3
Mayıs
2025
Cumartesi
ÇORLU - TEKİRDAĞ

'1. sınıf tarım arazilerine fabrika ektik'

Tekirdağ’ın Çorlu İlçesi’nde Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu’nda "Erozyon ve Çölleşmeyle Mücadele" konulu bir seminer verildi.

Seminere konuşmacı olarak TEMA Lüleburgaz Gönüllü Temsilcisi Hakan Dedeoğlu, Trakya Üniversitesi Çorlu Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Halim Orta ile TEMA Mütevelli Heyeti Başkanı Hayrettin Karaca katıldı. Son 10 yılda Trakya’da çok büyük olumsuzlukların yaşandığını ifade eden TEMA Lüleburgaz Gönüllü Temsilcisi Hakan Dedeoğlu, "Trakya 1. derece de tarım arazisi insan nasıl evinde misafir odasına tuvalet yapmıyorsa, 1. derece tarım arazilerine de sanayi kuruluşları yapılmamalı. Trakya’da yıllar boyunca bu sorun yaşandı ve sanayi tesisleri kuruldu. Sorun büyüyerek devam ediyor. Bölge de yer alan 3 il, 30 ilçe ve 800 köy soruna el birliğiyle çözüm üretmiyor" dedi. Çorlu’da bulunan sayıları 300’ün üzerindeki boya fabrikalarına da dikkati çeken Dedeoğlu, "Ancak bunlar düzensiz. Ben 25 yıl evvel Çorlu Belediye Başkanı olsaydım. Bu kadar çok ve düzensiz fabrika yapılmasına izin vermezdim. Bizler 1. sınıf tarım arazilerinin üzerine fabrika ektik" diye konuştu.

Ergene Havzası projesiyle ilgili olarak da konuşan Dedeoğlu, "Bu proje Türkiye’nin çevre konusundaki ilk projesidir. Bundan sonra kimse kafasına göre sanayi alanı ve konut yeri olarak alanları belirleyemeyecek. Trakya müthiş oranda kirlilik içeriyor. Kirlilik denize dökülüyor, buradan Yunanistan’ı bile tehdit ediyor. Organize Deri Sanayi Bölgesi’nde Çorlu’da artıma tesisi yapılıyor. Eğer bu tür arıtma tesislerinin yapımı devam ederse sorunu büyük ölçüde çözeriz" ifadelerini kullandı.

"YILLARDIR EROZYON DİYE UYARIYORUZ"
Türkiye’nin ve dünyanın sorun yumağı içerisinde olduğunu ifade eden TEMA Mütevelli Heyeti Başkanı Hayrettin Karaca ise, "Ancak biz kapımızın önünü süpüreceğiz. Sorunların başında ise erozyon geliyor. Bunu yıllardan beri söylüyoruz" dedi. Avrupa Birliği konusuna farklı bir açıdan yaklaşan Karaca, "Beni Avrupa’ya alacaklar ve terbiye edeceklermiş, tam tersi Avrupa ve Amerika güçlü değil. Biz onlardan daha güçlüyüz. Jeolojik olarak onlar bize muhtaç, onlar benim ayağımın altından öpecekler. Okulları gezerken irfanı hür, vicdanı hür bir neslin yetiştiğini görüyorum. Bu yüzden çok mutluyum; ama bu nesiller gelene kadar acaba ne olacak?" dedi.

Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen seminere Çorlu Kaymakamı M. Ali Ulutaş, Çorlu Belediye Başkanı Altan Ersin, 5. Kolordu Komutanlığı adına Kurmay Albay Mümtaz Can, Çorlu İlçe Milli Eğitim Müdürü Zafer Altunkozaoğlu, İlçe Tarım Müdürü Yılmaz Ergin, Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı Metin Akgün katılırken, TEMA Mütevelli Heyeti Başkanı Hayrettin Karaca tarafından katkılarından dolayı Çorlu MYO Müdürü Prof. Dr. Halim Orta’ya, Çorlu İlçe Milli Eğitim Müdürü Zafer Altunkozaoğlu’na, Çorlu Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürü Erkan Tosun’a ve 5. Kolordu Komutanlığından Kurmay Albay Mümtaz Can’a teşekkür plaketi verdi.

İHA
Yayın Tarihi : 1 Nisan 2005 Cuma 17:08:15
Güncelleme :5 Nisan 2005 Salı 13:38:03


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Serdar ŞAHİN IP: 85.96.253.xxx Tarih : 4.04.2005 21:23:33
bir arkadaşımız yorum eklemiş ama, ünvanını söylerse, yurt dışında eğitim görmüş, memlekete genç beyinler yetiştiren bir yüksek öğretim kurumunun müdürü olan Profesörden daha kaliteli bir özgeçimşe sahipse söylediklerini dikkatlice dinleriz, yok eğer bu seviyeye erişememişse bence dikkatlice dinlemeli ve bu seviyeye nasıl erişrimin gayretinde olmalı. Yazıyı yazan kişi toplantıdan haberi olmadığını beyan etmiş, herkesin haberi oldu olması gereken herkes oradaydı, çevre konularıyla yeterince alakalı değilsiniz demek ki, zaten bu yazınızdan da belli. Trakya bölgesine birinci derecede tarım arazisine sahip değil diyecek kadar da yeni Trakyalısınız herhalde. Sizin anlayamadığınız bir başka nokta da sanayi kuruluşlarına karşı çıkılması değil, sanayi kuruluşlarına karşı çıkan da yok kızılan nokta bu kuruluşların düzensiz ve organize olmayan bir şekilde yapılanması, arıtmalarını çalıştırmayarak çevreye zarar vermeleri ve üretim yapıp kazanç elde ettikleri Trakya bölgesine farklı alanlarda yatırıım yapmamaları. Trakya bölgesinin su tutmayan kumlu arazileri demişsiniz ki buğday ve ayçiçeğinde Anadolu`da dönüm başına 300 kilogram rekolte alınırken TRakya`da 700- 8 00 kilogram ürün alındığını bilmeden soyledınız, ne kadar karpuz yetıstıgını, ne kadar arpa uretıldıgını, mısır uertiminin önceki yıllarda ne sevıyede oldugunu bılmeden soyledınız herhalde. İsterseniz size TEMA Mütevelli Heyeti Hayrettin Karaca hakkında da bilgiler aktarayım kısaca; bilmediğinizden sanayi düşmanı olarak gördüğünüz düşüncesinden yola çıkıyorum... Hayrettin Karaca ünlü Karaca Triko`nun sahibi... Hani şu alameti farikası Karaca resmi olan marka... Türkiye`de işte o markanın sahibi yani Türkiye`nin önde gelen sanayiclerinden.. Bilmem bu açıklama sizin için yeterli düzeyde aydınlatıcı oldu mu ? Son nokta yine aynı kelimeleri içerecek belik ama sanayiye karşı olan yok, karşı çıkılan nokta çarpık sanayileşme, arıtması olmayan, vergisini ödemeyen, kaçak işçi çalıştıran, sigorta primlerini ödemeyen sanayi kuruluşlarına karşı çıkılıyor. Sigrotayı tam ödeyen, işçinin sosyal haklarını yerine getiren, kurulumunu tamamlamış, arıtmasını eksiksiz çalıştıran Fizandan da gelse başımızın üzerinde yeri var.

ali özduran IP: 85.99.122.xxx Tarih : 9.04.2005 21:08:00
Zaim bey konu çevre kirliliği mi yoksa tarım arazisi elden gidiyor sözleri mi Aklı olan kimse çevrenin korunmasına karşı çıkmaz. Konu tarım arzisine fabrika yapılmazdan çıktı. Benim 150 dönüm arazim var ama bu arazilerden gelen gelirle geçinmeye kalksam aç kalırım. Bu ülkede tarımsal açık mı var yoksa sanayi ürünleri açığımı var. 100 milyar dolarlık ithal ürünü bu millet kullanıyor hangi tarımsal ürün ile bu açığı kapatacaksınız. Dünyada sanayisi olmadan hangi ülke sadece tarım ile kalkınmış. ÇEVRE KİRLİLİĞİ YAPAN SANAYİYE KARŞI ÇIKIN LÜTFEN BÜTÜN FABRİKALAR ÇEVREYİ kirletiyor mantığından vazgeçin. Boya kağıt deri sanayi hem su hemde çevre çirliliği yapıyor ama gerisi için bunu söyleyemeyiz. Bir konuyu savunurken başka bir yerde kendimize zarar verecek konulara herkesimin dikkat etmesi gerekir. Fabrikalarda 350 milyon verildiğini söylediniz. Bunu reva gören işverenler değildir senin devletindir. Devlet bir işçiden dolaylı olarak birbuçuk milyar vergi alır. Onu doğrudan vergilerle, elektiriğe ve doğalgaza ve akaryakıta koymuş olduğu dolaylı vergilerle alır. İşveren üretmiş olduğu ürünlerini dünya fiyatlarından satmak zorunda. Demekki bu vergiler olmamış olsa bu para herhalde işçilerin cebine gidecek., Merak etmeyin artık yeni tekstil fabrikası yapılmıyor. Hepinize bir müjde vereyim. 3000 işçinin çalıştığ bir tekstil fabrikası fabrikasını söküp Çin halk cumhuriyetine taşıyor. Taşıdığı zaman ismini açıklayacağım. Şimdi çinden uzmanlar gelip inceleme yapacaklar. Ve bununda arkası gelecek. Bakalım o zaman hangi koro seslenecek merak ediyorum.

Serdar ŞAHİN IP: 85.96.22.xxx Tarih : 6.04.2005 10:32:38
fabrika 100 dönüme kuruluyor ama 100 dönümle sınırlı kalmıyor. orda kalsa kimin kime ne lafı olur. kilometre karelerce alanı tahrip ediyor. koskoca bir yerleşim yerini bazen bir den fazla yerleşim yerini kirletiyor. Çorlu Deri Orgaznie Sanayi BÖlgesinden Çorlu Deresi kanalıyla diğer yerleşim yerlerine giden farelerin kedi büyüklüğünde olduğunu, hayvanlara ve tarım ürünlerine zarar verdiğini, ancak silahla öldürülebildiğini zehirin etki etmediğini yaşayan halkı rahatsız ettiğini ve bunların yalnızca deri fabrikalarının eseri olmadığını, dere yatağına arıtmadan pisliklerini dökenlerin de payı olduğunu biliyormuydunuz. Tekrar söylüyorum. Lafım doğru düzgün olanlara değil, lafım artımasını çalıştırmayana, vergisini kaçıran sigorta primini ödemeyenlere, üzerine alınan alınsın, paşa gönlü bilir. Şimdi de çıkmış diyorlar ki dericiler bilmem kaç milyon dolarlık yatırım yapıyor arıtma tesisi kuruyor, hiç bir basın organında yer almıyor. Almaz tabi çünkü bu olması gereken bir şey zaten. Bu zamana kadar yapmamışlar, her taraf pislik içinde kalmış, şimdi biz temizleyeceğiz diyorlar. Unutmadan, Tema`nın savunucuda değilim, avukatı da değilim, üyesi bile değilim. Ancak SEzar`ın hakkını Sezar`a teslim etmek lazım. DEvlet eliyle kurulmuş organize sanayi bölgeleri, serbest bölgeler de var bu memlekette, ancak sanayicinin işine oraya gitmek gelmiyor. Buradan ucuza arazi kapatmak daha karlı görünüyor. Ondan sonra da organize bölge var da biz mi gitmiyoruz diyerek sıyrılmaya çalışıyor. Var efendim var, bu memlekette hepsi var. İnsanlar işine geldiği gibi hareket ettiği müddetçe hareket ettiği müddetçe sorun çözülmeş. Hemen aklıma gelmişken devlet gerekli teşvikleri sağlasın indirimler yapsın demişsiniz. Az biraz ekonomiyle ilgilenirseniz, mümkünatının olmayacağını görürsünüz. Çünkü devlet gelirlerinin hatrı sayılacak miktarını bu primler ve vergiler oluşturuyor. Bu pay azalırsa hesaplar tutmaz. YIl sonu gelmez.

ali özduran( inşaat mühendisi) IP: 85.99.122.xxx Tarih : 6.04.2005 22:43:04
Serdar bey siz sanayiye karşı değilseniz bende çevrenin korunmasına karşı değilim. Buradaki mesele çevre meselesi değildir. Bir deri fabrikası, kağıt fabrikası, boya fabrikası hem çevreyi kirletir hemde çok su tüketir. Ama bir mobilya fabrikası, makine ve elektronik sanayi ,iplik ve konfeksiyon sanayinin hiçbir çevresel atığı yoktur. Ama kimse böyle demiyor Sadece söylenen koro trakyada tarım arazisi kalmadı artık fabrika yapılmasın. İşte insanın tepesi buna atıyor.Fabrikalar arıtma yapmıyorda ikiyüz bin kişilik çorlunun kanalizasyonunun arıtması mı var. İşi bilmeyen hödükler sadece arıtma yapılmasını şart koşarlar fabrikalara milyarlarca dolarlık yatırım yaptırıp bir o kadar enerji tüketirler ama netice alamazlar. Eğer kafaları çalışmış olsaydı 150 km lik ergene parelelinde kapalı bir kanal yapılırdı hem çevreye zarar verilmez hemde bu hacim içersinde arıtma kendi kendine enerji kullanılmadan aneorobik olarak gerçekleşirdi. Ben size kimsenin bilmediği bir gerçeği söyleyim. Başta boya fabrikalarının her biri günde 10 ton tuz kullanır. Yönetmenlikte suyun içersindeki organik maddeler BOİ5 Ve kimyasal oksijen ihtiyacının KOİ ve partikül maddenin belirli kriterlere getirilmesi şartı vardır. Ama suyun içersindeki tuz için bir şart yoktur. Organik olarak kirli bir suyu tarımsal sulamada kullanabilirsiniz ama tuzlu suyu kullanamazsınız. Üstelik tuz arıtılamaz İşte tarakyada yapılan budur. Çeltik tarlalarını ergenenin tuzlu suyu ile sulama sı yapılıyor ve tarlalar çoraklaşarak bir daha ürün alınamayacak. Ne TEMA nın nede kendini çevreci ilan eden zavallıların bundan haberi yok. Çevre bakanlığı ve belediyeler rüşvet işleri ile ilgilendikleri için konulara vakıf değillerdir. Bu memleket ehliyetsiz çobanların elinde asabım ona bozuluyor. haydi hoşça kalın

Serdar ŞAHİN IP: 85.96.119.xxx Tarih : 12.04.2005 10:23:46
150 dönüm araziniz var, sanayi kuruluşuna verin. Ondan sonra da çocuklarınıza boya içirir, kumaş yedirirsiniz. Bana ne ben göçebeyim, bugün Trakya`da yarın burda işler sarpa sardığı zaman soluğu Ege`de alırım diyorsanız sizin için sorun yok. Zaten sorun bizim için olduğundan biz ses çıkarıyoruz...

ali özduran IP: 85.99.122.xxx Tarih : 2.04.2005 23:51:23
Trakyada birinci sınıf tarim arazisi yok birincisi bu. Dünyada tarim arazisi elden gidiyor diye fabrika yapılmasına karşı çıkan sadece ve sadece bizim gibi beyinsizlerin ülkesinde çıkar buda ikincisi. Trakyada fabrikalar olmasaydı şimdi buralarında hakkariden farkı olmazdı bunuda trakyalılar iyi anlasın. Birde kendine prof ünvanı yakıştırmış dar kafalı beyinlere bir bakalım. hepsi tarım elde gidiyor tamtamları çalıyor. Okuttukları çocukları tarımda mı istihdam edecekler bunca genç ve fakir insan tarımlamı kurtulacak. Dünyada tarımla kalkınan bir ülke gördünüz mü. gelişmiş bir sanayi sınıfı olmadan tarım ürünleri kime satılıpta tarımda çalışanlar para kazanacak. Çevre bakanı çıkıp trakyada arazilerin yüzde yirmisi fabrikaların eline geçmiş diyecek kadar bilgisiz. İşte bu sözleri TEMA vakfı söylüyor. TEMA vakfı bir tane doğru söylüyor bin tane yanlışı millete kakalıyor. Trakyadaki fabrikalar değil yüzde yirmi binde bir bile yer işgal etmiyor. Ey millet ben bu cahilleri ülkenin önünde bir engel olarak görüyorum. Hiç haberim olmadı toplantı yapacaklarından yoksa çıkıp onlara gereken cevabı verecektim. Böyele dostlar varken ne gerek var düşmana hep tarım yapalım ama sanayinin nimetlerinden faydalanalım öyle mi hepsi toplantılara 4x4 ler ile geliyor. Hiç bir çevrecinin at eşek ile geldiğini görmedim. Tuzu kurular umutsuz çırpınan yaban ellere göçmen gidip iş arayan gençlerimizi gözü görmeyecek kadar körler. Ben bu adamlara karşı öyle doluyum ki Ey millet uyumayın Trakyanın su tutmayan kumsal arazilerini birinci sınıf tarim arazisi ilan edip sanayinin engellenmesine engel olun. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri dahi yatırımları kendi ülkesine çekmek için inanılmaz teşvikler verirken bizim kazlar çıkıp tarım arazisi elden gidiyor masalı söylüyor.

Zaim Erken IP: 85.96.119.xxx Tarih : 9.04.2005 00:37:10
Geç oldu ama bazı gerçeklerin ne kadar çok saptırıldığını bir kez daha görebildim buradaki yazıları okuyunca. Vay efendim tarım arazileri kimi kurtaracakmış. 100 dönüm arazi 100 milyon dolar edermiymiş? Efendi ettiğin lafın bir gün gelip sana çarpacağını sakın unutma. Bu şekilde yapılan bir sanayileşme ve özellikle çevreye hat safhada zarar vern bir sanayileşme bırak bize milyon dolarlar getirmesin. Hoş nedense öz benliğimizi de unutup dolarlardan bahsediyoruz ya neyse! Sen çevreyi kirleteceksin, son yıllarda bölgede farkına varılmayan kanser vakalarında bir artış olacak sonrada kalkıp bunları savunacaksın. Bana ÇED raporundan bahsedenler ilk evvela bu raporların işleyişinin ne derece sağlıklı olup olmadığını kontrol etsinler. Bugün organize olmamış bir sanayiye bende karşıyım diyen bir insan neden bu güne kadar suskun kaldı da günden güne tarım arazilerini sulamak için sağlıklı su arayan çiftçinin sesi olan insanlara hakaret ediyor. Buna hakkınız yok. Bölgenin bir numaralı sorunu olan ve artık global bir sorun haline gelen çevre kirliliğinin nedeni olan bu ters sanayileşmenin uluslararası boyutta sorun yaratacağını kim görmezden gelebilir. Bugün Çorlu Deresi'nden akan kirli (kirlilikten öte zehir taşıyan) suyun çeltik tarlalarını etkilediğini göz ardı edenler, yarın Yunanistan kıyılarına varacak olan bu kirliliğin zaten sinekten yağ çıkarmaya çalışan bazı çevreler tarafından nasıl değerlendirilmek isteneceğini düşünmeyenin aklına şaşarım ben. Yer altından çekilen suyun ve beraberinde yok olan toprak minerallerinin bugün tarlalara verdiği zarardan bahsedeceksek eğer, o zaman sorumlularını bir düşünün bakalım. Ama şunu asla unutmayın Bu bölge Türkiye'nin en çok BUĞDAY üretilen merkezlerinden biridir. Hatta şu an bile ön sıralarda yerini korumaktadır. Tarımsal alanların kullanılamaz hale geldiği bir gerçektir ve bu da ayrı bir tartışma konusudur. Evet ülkemizin birinci sınıf tarım arazilerinden biri bu bölgedir. Kumlu arazi diyorsanız eğer bu toprak için ozaman onada bir eklenti yapmak gerek. Kum özellikle karpuz ve kavun gibi önemli bir tarım ürününün yetiştiği yerdir. İllaki bir yerde BUĞDAY, KABAK, AYÇİÇEK yetişecek diye bir kural mı var. Biz bu topraklarda yeri gelince 3 ürün almasını bilen insalarız. Bahsi geçen istihdamsa eğer söylemek istediğiniz, her gün artan hırsızlık, 350 milyona 350 YTL'ye çalışan yada çalıştırılan insanlara reva görülen yaşam şartlarını lütfen unutmayın. Şunuda bir kenera mutlaka not edin; Köylü Milletin EFENDİSİDİR. Mustafa Kemal ATATÜRK. Bugün yaşanacakları yıllar evvel gören ve bu konuda gerçekten önemli sözler sarf eden ULU ÖNDERİMİZ acaba ne demek istemiş. Ayrıca ULU ÖNDER MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ün gözden kaçan bir sözü daha var bu bölge için, "Bu topraklara yapılacak olan taş binalar bir gün mutlaka yerini toprağa bırakacaklar" Amaç bağcıyı dövmekse bağcı burada, halk burada. Zamanla topraklarını bir hiç uğruna satanlar şimdi pişman. Bir de biliyormusunuz Ali bey, tarlasını fabrika yapımı için satan adam bir gün sattığı tarlaya bekçi olmuş, sonra patron bu adamı görmüş ve ilk önce bu adama iş veren Genel Müdürünü, sonrada adamı işten kovmuş. Neden mi? Bu toprağa sahip çıkamayan adam benim fabrikama da sahip çıkamaz demiş de ondan. Bu toprağa fabrika kuran patronlar varki toprağın gerçek değerini iyi biliyorlar. Hatta Eczacıbaşı, Can Tekstil gibi para kazandıkları topraklara gerekenden fazla değer verip, ona saygı duyan insanlar bile var. Onları tebrik ediyor ve saygılar sunuyorum.

ali özduran( inşaat mühendisi) IP: 85.99.122.xxx Tarih : 5.04.2005 21:14:04
Sayın Serdar Şahin bey. Peki ne demek tarım arazilerine fabrika ettik. 100 dönüm arazi bir tek insanı dahi geçindiremezken yüz dönüm arazide kurulu bir fabrikadan 100 milyon dolarlık bir ihracaat geliri elde edildiğini biliyormuydunuz. Kim organize sanayi kurmuşta fabrikalar oraya gitmemiş söylermisiniz. Bu kadar işsiz güçsüz insan tarlalarda mı iş bulacak tarımın getirisi nedir bunu biliyor musunuz.Zengin bir sanayi sınıfı olmadan tarım ürünlerini kime satacaksınız. Hollanda danimarka senden 30 kat daha fazla tarımsal sanayiden fazla verim alıyorsa hitap ettiği bir sanayi sınıfı olduğu içindir. Ekonomi bilmeyen,rakam bilmeyen dünya konjöktörünü ve ülkelerin önceliklerini bilmeden cazırtı yapmayı ve tek gözlükten bakmayı çok seviyorsunuz. Herkes sanayinin nimetlerinden faydalanacak sonrada ona takoz olacak. Yok öyle şey. Bu ülkenin tarımı sanayiye engel olarak ve artistik şovlarla düzelmez. Çıkıp ortaya çevreye az zarar veren sanayi kuralım dersen buna bende katılırım. Yok tarımsal alanlar elden gidiyor dersen çok yakında sizlerin laflarını geri alacağınız uyuyan insanların tepkisine sebeb olursunuz. Fabrika kurulması için ne kadar engel olduğunu biliyor musunuz. O zaman size ÇED kanununu okumanızı tavsiye ederim. Kimlerin buna sebeb olduğunu o zaman tartışırz. Sen fabrikaları sigortasız işçi çalıştıran arıtma tesisi yapmayan vergi kaçıran tarım arazilerini yok eden olarak görmeye devam et. Bizde milli gelirin yüzde 70 şini ülkeyi ayakta tutan mekanizmalar olarak görmeye devam edelim. Türkiyenin sıkıntısı tarım arazisi yokluğumu yoksa yetersiz sanayi olmasımı onu konuşalım. Biz çok laf işittik efendim neden gidip kırklareli nin taşlık arazilerine yapılmıyormuş. Peki elektirk yol su varmı oralarda. Fabrikalar insanın olmadığı dağa taşa mı yapılıyormuş. Ben TEMA yada Mail attım onlardan da kem kum cevaplar aldım. üstüne gidince yok efendim biz öyle demek istememiştik lafları ediyorlar. Çevre bakanı trakyadaki arazilerin %20 si fabrikaların eline geçmiş diyor. Binde bir bile değilken bu lafları neden söylüyorlar biliyor musunuz. TEMA önderliğindeki koronun lafları yüzünden. Çünki TEMA söylüyorsa doğrudur. Tema bırak fabrika yapılmasına yolların yapımına bile karşı çıkıyor. Ergene havzası projesi ile birçok yere yapılaşma yasagı geldi biliyor musunuz. Bunu hazırlayan çobanlar önerler'in, yulaflı'nın su tutmayan kumsal arzilerini birinci sınıf tarım arazisi ilan ettiler. Yaz ayında gidip bakalım arazideki ekilen mahsullerin durumuna. Bunlar bilimsel sonuçlar değil şartlanmış kafaların kendine göre kapalı kapılar arkasında yaptıkları ülkeye takoz olan neticelerdir.

Zaim Erken IP: 85.97.28.xxx Tarih : 11.04.2005 00:27:42
Pek fazla bir açıklamada bulunmadan sadece bir kaç sözle cevabımı aktarmak istiyorum. Ali bey benim yazımı iyi irdelememiş olacak ki konuyu hala kendi düşündüğü noktaya çekmeye çalışıyor. Aslında amacının reklam olduğu başından belli olan bu sataşmalı açıklamaların nereye getirilmek istendiği belli olan bu yazıların sürekliliği Ali bey için çevresine reklam oluyor ki bu onun yazdıklarıyla çok iyi örtüşüyor. Yazımı iyi okumuş biri içinde beni eleştiren kişininaktardığı sözlerin ne denli eksik olduğunu anlayacaktır. Ama biz yinede gazetecilik görevimizi bilerek hareket etmek gerektiği bilinciyle yazdık o yazıyı. Ama sayın Ali bey Çorlu Kent Konseyi üyesi olabilmek için çabaladığı söz düellosunu burada farklı şekilde sürdürmek istiyorsa o zaman benim söyleyecek pek fazla sözüm yok. Burası halkın bazı bilgileri paylaşma ve tartışma noktası, kimsenin reklam peşinde koştuğu yer değil. O yüzden sayın Ali beyin bundan sonra yazdığı yazıları cevaplamama ve muhatap olarak görmeme kararı aldığımı siz değerli okuyuculara aktarmak isterim. Reklam peşinde koşup konuyu saptıran insanlarla işimiz olmayacağını ve bahsi geçen konu ile ilgili olarak muhatap olacağımız özellikle iş dünyası idarecileri ile bu konuyu tartışmanın bizim için daha önemli olduğunu belirtmek isterim. Aksi halde reklam peşinde koşup işine gelince Çobanım, Köylüyüm, Vatandaşım diyen biri ne o insanları rencide edebilir, nede o insanların ağzı ile konuşabilir. Bu ülkede her insanın söz hakkı vardır ama birilerinin başkaları adına konuşma hakkı yoktur. Edindiğimiz bilgiye göre Ali bey aslında bahsettiği kimlikten uzak biridir. Bu edindiğimiz bilgi yalnışta olabilir ama yinede konuyu kendi lehine farklı noktalara çekmeye çalışması benim GAZETECİLİK anlayışıma ters düştüğü için muhatap olmak istemediğimi belirtmek isterim. Tereciye tere satmak biraz zor iştir Ali Bey. Sevgi ve saygılarımla. Zaim ERKEN

Bülent fidan IP: 85.97.31.xxx Tarih : 19.04.2005 23:51:10
Sayın Ali Özduran bey siz kimsiniz bilemeyiz ama önce kimliğinizle ortaya çıkın inşaat mühentisiyim diyorsunuz ama kayıtlarda öyle biri görünmüyor. bu nasıl bir iş sorarım size öncelikle kendi kimlğinizi ortaya koyun sonra Trakya için konuşun Aslında sizler ve sizin gibiler konuşacak en son kişiler olurken hep ilk konuşmak için can atıyorlar ve sonra biryerlerden ortaya çıkıp konuşuyorsunuz bu nasıl bir iştir anlamak mümkün değil.Bu Türkiye sizler sayesinde ileri gidmiyor.Sorarım size mühendisim diyorsunuz ve böyle konuşarak Türk Bayrağını yakan kişilerden ne farkınız kalıyor ha türk bayrağını yakmışsın ha Trakya tarım arazisi değildir demişsiniz bizler için bir farkı yoktur Ali bey lütfen önce kendi kimliğinizi bulun ondan sonra konuşun bizler genç olarak sadece Trakyayı değil bütün Türkiyeyi düşünüyoruz unutmayın Ulu Önder ATATÜRK "Köylü Millettin Efendisidir"demiş anlayan anlar artık unutmayın Ali Bey bu Türkiye başı boş değil

burak boz IP: 88.242.197.xxx Tarih : 28.02.2007 16:40:14
eğitim görmüş insanlar nerede nasıl yorum yazması gerektiğini bilen insanlar olmalı bu yazıyı yazan kişinin eğitimi ve bilgi düzeyi hakkında hiç br sey bilmediğiniz belli.ali özduran yıldız teknik üniverstesi inşaat mühendisliği mezunu kaliteli eğitimden kastınız yurtdısına cıkmaksa o tecrubelerı de olan bır ıs adamı ve her konuda bir bilgisi olan kasteddiğiniz o toplantıda bulunmadığı halde düşüncelerini sizinle paylaşmak isteyen sorumluluk sahibi biridir sizin ona teşekkür etmeniz lazım görüşlerini buraya yazıp sizinle paylaştığı için.herkes herseyi bilmeyebilir oyle biri bu yorumu yazmıs olsaydı bile sizin saygı göstermeniz lazım. ve unutmayın "bilgi sonsuzdur" paylastıkca guzelleşir kimse bu ülkenin kötülüğü için yazı yazmıyor buraya.bu yorumlar yazılalı 2 sene geçmiş ancak yinede fikrimi yazmak istedim.ali özduranın yazdıklarını o kadar önemsemiş ve paniklemişsiniz ki o kişinin kimliğini araştırma çabası içine girmişsiniz.ve bu ülkede yurt dışından eğitim görüp gelen insanlarında neler yapabildiklerini görebiliyoruz.sorun ülkemizde ali özduran gibi saygıdeğer bilgili insanların azlığıdır.sorun, kendilerini çok yüksek düzeyde görüpte bir yorumda dahi farklı görüşlere katlanamayan sabit fikirli,çok boyutlu düşünemeyen insanlardadır.

ebru başkut IP: 88.251.194.xxx Tarih : 10.12.2007 20:18:35

Sayın Ali bey; Ben yüksek mimarım ve inşaat mühendisliğini çift anadal olarak bitirdim siz hangi sıfatla bir prof'a dil uzatabiliyorsunuz? Eğitiminiz tam olarak nedir? Trakyada ne kadar yaşadınız? Tarım arazilerinin 1. sınıf olup olmadığını hangi sıfatla analiz ettiniz? Sizin hiçbir toplantıda kimseye verebilecek bir cevabınızın olabileceğinide sanmıyorum söyleyeceğiniz her söze emin olun MANTIKLI bir cevap verebileceklerdi. Tarım arazilerine sahip çıkmak demek orta çağda yaşamak demek te değil Ali bey. İstedikleri model arabayla gelir insanlar 21. yy da yaşıyoruz.Anlaşılan araba bilginizde yokki 4x4 ler in nasıl benzin kullandığını bilmiyorsunuz. Bir daha bir habere yorum yazarken bence 2 kez düşünün.


hüseyin başkut IP: 88.251.194.xxx Tarih : 10.12.2007 19:27:00

sayın ali beyin yazdıklarını okudum.kendisinin inşaat müh.olduğunu söylüyor.kendisi Trakyanın toprak yapısını tam anlamıyla bilmediği kanaatindeyim.Trakya toprakları türkiyenin en verimli ve en kaliteli topraklarına sahip bölgelerinden bir tanesidir.tarım alanları 1.,2.,3.,4. sınıf tarımarazisi diye ayrılır.trakyada kurulan fabrikalar özellikle E5 karayoluna yakın olan alanlarda kurulanlar 1. sınıf arazisidir.kimse fabrikalara karşı değil ama bunlar ancak3.ve 4. sınıf tarım arazisi dediğimiz yerlere kurulmalı ve çevreye yani hem orada yaşayan insanlara hemde sadece kendi kurulduğu alanı değil yaptığı atıklarınehir yada dere yataklarına bırakırsa bir çok alanı etkileyebiliyor,buna örnek ergene havzasıdır.Kurulan fabrikalar arıtma tesislerini çalıştırsa,yeraltı su kaynaklarını değilde yer üstündekileri kullansa daha iyi olacaktır.ben trakyada görev yapan ziraat mühendisiyim.ürünün nasıl ve ne şartlarda yetiştiğini inşaat müh.bir arkadaşın bilmesine imkan yoktur.Fabrikaların kurulmasına kimse karşı değil ama kurulacaksa doğru yere kurulmalı ve doğru şartlarda çalıştırılmalıdır.üretilen ürünler olmazsa insanlar ne ile beslenecek ve yaşamlarını nasıl devam ettirecekler.sanayileşme ve tarım bir arada gidebilir ama her şeyi doğru yaparsak olur.


ali özduran IP: 213.55.74.xxx Tarih : 15.12.2007 19:12:29

Laf tarım arazilerinden açıldı aradan iki yıl geçti. Ben şimdi afrikada ethiopia da 100,000 m2 bir fabrika inşaatının müteahhitliğini yapıyorum. www.picasaweb.google.com/aykaaddis Türkiyede tarımla uğraşanlara bir çağrı yapmak istiyorum. Ethiopia afrikanın düzenli yağmur alan yerlerinin başında geliyor. burada uçsuz bucaksız tarım arazileri çok ucuza kiraya veriliyor. Pakistanlılar amerikalılar ve hindistanlılar buraları paylaşıyor. Çifçilerimiz birleşerek bu ülkede tarım topragı alsınlar. Nil nehrinin %85 şi bu ülkeden doğuyor. Toprağın dönümü 10 dolara kiraya veriliyor. Pamuk buğday mısır susam ayçiçeği gibi ürünler ekilebilir. Dört ay düzenli yağmur var ikinci ürünü sularsanız iki üç mahsul alabilirsiniz. Yatırımın %70 şi kredilendiriliyor. İşçilik aylık 50 dolar mazot 60 cent Çevrecilerin içi rahatlasın. Bu ay sonu çorludan fabrikanın birini söküp ethiopia ya taşıyoruz.


Fahri Kurt IP: 81.215.192.xxx Tarih : 31.10.2008 11:34:49

TRAKYA ŞU ÇOK VERİMLİ TARIM ARAZİLERİNDEN NE KADAR KAZANMIŞTIR ACABA. ŞÜKREDİNKİ FABRİKALAR BURADA KURULUYOR. TRAKYANIN KÖYLÜLERİ ANCAK BURADA BUĞDAY AYÇİÇEĞİ EKİP BÜTÜN KIŞ YATIYORLAR BU MU SİZİN BİŞEY ÜRETME ANLAYIŞINIZ!! BURDAN ELDE EDİLEN GELİR ANCAK KENDİLERİNİ DOYURUR. BİR FABRİKADAN GELECEK OLAN BİR SÜRÜ İNSANA AÇILAN EKMEK KAPISI, BİRSÜRÜ ALANDA İLERLEME SİZİN O ÇOK DEĞERLİ Bİ İŞE YARATMADIĞINIZ TOPRAKLARDAN KAT KAT DAHA DEĞERLİ. ÜLKENİN GELİŞMESİNİN ÖNÜNE GEÇMEYİN ARTIK. SİZ ANCAK BURAYA YAZANLARIN ETİKETİYLE İLGİLENECEK KADAR ZEKİSİNİZ. TÜRKİYEDE ZATEN ANA TARTIŞILAN KONUYLA İLGİLENMEZ KİMSE ABUK SUBUK KONULARA ÇEKERSİNİZ HERŞEYİ. YAZIK GERÇEKTEN ÜZÜLÜYORUM SİZLERİN ADINA. ZATEN İLERDE SİZİN ŞU ÇOK DEĞERLİ ARAZİNİZE KİMSE GELİP FABRİKA YAPMAYACAK HEPSİNİ DE TEK TEK SÖKÜP TAŞIYACAKLAR AFRİKAYA, ÇİNE.. ARTIK EKER EKER YERSİNİZ TOPRAKLARINIZDAN HERKESE YETER ONUN GELİRİ KORKMAYINN... BİRAZ DÜŞÜNÜN YARATICI OLUN EZBERLEYİP EZBERLEYİP BİŞEYLERİ KAFA ŞİŞİRMEYİN!!!!


ali özduran IP: 88.249.242.xxx Tarih : 6.11.2011 20:35:12

Türkiyenin kaybettiğini şurada görebilirsiniz. www.picasaweb.google.com/aykaaddisBu fabrika türkiyede idi ve 100 milyon dolar ihracaat yapıyordu  şimdi bu fabrika afrikada  ethiopia da kendisine TEMA diye yahudi lobiler tarafından gizli bir güç tarafından yönetilen grub sayesinde. Sanayinin işgal ettiği  tarım alanı hiç bir zaman tarımın düşmanı değildir.  İki tane doğru sözün arkasına saklanıp ülkenin gelişmesine ket vurmaktan başka işe yaramıyorlar.