3
Mayıs
2025
Cumartesi
EMİNÖNÜ - İSTANBUL
Belediye Sayfaları

İlber hocadan birleşme yorumu

PROF. DR. ORTAYLI'DAN EMİNÖNÜ İLE FATİH BİRLEŞMESİNE TARİHİ YORUM...


Topkapı Müzesi Başkanı ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, Eminönü ile Fatih ilçelerinin birleştirilmesi hakkındaki çalışmaları değerlendirdi.

Milliyet Gazetesi'ndeki köşesini konuya ayıran Ortaylı, tarihi gerçekleri okuyucularıyla paylaştı.

2008-03-03


İstanbul gelecek  yılki belediye seçimlerine akıllıca bir düzenlemeyle girecek gibi. Suriçi İstanbul dediğimiz eski Dersaadet’in iki ilçeye ayrılması gibi bir acayiplik sona eriyor; Eminönü ve Fatih birleştirilecek.

Anlaşılır şey değil ama bazı politikacılar suriçi İstanbul’un birleştirilmesini beynelmilel bir siyaset oyunu ve Fener-Rum Patrikhanesi’nin bir komplosu gibi gösteriyor. Bu manasızlığa verilecek cevap; suriçi İstanbul’un Tanzimat dönemine kadar Dersaadet ve sur dışında ise Eyüp, Galata ve Üsküdar’ın bilad-ı selase (üç belde) diye ayrı kadılıklar, yani yargı ve belediye bölgesi olarak düzenlenmiş olduğudur. Suriçi İstanbul her zaman Dersaadet, yani İstanbul kadısının idari, beledi ve yargı alanıydı.

Ayrı iki ilçe teşkil etmenin Tanzimat döneminin belediyeciliğinin bir garip tasarrufu olduğunu söylemeliyiz. Ama burada iki beledi daire vardı, yoksa ilçe idaresinden söz etmek mümkün değil; kaldı ki 1920’lerin ve 30’ların olanakları içinde iki ilçeye ayrılan suriçinin bugün de böyle gitmesi gerekli değildir.

Eminönü dediğimiz bölge Sarayburnu, Unkapanı, Yenikapı üçgenini kapsar. Burada bugün 33 mahalle var, hepsi de tarihi mahallelerdir: Alemdar, Balabanağa, Binbirdirek, Hocapaşa, Emin Sinan Mahallesi, Demirtaş, Hacıkadın, Hoca Gıyaseddin, Hubyar, Küçük Ayasofya, Kalenderhane, Katip Kasım, meşhur Mercan, Mesih Paşa, Molla Fenari, Molla Hüsrev, Muhsine Hatun, Nişanca (Eyüp Nişancası başka), Saraç İshak, Rüstempaşa, Sururi, Allah daim etsin Süleymaniye mahallesi, Tahtakale, Taya Hatun, Yavuz Sinan, Şehsuvar, Demirtaş gibi şehrin beş asrını yansıtan eski isimler taşırlar.

Eminönü Belediyesi mahalleleri birleştirip bazılarını lağvetmek ve isim değiştirmek gibi bir uygunsuzluğa başvurmadı. Bizde köy, mahalle ve sokak ismi değiştirmek
II. Meşrutiyet’te başlayan bir münasebetsizliktir. Balkan ülkelerinde olduğu gibi aşırı milliyetçi bir politikanın gereğinden çok, bir zevzeklik sonucu sayılmalıdır. Çünkü bu isim değiştirmelerle ön planda şehrin ve ülkenin kendi tarihi tahrip edilmektedir.

Belediyenin durumu

Miladın 4’üncü asrı ile 19’uncu asır arasında tam 1400 sene yeryüzünün en büyük ve parlak metropolü olan ve halen şöhret ve ihtişamı devam eden Eminönü bölgesi aslında şimdi kazılarla açığa çıkmaya başlayan İmparator Konstantin surlarının çevirdiği ilk büyük metropoldü. 5’inci asırda İmparator Thedosius’un inşa ettirdiği bugünkü surlar hem savunmayı berkitmeyi hem de şehrin artan nüfusunu, sarnıçları, bazı gerekli bahçelerin oluşturduğu bölgeyi suriçine almayı amaçlamıştı.

Bu bölgede Osmanlı devrinde Cerrahpaşa, Fatih ve Çarşamba gibi güzide ve kalabalık semtler yer aldı; oysa Bizans devrinde burada Studion Manastırı (sonra İmrahor denen cami), Hora Manastırı, Pammakaristos Kilisesi (sonraki Fethiye Camii) gibi yapılar ve etrafında bostan, bahçe, sarnıç ve seyrek yerleşmeler vardı. Osmanlı devrinde de şehrin hayatı, ulaşım vasıtaları bugünkü gibi olmamasına rağmen, bir idarenin elindeydi ve suriçi İstanbul’u İstanbul kadısı yönetirdi.

Bugünün Eminönü’sünün durumunu daha evvel de tartıştık; en sefil gelirli belediyedir. Gündüz 2 milyonun kirlettiği, gece İstanbul’da yılın kaç ayını geçirdiği pek belli olmayan 100 binin altında nüfus. Eski sakinleri Eminönü’yü 1960’lı yıllardan itibaren süratle terk etmiş, çok az sayıda insan burada oturmaya devam ediyor. Gündüz 2 milyon insanın geçimini sağladığı ve dünyanın kültür merkezi olan bu ilçenin belediyesi ancak 20 bin kişinin oyuyla seçiliyor, üstüne bir de devlet memuru statüsündeki insanlara seçilme yasağı getirildiğine göre, belediye meclislerine ancak orada ikametgah gösterenler aday olabiliyor.

Eminönü Belediyesi yükümlü olduğu hizmetleri yerine getirmek için didinen, zavallı bir örgüttür. Eminönü nüfusu mevsimlik; kışın burada oturup yazın gidenler veya aksini yapanlardan oluşur. Bu kadar az seçmen sayısı burada demokratik bir temsil mekanizmasının işlediğini iddia edenlerin ciddiye alınamayacağını gösterir.

Eminönü’nün Fatih’le birleştirilmesi şarttır ama asla yeterli değildir. Bu idarenin başındaki kimsenin tayin edilmesi gerekir ve gelirlerinin kanunla artırılması gereken bir kuruluş söz konusudur. Buna karşılık belediye meclisinin mevcut belediye kanunundaki gibi kamu hizmeti yapanları, üniversite hocalarını dışlaması şöyle dursun, çok geniş kuruluşları içine alacak biçimde bir adaylık ve seçim mekanizması ile oluşması gerekir. Bunların hepsi kanunla tespit edilmelidir.

milliyet
Yayın Tarihi : 17 Mart 2008 Pazartesi 20:33:13
Güncelleme :17 Mart 2008 Pazartesi 20:39:49


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
serdar sahin IP: 85.105.15.xxx Tarih : 15.04.2008 16:39:11

Eminönü belediyesi gelir yönünden asla sefil değildir,kaldıki ilçenin hiçbir altyapı projesi yoktur sadece personel maaşı ve çöp ihalesine para verilmektedir.unutulmasınki yüzölçümü olarak küçük olan bu ilçenin bir kısmıda büyükşehir belediyesinden hizmet almaktadır.. geriye tamamen bir rantsal dönüşüm kalmıştır.Topkapı sarayının sefil halide herkesçe bilinmektedir...