Kocaeli’nin Karamürsel İlçesi’nin asırlık simgesi Karamürsel sepeti yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. İlçede tek kalan sepetçi de, işyerini kapatmaya hazırlanıyor.

19. yüzyıldan bu yana ilçenin sembolü olan Karamürsel speti, artık sadece bir tek kişi tarafından üretiliyor.

Önceleri ilçenin en önemli geçim kaynaklarından biri olan sepetin, artık unutulmaya yüz tuttuğunu söyleyen sepetçi Mehmet Ali Koygun, "Eskiden ilçede bir çok atölye vardı. Fakat zamanla bu atölyeler kapandı. Karamürsel Sepeti de unutulmaya başlandı. Şu anda tek atölyeyi ben işletiyorum.

Kışın zaten kapalıyız, yazın ise 5 kişi ile sepet yapıp satmaya çalışıyoruz. Bu mesleği biz de kuşaklardır yapıyoruz. Ancak satışlar eskisi gibi olmadığı için ben de işyerimi kapatmayı düşünüyorum" dedi.

Sultan Abdülaziz’in İzmit’i ziyareti sırasında, halkın kendisine kiraz topladığını ve bunları Karamürsel Sepeti’ne koyduğunu anlatan Koygun, "Sultan Abdülaziz, ufak sepeti görünce biraz da küçümseyerek, içinde ne olduğunu sormuş.

Halk da kiraz topladığını söylemiş. Fakat Sultan, küçük bir sepetin içinde, kendisine az bir miktar kiraz getirildiğini düşünmüş. Kirazı boşaltmışlar ama kiraz tepsiye sığmamış. Sultan da bu kadar küçük bir sepetin içinden, bu kadar çok kiraz nasıl çıktı diye şaşırmış.

İşte o zamandan bu güne kadar, ’Ufak tefek gördün, Karamürsel sepeti mi sandın?’ diye meşhur söz kullanılır olmuş" diyerek, sepetin görünüşünün küçük, içinin ise büyük olduğunu belirtti.

Koygun, "Sepetin tabanı 7-10 santim, ağız genişliği 15-20 santim, boyu ise 40-55 santimdir. Yarım koniyi andıran sepet iyi kesilmiş ve kurutulmuş kestane çıtalarından örüldüğünden, iç hacmi dış görünüşünün aksine geniştir ve en önemli özelliği budur" diye konuştu.