Sultanahmet’te düzenlenen Ramazan Etkinlikleri kapsamında, Türkiye’de bulunan Kerkük Tenzile Topluluğu, Türkmenler’e özgü tenzile ve kasidelerden oluşan bir konser verdi.
Konserden önce bir konuşma yapan Kerkük Vakfı Başkanı Prof. Suphi Saatçi, Irak’ta yaşayan Türkler’in kültür hayatlarının en etkili yanının, bütün canlılığıyla varlık gösteren musiki dünyası olduğunu söyledi. Türkmenler’in en zengin mirasının musiki olduğunu ifade eden Saatçi, tabanı dine dayanan musikinin, başta Kerkük olmak üzere Türkmenler’in yoğun olarak yaşadığı Erbil, Tuzhurmatı ve Telafer’de hala zenginliğini koruduğunu söyledi. Ezgilerin genellikle yöreye özgü anonim parçalardan oluştuğunu belirten Saatçi, "Bu parçalar Türk dünyasının ortak repertuarında yer alıyor" dedi.
Konuşmanın ardından Başmevlithan Abbas Nalbantoğlu ile 6 mevlithandan oluşan topluluk, ritim sazlar, def, zilli def, dunbulbas ve ney eşliğinde, Türkmenler’e özgü tenzilelerin yanısıra Saba, Hicaz, Bayat ve Segah kasidelerini seslendirdiler. Tenzile ve kasidelerin seslendirilişi sırasında çoğunluğu Türkmenler’den oluşan dinleyiciler gözyaşlarına hakim olamadı.
Konserden önce basın mensuplarının sorularını yanıtlayan mevlithanlar ise, Kerkük’ün kültürünü İstanbul’da tanıtmaya geldiklerini belirterek, "Ama görüyoruz ki aramızda pek fark yok. Bizler bir elmanın yarısı gibiyiz" dedi.
Kerkük’teki sıcak gelişmelere de değinen müzisyenler, durumlarının çok kötü olduğunu söyledi. Grup üyeleri, "Arsalarımıza çadırlar kurdular. Kürtler, Irak’taki Kürt bölgelerinden gelip Kerkük’ü işgal ettiler. Dükkanlarımızın önüne tezgah açıyorlar. Ticaret yapamıyoruz. Kerkük’ün demografik yapısını değiştirmeye çalışıyorlar. Bunları yaparken işgal kuvvetlerinden destek alıyorlar. Biz Türkiye’den memnunuz. İsteğimiz, bizden desteklerini çekmemeleri" şeklinde konuştu. Öte yandan, grup üyelerinden Ömer adlı küçük müzisyen, sokağa çıkıp rahatça oyun oynayamadıklarından yakındı.