24
Mayıs
2024
Cuma
ŞİŞLİ - İSTANBUL
Belediye Sayfaları

Adliyede linç girişimi

Maslak’ta meydana gelen trafik kazasında 3 kişinin ölümüne neden olan sanık, duruşma çıkışında linç edilmek istendi.

Maslak Harp Akademileri tünelinde park halindeki bir araca çarpıp 325 metre sürükleyerek Durmuş Aslan, Engin Duman ve Seyithan Enci’nin ölümüne neden olduğu gerekçesiyle tutuklu olarak yargılanan Şükrü Dinç, çarptığı aracın park halinde olmadığını ileri sürdü.

Olayda ölenlerin yakınları, duruşma çıkışında önce tutuklu sanığa saldırdı. Jandarmanın sanığı mahkeme koridoruna alması üzerine, ölenlerin yakınları bu kez de sanık yakınlarına saldırdı.

Polisin sanık yakınlarını da korumaya alması sayesinde arbede, daha da büyümeden yatıştırıldı. İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada "tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu 1’den fazla kişinin ölümüne neden olmak"la suçlanan tutuklu sanık Şükrü Dinç’in yanı sıra ölen üç kişinin yakınları ve avukatlar da duruşmada hazır bulundu.

Kaza yapan sanık Şükrü Dinç, olay sırasında kendi kullandığı 34 VTB 53 plakalı aracın iddianamede belirtildiği gibi TIR olmadığını, büyük kamyon olduğunu söyledi. Sanık Dinç, olayın meydana geldiği gün Trakya’da yükünü boşaltıp Gebze’ye dönüş halinde olduğunu söyledi.

Sabaha karşı saat 03.00 sırasında 34 TA 1491 plakalı aracın, kendi aracının solunda seyir halinde olduğunu, kendisinin de yolun en sağından ilerleridiği belirten sanık Dinç, "Arkadan bir araç devamlı selektör yapıyordu. Bir ara ona dikkat ettim. Aynadan bakarken, solumdaki aracın önüme geçtiğini fark edemedim. Bir çarpma sesiyle olayın farkına vardım; ancak bariyerlere de çarpınca direksiyon hakimiyetini kaybettim" dedi. Kaza sonrasında aracından indiğini ve çarptığı araca baktığını, şok geçirdiğini belirten sanık Şükrü Dinç, ne yaptığını bilmez bir halde olay yerinden uzaklaştığını ve 2 gün sonra da polis tarafından yakalandığını söyledi.

"SANIĞIN İFADESİNİN TAMAMI YALAN"

Olay günü TIR’ın altında ezilip 325 metre sürüklenen aracın içinde ölen Durmuş Aslan, Engin Duman ve Seyithan Enci’nin yakınları ise, duruşmaya şikayetçi olarak katıldı. Şikayetçi 8 kişi, olayı görmediklerini ve sanık hakkında şikayetçi oldukları belirtirken, Seyithan Enci’nin eşi Sıdıka Enci ise olay gecesi saat 02.00 sıralarında eşinin telefon ettiğini belirterek, "Araçlarının arıza yaptığını söyledi. Yol kenarına park etmişler ve telefonla çağırdıkları tamircinin gelmesini bekliyorlarmış. Sanık, aracın seyir halinde olduğunu söylüyor. Söylediklerinin hepsi yalan" diye konuştu.

Şikayetçilerin avukatı Funda Kale, sanığın "Araç seyir halindeydi" şeklindeki ifadesi başta olmak üzere ifadesinin tamamının yalan olduğunu, olayın görgü tanıkları bulunduğunu ve isimlerini bir sonraki celsede liste olarak mahkemeye sunabileceklerini söyledi.

Sanık avukatı ise, müvekkilinin ifadesinde çelişkiler olduğu izlenimi oluştuğunu belirterek, kaza sırasında çarpmanın etkisiyle fren sisteminde bir arıza meydana geldiğini ve gelecek olan kaza raporunun olayı aydınlatacağını söyledi. Sanık avukatı, sorgusu tamamlanan sanığın olaydan üzüntü duyduğunu da söyleyerek, mahkemenin belirleyeceği bir kefaletle tahliyesine karar verilmesini talep etti.

Sanık avukatının tahliye talebinin reddine karar verilen duruşma, tanıkların dinlenmesi, otopsi ile teknik kaza raporunun beklenmesi ve dosyadaki diğer eksiklerin tamamlanması için ertelendi.

Öte yandan, duruşma sonunda tutuklu sanık jandarmalar arasında götürülürken, ölenlerin yakınları tarafından linç edilmek istendi. Sanık, güvenlik önlemi alan polis ve jandarma tarafından ara koridora alındı. Öfkeli grup, bu kez de duruşmayı izlemeye gelen sanık yakınlarına saldırdı.

Polisin de araya girdiği arbede sırasında tekmeler ve yumruklar konuştu. Arbede, fazla büyümeden ve can kaybı olmadan yatıştırıldı. Sanık yakınları başka bir koridora alındıktan sonra saldıran grup adliyeden çıkarıldı. Önce tutuklu sanık götürülürken, daha sonra da sanık yakınları adliyeden gönderildi.

İHA
Yayın Tarihi : 31 Mayıs 2005 Salı 15:20:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?