8
Mayıs
2024
Çarşamba
BURSA

'Üzmez dosyası Adli Tıp'a hiç gitmedi'

BURSA’da 14 yaşındaki B.Ç.’ye cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklanıp, altı ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye olan Vakit Gazetesi yazarı Hüseyin Üzmez’in yargılandığı davada, Bursa Barosu da müdahil olmak istiyor.

Üzmez’in tahliye kararında etkili olan İstanbul Adli Tıp Kurumu 6'ncı İhtisas Dairesi’nin jet hızıyla hazırladığı raporun düşündürücü olduğunu söyleyen Baro Başkanı Zeki Kahraman, “Böyle bir davada dosyanın iki gün içersinde posta ile Adli Tıp Kurumu’na ulaşması mümkün değil. Dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gitmediğini, B.Ç.’nin iddianame üzerinden muayene edildiğini duyduk” dedi.

Bursa’nın Mudanya İlçesi'nde geçen Nisan ayında B.Ç.'ye ‘cinsel istismarda bulunduğu’ iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklanan Hüseyin Üzmez, altı ay cezaevinde kaldıktan sonra, ikinci duruşmasının yapıldığı 28 Ekim günü tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildi. Aynı gün, Üzmez'le birlikte tutuklu olan B.Ç.’nin annesi Livaze Ç. için de tahliye kararı verildi.

JET HIZI TARTIŞMASI
Hüseyin Üzmez’in tahliyesinde, 17 Eylül günü yapılan ilk duruşmada alınan kararla İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk edilen B.Ç.'nin ‘beden ve ruh sağlığının bozulmadığı’ kararı etkili oldu. Ancak bu kararın prosedür yerine getirilmeden jet hızıyla verildiği tartışması başladı.

Üzmez'in tahliye edilmesini sağlayan gelişme şöyle oldu: Bursa 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde 17 Eylül'de yapılan ilk duruşmada B.Ç.'nin İstanbul Adli Tıp Kurumu'na sevkine karar verildi. Dosyanın İstanbul'a gönderilmesi ve B.Ç.'ye muayene ve tetkikler için gün verilmesi beklenirken her şey jek hızıyla gelişti.

Duruşmadan 2 gün sonra B.Ç. İstanbul Adli Tıp Kurumu 6'ncı İhtisas Kurulu'nda muayeneye alındı. 19 Eylül günü muayene edilen B.Ç. için 22 Eylül günü rapor verildi. Adli Tıp raporunda B.Ç. için ‘Olaydan kaynaklanmış beden ve ruh sağlığını bozacak mahiyet ve derecede patolojik araz tespit edilmedi’ denildi.

Hüseyin Üzmez’in tahliyesinde etkili olan bu rapora, B.Ç.’yi koruma altına alan Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nün bağlı olduğu Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Nimet Çubukçu’nun, Adli Tıp Kurumu raporu hakkında şüphelerinin bulunduğunu belirtip, davaya müdahil olacağını söylemesinden sonra, davaya bir müdahillik talebi de Bursa Barosu’ndan geldi.

“BİRİLERİNE BASKI YAPILMASINDAN ENDİŞE EDİYORUZ”
Bursa Baro Başkanı Avukat Zeki Kahraman, Adli Tıp Kurumu raporunun çelişkili ve tartışmaya açık olduğunu belirterik, şunları söyledi: “Ceza yargılaması bakımından usule uyulmadığını düşünüyoruz. Uludağ Üniversitesi’nden alınmış olan rapor Üzmez’in aleyhinde iken, İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun raporu lehine çıktı. Ceza hukukunda iki rapor arasında çelişki var ise, üçüncü bir rapor alımının zorunluluğu vardır. Bu maalesef yapılmamıştır”

Bir diğer sorunun da raporun jet hızıyla hazırlanması olduğunu belirten Bursa Barosu Başkanı Zeki Kahraman, “Bu tür yargılamalarda beklenen raporlar genellikle 6- 12 ay arasında gelir. Daha geç gelenler de bulunuyor. Raporun geliş hızı şüphelendiriyor” dedi. Hüseyin Üzmez’in ilk duruşmaya 17 Eylül günü çıktığını anlatan Kahraman, “Bu durumda mağdur olan kızın Adli Tıp Kurumu’nda muayenesine karar verildi. Karardan iki gün sonra B.Ç. Adli Tıp Kurumu’nda muayene edildi. Bu bir ilk. Dosya posta ile gönderilse iki günde Adli Tıp Kurumu’na ulaşmaz. Birilerine baskı yapılmasından endişe ediyoruz” diye konuştu.

“DOSYANIN ADLİ TIP'A GÖNDERİLMEDİĞİNİ DUYDUK”
Adli Tıp Kurumu'nun mahkemeden dosya gelmeden rapor hazırladığı iddialarına da hak veren Bursa Barosu Başkanı Avukat Zeki Kahraman, bu konuda da şunları söyledi: “Mağdur olan B.Ç. ile birlikte dava dosyasının da İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesi gerekiyordu. Dosya içersindeki diğer belgelerin de incelenmesiyle birlikte bir rapor hazırlanmalıydı. Böyle bir davada dosyanın iki gün içersinde posta ile Adli Tıp Kurumu’na ulaşması mümkün değil. Dosyanın Adli Tıp Kurumu’na gitmediğini, B.Ç.’nin iddianame üzerinden muayene edildiğini duyduk. Bu konuya açıklık getirilmeli. Dosya hakkında gerekli incelemeler yapıldıktan sonra bilirkişi heyeti hakkında gerekirse suç duyurusunda bulunacağız.”

‘ASIL HÜSEYİN ÜZMEZ ADLİ TIP’A GİTMELİ’
Bu arada Bursa Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nde devlet tarafından koruma altına alınan B.Ç.’nin yaşadığı olaydan yavaş yavaş kurtulmaya çalıştığı belirtildi. B.Ç.’nin İnegöl ilçesinde ara verdiği eğitimini Bursa’da sürdürüyor. Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nün Bakan Nimet Çubukçu’nun talebinden sonra B.Ç.’nin geldiği ilk günden bu güne kadar yaşadıkları, ruhsal yapısı ve arkadaşlarıyla ilişkisini içeren geniş kapsamlı dosya hazırlandı. B.Ç. ile ilgilenen ve adının açıklanmasını istemeyen bir görevli, “Kızımız şoku yavaş yavaş atlatmaya çalışıyor. Rapor konusu açıldığında da ‘Asıl Adli Tıp Kurumu'na benim değil Hüseyin Üzmez’in gitmesi gerekliydi’ diyor” diye konuştu

Hürriyet
Yayın Tarihi : 31 Ekim 2008 Cuma 15:39:20


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Serkan Karadeniz IP: 88.226.175.xxx Tarih : 2.11.2008 21:20:21

Akşam Adli tıp kurumu yetkiklisinin bir televizyon kanalındaki açıklamalarını izledim adli tıp yetkilisi yani raporu veren kişi şöyle diyor bende çok rahatsız oldum artık televizyon izlemiyorum ailem ve komşularım beni çok rahatsız ediyor benim bu raporda yani adli tıp kurumunun suçu yok bizden istenen soruya cevap verdik bu raporla zanlı hüseyin üzmez cezadan kurtulmadı zaten mahkeme onu suçlu buldu diyor ve devam ediyor. diyorki bizim verdiğimiz rapor cezanın süresini artırır yoksa zanlıyı kurtarmaz diyor . ben o raporu yazan şahsa soruyorum kardeşim biz zaten hüseyin üzmezin suçsuz olup olmadığını tartışmıyoruz o tabiki suçlu ama alacağı ceza çok ağır olması lazım siz bu cezanın ağırlaşmasını önlediniz daha ne yapacaktınız bu şahıs 15 yıl alacağına sayenizde 2 yıl ceza alacak bu raporu verirken acaba hangi kriterleri baz alarak rapor yazdınız bunu bari açıkla ama görüyorumki onu dahi söyleyemiyosun yani bir kriter bir değer yok hadi suçlu olduğuna dair bir kriter mevcut değil suçlu olnmadığına dair kriterlerin nedir onu bari yaz sen bizi salakmı zannediyon türkiyede eğitim seviyesinin ne olduğundan farkın yok galiba laf salatasıyla milleti kandıramassın bir gün işallah senin 14 yaşındaki kızına 75 yaşında biri cinsel taciz yapar sende bir baba olarak toplum içine cıkıp gezersin 14 yaşında bir çocuğa 75 yaşında bir adam cinsel tacizde bulunuyor sen bişey yok diyon buna kendin inanıyonmu yani psikolojik bişey yok diyon bu mümkünmü acaba bir vatandaş olarak ben inanmıyom sende inanmıyon esasında ama bu dünyanın öbür tarafıda var işallah orada inanırsın seni allaha havale eidyorum ADLİ TIP KURUM YETKİLİSİ