1
Haziran
2024
Cumartesi
HENDEK - SAKARYA

Taşımalı Sistemin Getirdikleri

Ülkemizde ilköğretimin mecburi 8 yıla çıkması ve bunun sonucunda taşımalı eğitim sistemine geçilmek mecburiyetinde kalındığı hepimizin malumudur. Zorunda kalındığı diyoruz çünkü, beş yıllık ilkokul eğitiminde (ki bende köy okulunda okudum) tek bir öğretmen beş sınıfı birden okutur ve dolayısıyla birden fazla öğretmene belli bir öğrenci sayısına kadar ihtiyaç duyulmazdı. O tek öğretmende genellikle 1. sınıfları ayrı, 2. ve 3. sınıfları beraber, 4. ve 5. sınıfları beraber olmak üzere guruplar ve dersleri ona göre verirdi. Ancak müzik ve beden eğitimi derslerinde beş sınıf birden ders yapardı. Hiç unutmam sınıfımız girişindeki haftalık ders programında bazı ders isimleri büyük harflerle bazıları küçük harflerle yazılırdı. Büyük harflerle yazılı dersler sesli dersler olarak adlandırılır, öğretmen o saatte o sınıflarla ilgilenecek anlamına gelirdi. Küçük harflerle yazılan sessiz dersin isabet ettiği sınıflar ise sessizce sıranın kendilerine gelmesini bekler, genelde öğretmenin verdiği ödevleri kendi kendine yapmaya uğraşırdı. Gün geldi eğitimin 8 yıla çıkarılmasıyla 6, 7 ve 8. sınıflarda meslek derslerinin okunması gerekliliği, okullarda sınıf öğretmeninin dışında rehberlik ve meslek dersi öğretmenlerinin de bulundurulmasını mecbur etti. İşte burada taşımalı eğitim sistemi devreye girdi. Çünkü daha önce bir tek öğretmenin yettiği herhangi bir köy ilkokulu, 8 yıllık ilköğretim okuluna dönüşünce en az 7-8 öğretmen görevlendirilmesi mecburiyeti hasıl oldu. Her köye bu kadar öğretmen bulunamayacağı için, birden fazla köy okulu öğrencisini merkez bir köye taşıyarak eğitim vermek bir mecburiyet oldu. Ufak tefek aksaklıklarla da olsa devletin taşımayı sübvanse etmesiyle sisten ağır aksak işliyor. Öğrencileri belirli merkezlerde toplayınca köylerde bu sefer boş okulları görmeye başladık. Sadece boş olsalar mesele yokda, maalesef kullanılmadığı için harap olan eğitim yuvaları hepimizin mutlaka içini sızlatıyordur. Kendi köyümde bir dönem camimiz inşa halindeyken ibadet maksadıyla okulumuzdan faydalanıldı, bir dönem dışarıdan ormanda çalışmak için gelen orman işçilerinin konaklama yeri oldu, köy imamı lojman inşaatı halen tamamlanamadığı için okulun lojmanından imamımız faydalanıyor. Kullanılan birimlerde problem yokda, boş olan özellikle okul binamız çok yıpranıyor. Bu durum görüyorum ki yurdumuzun bir çok yerinde böyle. Milli servetimizin, anılarımızın böylece yok olmasına nasıl razı olacağız. Aslında bu mekanlar mutlaka faydalı şekillerde değerlendirilebilir. Özellikle halk eğitim kursları için boş okullarımız değerlendirilebilir. Şimdilerde pek görmüyorum, duymuyorum ama gençlik yıllarımda köyümüzde sık sık kızlarımıza yönelik biçki-dikiş, nakış vb. eğitimleri düzenlenir bunun için çokda geniş ve müsait olmayan köy odamız kullanılırdı. Şimdi boş mekanımız var ama öğretimin merkezlere kaymasına paralel bu eğitimlerinde merkezlere kaydığını görüyoruz. Tabi nüfusumuz arttıkça küçük küçük guruplara hizmet götürmek gitttikçe zorlaşıyor. Buda belli merkezlere doğru sürekli bir göçü gündeme getiriyor ve bu göç olduğu müddetçe de köylerimizde okullarımız yıpranmaya yokolmaya devam edecektir. Şimdilik bir hayalde olsa, kırsal kesimdeki geçim kaynaklarını planlayarak, köylümüzü eğiterek, köylerimizi cazibe merkezi haline getirmek, kentlerimizin kasabalarımızın yükünü azaltmak mümkün olur. İşte o zaman köylerimizi sadece emeklilikte dinleneceğimiz bir yer değil, bütün ömrümüzü geçirebileceğimiz, geçinebileceğimiz yerler olarak görebiliriz.
Recep ŞEKER
Yayın Tarihi : 13 Şubat 2004 Cuma 16:23:00
Güncelleme :29 Aralık 2004 Çarşamba 16:30:26


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?