Taraftarlar taş ocağı eyleminde

Sakarya'nın Geyve ilçesinde, Beşiktaş Deresi'ne kurulmak istenen taş ocağına tepki için başlatılan eyleme Beşiktaşlı taraftarlar destek verdi.

Geyve ilçesi Akıncılar köyünde içme suyu havzası olan Beşiktaş Vadisi'ne iki firma tarafından kurulmak istenen taş ocağını engellemek amacıyla köylüler tarafından başlatılan mücadele sürüyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın iki firmaya Beşiktaş Vadisi'nde maden aramak için ruhsat vermesi üzerine köylüler yürütmenin durdurulması ve maden arama ruhsatının iptali için Sakarya 1. ve 2. Bölge mahkemelerine dava açtı. Köylüler başlattıkları hukuk mücadelesini sürdürürken diğer taraftan seslerini duyurmak için ilginç eylemlere başvuruyor.

Taş ocağının açılacağı bölgede yetişen yabani meyveleri toplayarak köyün girişinde açtıkları sergide sergileyen köylüler, Beşiktaş'tan da yardım istedi. Beşiktaşlı taraftarlara açılacak taş ocağından dolayı büyük doğa harikası olan Beşiktaş Deresi'nin kuruyacağını bildirdiler. Kadını, erkeği, yaşlısı, çocuğu demeden köyün girişinde toplanan köylüler keşif heyetinin gelmesini bekledi. Heyetten önce köye İstanbul'dan yola çıkan Beşiktaşlı fanatik taraftarlar geldi.

Otobüsten inen taraftarlar Beşiktaş tezahüratları eşliğinde köylülerin yanına gelerek başlatılan eyleme destek verdi. Köylülerden davulu alan taraftarlar şarkılar ve Beşiktaş marşları söyleyerek tezahüratlarını sürdürdü. Taraftarların şarkıları arasında köylülerin beklediği keşif heyeti geldi. Köylülerle birlikte taraftarları gören heyet küçük bir şaşkınlık yaşadıktan sonra çalışmaya başladı.

Sakarya 2. İdare Mahkemesi hakimi Ömer Faruk Taşlıdere, Sakarya Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi ve Karayolları 1. Bölge Müdürlüğü'nden gelen bilim adamları ve akademisyenlerden oluşan bilirkişi heyeti ile birlikte maden arama ruhsatının verildiği bölgeye gitmek üzere yola çıktı. Keşif de köylülerin avukatı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı avukatları da hazır bulundu.

Jandarmanın geniş güvenlik önlemi altında köye gelen heyet bölgeyi yüksekten gören bir tepeye çıktı. Buradan kuşbakışı inceleme yapan heyet daha sonra firmalar tarafından açılması planlanan bölgeye gitti. Arazinin engebeli olması nedeniyle heyet üyeleri inceleme gezisi sırasında zaman zaman düşme tehlikesi geçirdi.

Köylülerin avukatı, Sakarya Barosu avukatlarından Avukat Avni Akran köylülerin başlattığı hukuk mücadelesi hakkında basına bilgi verdi. Burada aynı mahiyette köy adına, Bakanlık aleyhine iki ayrı dava açıldığını anlatan Akran, şöyle konuştu: "Bu davaların konusu köyün arazisi içerisinde, köyün bulunduğu coğrafya üzerinde iki ayrı firma bakanlıktan aldıkları maden dairesinden maden arama ruhsatı ile burada maden arama faaliyetine başlamak istemektedir.

Bu maden arama faaliyeti köyün coğrafyadan tamamen silinmesini gerektirecek bir çalışma olacaktır. Köy ve köylünün bütünüyle mağdur olacağından dolayı bu idari işlemin iptali için her iki firma aleyhine Sakarya 1. idare ve 2. idare mahkemelerinde aleyhlerine dava açtık. Bugün 2. idare mahkemesinde görülmekte olan davanın keşfi için buraya geldik. Olayın önemi can alıcı noktaları birden fazla haklı nedenlere dayanmaktadır."

Köyün konumu itibariyle tarihi bir köy olduğunu anlatan Avukat Avni Akran, sözlerine şöyle devam etti: "Köylü geçimini tarımsal ürünler ile ormandan elde edilen yabani meyve ile sağlamaktadır. Burada yedi mahalleden oluşan Akıncı köyünün coğrafyası doğal ve tarihi sit alanı olup bölgede iki ayrı kilise kalıntısı bulunmaktadır. Çevre ve tabiat varlıklarını koruma kurulu buraya yeteri özeni göstermemektedir. TEMA Vakfı da olaydan haberdar edilmiştir. Bu doğanın tahrip edilmemesi için başlattığımız mücadeleyi sürdüreceğiz."

TARİHİ EVLER ZARAR GÖRECEK

Köylüler de mücadelelerinde haklı olduklarını, yaşadıkları coğrafyanın yok olmaması için her türlü hukuk mücadelesini sürdüreceklerini belirterek herkesi yaşadıkları doğaya sahip çıkmaya çağırdı.

Bölgenin taş ocağına uygun olmadığını anlatan bir köylü, "Köyümüz 1. derecede heyelan bölgesinde yer alıyor. Taş ocağının kurulması durumunda sağlığımızın yanı sıra köyümüzün doğal ve kültürel yapısı bozulacak. Köyümüzün içme suyu kaynağı açıkta. Eğer taş ocağı kurulursa buradan çıkan tozlar suyumuzu kirletecek" dedi.

Bölge halkının çiftçilik yaparak geçimini sağladığını anlatan köylü, şunları söyledi: "Taş ocağı tozu, meyve ağaçlarımızı etkileyecek. Yakında bir taş ocağı var. Orada dinamitler patlatıldığında evlerimiz temelden sallanıyor. Taş ocağının bulunduğu bölgeden NATO boru hattı geçiyor. Çalışmalar köy için tehlike oluşturacak. Oksijen deposu olan ağaçlarımız yok olacak. Çoğu astım hastası olan çocuk ve yaşlılarımızın sağlığı tehlikeye girecek. Köyümüzde bulunan 200 yıllık tarihi evler zarar görecek. Biz taş ocağının kurulmaması için elimizden gelen mücadeleyi göstereceğiz."