İstanbul surlarının Marmara kıyısındaki kapılarından biri olan Çatladıkapı, Kadırga limanı civarında. Semte adını veren bu kapı 1532 senesinde bir depremde çatlamış olduğu için o zamandan bu yana bu isimle anıldığı söyleniyor. Bu kapının yanında, kale bedeni üstünde Jüstinyen Sarayı’nın harabeleri var.

Kahvehanenin çırağına áşık Düğümlü Baba’nın hazin öyküsü

Düğümlü Baba, 19. yüzyılda yaşamış, kalender, Allah dostu bir derviş. Hikayesi Asırlar Boyu Eminönü’nde şöyle anlatılıyor: ‘’Düğümlü Baba Amasra’da doğmuştur. Asıl adı Mustafa’dır. Medresede okumuş, hafız olmuş, devrin vezirlerinden Laz Ahmet Paşa’nın imamlığında bulunmuştur. İstanbul’a geldiklerinde paşasının konağı civarında bulunan bir kahvehanenin çırağı olan Kerem adında bir gence aşık olmuş, bu aşk ile nefsini terbiye etmek mecburiyetini duyarak bir şeyhe bağlanmak istemiş Rıfai tarikatına girmiştir. Maşuku Kerem ise verem olmuş ve 17 yaşındayken ölmüştür. Hafız Mustafa sevdiği genci teneşir tahtası üzerinde bi-ruh görünce öylesine sarsılmış ki, o günden sonra yalınayak, başı açık, saçı sakalına karışmış, üstünde bir entariyle dolaşmış. Kimseyle konuşmamış. Elinde tuttuğu bez parçalarına sürekli düğüm attığı için Düğümlü Baba olarak anılmaya başlamış. 1866 yılında vefat etmiş.’