlerdir. Günümüzde hala kazıları devam eden tarihi çini fırınları kazısı da bunun doğruluğunu gösterir. Gelecekte, şu an gelirinin büyük kısmını tarımdan sağlayan ilçe nüfusunun bir kısmı çiniciliğe, diğer bir kısmı da turizme yönelmiş olacak" dedi.