Işıkara: 'Simav depremi olağan'

Kızılay Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Kütahya'nın Simav ilçesinde meydana gelen 5.0 büyüklüğündeki depremin olağan bir sarsıntı olduğunu belirtti. Işıkara, İstanbul depremine her gün biraz daha yaklaşıldığını söyledi.

Toplum liderlerini teşkilatlandırma projesi seminerine katılmak üzere Yalova'ya gelen Işıkara, Kütahya'nın Simav ilçesinde meydana gelen depremi değerlendirdi. Işıkara, "Simav'da meydana gelen deprem normal bir aktivite. Ülkemizde 5 ile 5.9 büyüklükleri arasında yaklaşık iki ayda bir en az bir deprem olur. Bazen birden fazla da olabilir. Kütahya Simav'da olan 5 büyüklüğündeki deprem de olağan bir deprem. Ama beni üzen, 5 büyüklüğündeki bir depremin hiçbir hasar yapmaması lazımken, haberlerden dinlediğim kadarıyla sıva çatlakları, cam kırılmaları var. Ya daha büyük olsaydı acaba ne olurdu diye aklıma geliyor. Vatandaşımız artık ne olursa olsun başımı sokacak bir evim olsun anlayışı yerine, ülkemizin deprem ülkesi olduğu gerçeğini kabul edip depreme dayanıklı evlerde yaşamak zorunda. Ben 1999'dan önce de söylüyordum, şimdi de söylüyorum, deprem öldürmez, binalar öldürür" dedi.

Işıkara, İstanbul'da olması beklenen depremin hatırlatılması üzerine, bu konuda söylenecek her şeyin söylendiğini dile getirerek, "Marmara'da potansiyel bir deprem tehlikesi var ve her gün bir gün daha yaklaşıyoruz" demekle yetindi.
Öte yandan, seminerde konuşan Diyanet İşleri Genel Müdürlüğü Din Hizmetleri Daire Başkanı Mehmet Bekaroğlu da camilerde ikinci bir çıkış kapısı açılması gerektiğini dile getirdi.

Konuşmasında, cami içlerindeki dev avizelerin de tehlikesine işaret eden Bekaroğlu, "Birçok ildeki camilerimizin tek kapısı vardır. Bu bir eksikliktir. Camilerimize ikinci bir çıkış kapısı açabilmemiz için çalışmalar yapmamız lazım. Yine camilerimizde çok ağır olan avizeler vardır. Bir yere monte edilmemişlerdir. Bir deprem anında onların koparak insanların üzerine düşmesi veya binanın yıkımına sebep olması söz konusudur. Bunların da sağlam hale getirilmesi lazımdır. Ayrıca 1999 Marmara depreminde birçok minare yıkılarak başka binalarda oturan insanların yaralanmasına ya da ölümüne sebep oldu. Bundan sonra yeni yapılan minarelerin camilerden daha uzun olmayacak şekilde inşa edilmesi lazımdır" şeklinde konuştu.