27
Mayıs
2024
Pazertesi
AKYAZI - SAKARYA

Akdağ Akyazı'ya geldi

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Kırım Kongo Kanamalı Ateş Hastalığı'yla ilgili çok etkin bir mücadele yürüttüklerini belirterek, "Bu sene vaka sayılarında ciddi bir azalma olacağını düşünüyoruz" dedi.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 100 yatak kapasiteli Akyazı Devlet Hastanesi'nin açılışına katıldı. AK Parti hükümetinin 6 yıllık iktidarı süresince sağlık alanında yaptığı hizmetleri anlatan Akdağ, ''6 yıl her konuda olduğu gibi, sağlıkta da çok önemli hamle ve adımlarla geçti. Bizi SSK'lı, işçi, yeşil kartlı ve Bağ-Kur'lu diye hastanelerin önünde ayrıma tabi tutan bir sistem vardı. İşçi emeklisi olarak değil, devlet hastanelerinin, özel hastanelerin ve sağlık ocaklarının kapısına dahi uğrayamazdık.

Bir SSK hastanesinin kapısına da yeşil kartlı uğrayamazdı. Doktordan hizmet almak istiyorsanız mutlaka muayenehanesine gitmeniz, ciddi bir para ödemeniz gerekirdi. Sistem böyle çalışıyordu. Özel hastanenin kapısına vatandaş olarak gidemezdiniz ve cebinizden külliyetli miktarda para ödemeniz gerekirdi. Yeşil kartlı ve işçi olarak ilaç almakta da büyük sıkıntılarımız vardı. SSK hastanesinin izbe köşesinde belki saatlerce bekleyeceksiniz. Bu, büyük bir çileydi. Akyazı'nın bir köyünden vatandaşımızı ambulansla hastaneye götürme imkanı yoktu, çünkü köylere ambulans hizmeti yoktu'' dedi. Bakan Akdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Önceden vatandaşlarımız çeşitli haberlere şaşırıyordu. 'Fransız turist ülkemize gelmiş, falanca tatil köyünde kaza geçirmiş, Fransızlar ona hava ambulansı göndererek ülkelerine götürmüş, kardeşim medeniyet de budur' deyip durduk. Türkiye'de şu anda 7 helikopter ambulansımız bütün vatandaşlarımıza hizmet ediyor. Yıl sonuna kadar helikopter sayısı 17'ye çıkacak. 2 tane de uçağımızla bütün yurt sathında ücretsiz olarak vatandaşlarımıza bu hizmetleri de sunacağız.''
Akdağ, ''Sağlık sistemi sağlıkta dönüşüm programıyla insanımıza insan olma haysiyetini yaşatan bir sistem olma durumuna geçti. Bunu yaşıyoruz. Türkiye bugün dünyanın sayılı ülkeleri arasına girdi.

Meselenin buraya kadar getirilişinde çok insanın emeği var. Özellikle ifade etmeliyim ki, başbakanımızın bu konudaki emeği birinci sırada gelir. Çünkü bizler bu sistemi kurgulayan ekip olarak biliyoruz ki bir ülkenin başbakanı ve hükümeti eğer bir sağlık dönüşümünün arkasında durmazsa sağlık bakanı olarak çok
fazla şey yapamayız. Hükümetimizin özelikle başbakanımızın arkanızda durması son derece önemlidir. Bu konuda o kadar derin lobiler var ki. Sigaraya, ilaca, muayenehaneciliğe ve tıbbi malzeme teminine el atsanız karşınıza güçlü bir lobi çıkar. Bütün bunlara karşı yanınızda başbakanınız ve hükümetiniz büyük destek vermiyorsa, başarılı olma şansınız yok. Türkiye'deki büyük dönüşümün 6 yıl içinde gerçekleştirilmesinin altında yatan asıl husus budur'' ifadelerini kullandı.

Göreve geldikten sonra birçok sağlık kuruluşunu hizmete açıklarını kaydeden Akdağ, ''Binalar insana hizmet etmez. Elbette binayı yapmak lazım. 2 yıl içinde bu hastaneyi Akyazı halkına kazandırdık. Göreve geldiğimde yüzlerce hastane ve sağlık ocağının temeli atılmış, kimi 2 kat çıkmış şekilde duruyordu. Şu anda bu durumda kalan 8 binamız var. Bunun da sebebi yargıyla ilgili bir takım sıkıntılardır. Yargı süreci devam eden işler. Bu süreci yakın takip ederek aştık. 2009 yılının sonu itibariyle Türkiye'de bugüne kadar bitirilememiş sağlık binamız kalmayacak. Geldiğimiz nokta budur. Binaları da yapmak önemlidir. Sağlık personelin halka hizmet vereceği mekanların güzel olması hem onların, hem de halkımızın işini kolaylaştırıyor'' dedi.

Domuz gribi haberleriyle ilgili gazetecilere tepki gösteren Akdağ, ''Geçtiğimiz yıllarda hastane binalarına izin alınmış özel durumlar dışında kamera ve fotoğraf makinesi koymayacağız diye bir karar aldık. Buna başlangıçta bazı tepkiler oldu ama bunun bir sebebi var. Amerika ve Avrupa'da hastane ziyaretleri yaptım. Hiçbir hasta odasına bakan da olsanız müsaadesiz giremezsiniz. Bu, bizimle ilgili bir husus değil. Bu, o insanını hakkıyla ilgili bir şey. Bütün bu süreçte sağlıkta dönüşüm programıyla beraber basında da bu duyarlılığın büyük ölçüde arttığını görmek beni memnun ediyor'' diye konuştu.

Öte yandan, 1,5 yıldır kanser hastası olduğu için ve 5 aydır tüm uğraşlarına rağmen eşi Tarım sigortalı olduğundan dolayı engelli maaşı alamayan Nagihan İyiyazıcı (36) derdini anlatmak için Bakan Akdağ'la konuşmak istedi. Korumalar tarafından Bakan Akdağ'ın yanına götürülen kadın burada gözyaşları içinde feryatlarını sürdürdü. Çalıştığı fabrikada geçirdiği iş kazası sonrasında sakat kalan, kendisine malulen emekli olma sözü verilen Veysel Çelik de, küçük çocuğu 5 yaşındaki Emre ile derdini anlatmaya çalıştı. Sakat kaldığı için iş bulamadığını söyleyen Çelik, Bakan Akdağ'dan yardım istedi.

Bir gazetecinin Kırım Kongo hastalığıyla ilgili sorusuna Bakan Akdağ, "Türkiye'de Kırım Kongo hastalığıyla ilgili olarak ilk teşhisi koyduğumuz yıl 2003 yılıdır. Ondan önce teşhis konamıyordu. Çok ciddi çalışmalar yaptık, hem bilim adamlarımızla hem korunma ve tedavi edici çalışmalar gerçekleştirdik. Hastalığı zamanında yakalama fırsatımı oldu. Vatandaşlarımızın kendisini koruma konusunda bilgisi arttı. Kırım Kongo'nun görüldüğü yerler belli. Genelde Orta Anadolu'nun kuzeyine gidince görülen hastalık bu. Keneler burada daha çok yerleşiyor. Başka yerlerde de tek tük görülüyor. Biz bin 200 köyümüzde tabiri caizse göğüs göğüse çalışmalar yapıyoruz vatandaşlarımzmayız.

Hükümetimizin özızla. 96 bin hanede bilgilendirme çalışması yaptık Bu sene vaka sayılarında ciddi bir azalma olacağını düşünüyoruz. İçinde bulunduğumuz ay bize bunu gösteriyor. Bir yıl önceki ve ondan önceki mayıs aylarına hem sayılarda azalma oldu, hem de hastalanan vatandaşlarımızdan hayatını kaybedenlerin sayısı azaldı. Geçmişe dönüp bakarsak, Türkiye'de Kırım Kongo hastalığına yakalanan vatandaşlarımızın, yüzde 5'nin hayatını kaybettiği göreceksiniz.

Bu diğer ülkelerde yüzde 20'lere kadar çıkıyor. Bu sene umut ediyorum ki hem hastalığa yakalanan vatandaşlarımızın sayısında azalma olacak. Bu etki çalışmalar sonucunda. Hem de her şeye rağmen hastalığa yakalanmış vatandaşlarımızın ölüm oranları biraz daha azalacak. Yüzde 5'ten 4'e, 3'e indirmenin çabası içindeyiz" dedi.

Akdağ ayrıca Türkiye'de domuz gribi olan herhangi bir kimsenin bulunmadığını söyledi. Ardından hastanenin açılışını gerçekleştiren Bakan Akdağ, tüm servisleri ve bölümleri gezdi. Akdağ, ilçede gerçekleştirilen sağlıkta dönüşüm ve değerlendirmeler konulu toplantıya katıldı.

iha
Yayın Tarihi : 23 Mayıs 2009 Cumartesi 18:17:34


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?