İstanbul Elyaf Fabrikası'nda sendika gerginliği

Kısa bir süre önce Yalova Elyaf Fabrikası olarak iflas eden ve ardından İstanbul Elyaf Fabrikası olarak yeniden üretime başlayan fabrikada sular bir türlü durulmuyor. Fabrikada çalışan işçilerin büyük bölümü kendilerine bağlı bulundukları Öziplik-İş Sendikası’ndan ayrılıp Teksif’e geçmeleri yönünde baskı yapıldığını ve buna uymayanların ise toplu halde işten çıkarıldıklarını söyleyerek, hukuksal mücadele başlattı.

Birkaç aylık dönemde 80 işçinin toplu olarak işten çıkarılmasının ardından işçiler bu gün Aydın Düğün Salonu’nda Öziplik-İş Genel Başkanı Yusuf Engin, Yalova Belediye Başkanı Barbaros Binicioğlu, Hukukçular ve 800 işçinin katılımı ile bir toplantı düzenlendi. Toplantının başında işçileri temsil eden Uçum Hukuk Bürosu Avukatlarından Veysel Uçum işçilere dava hakkında bilgi verdi. İşveren’in işçinin rızası dışında çalışanı hiçbir şeye zorlama yetkisinin olmadığının altını çizerek, "Sizlerin kanunlarla sabitlenen haklarınız var. Bu haklarınızın sizin iradeniz dışında kısıtlanması diye bir şey olamaz. Toplu işten çıkarmanın yapılabilmesi için Disiplin Kurulu’nun onayı olmalıdır. İşten çıkarılacak işçilere ihtarda bulunması gerekmektedir. Baktığımızda bunların hiçbirinin yapılmadığını görüyoruz. Dolayısı ile bu uygulama hukuka aykırıdır" dedi.

İşçilerin alkışları arasında kürsüye gelen Öziplik-İş Sendikası Genel Başkanı Yusuf Engin ise "Bizler gelinen bu güne kadarki süreçte fabrika yönetimine, çalışanların haklarını garanti altına alacak öneriler götürdük. Ancak fabrika yönetimi bu önerilerimizin tam aksine hareket etti. Hatta fabrika sahipleri ile yaptığımız bir toplantıda bizlere sizlerin geleceğinizi karartacak bir protokole imza atmamız karşılığında hiçte ahlaki olmayan tekliflerde bulunuldu. Burada gidilmeye çalışılan çok tehlikeli bir noktadır. Bu fabrika sendikasızlaştırılmaya çalışılıyor. Buna izin vermeyeceğiz. Bugün size başka bir sendikaya üye olmanız yönünde baskılar yapılıyor. Buna uymayanlarsa toplu halde işten çıkartılıyor. Arkadaşlar bu sendikal bir mücadele değil bir despotluk mücadelesidir. Bir işçi kardeşimizin başka bir sendikayı kendi hür iradesi ile tercih etmesine kim ne diyebilir. Bizim karşımızda sendika yok. Sadece fabrikanın işverenleri var. Bu insanlara fabrikaya bir sandık koyup referanduma gidelim çıkacak karara saygı gösterelim dedik ona da yanaşmadılar. Onların amacı hem geçmişteki haklarınızı hem de gelecekteki haklarınızı ipotek altına almak, buradaki sendikal desteği kırmak sizleri desteksiz bırakmaktır. Biz artık buna göz yummayacağız. Bundan sonra bizimle yapılacak sözleşmelerde bize ne kadar avantaj sağlarsalar sağlasınlar işten çıkartılan arkadaşlarımızın yeniden görevlerine iadeleri gerçekleşmeden imza atmayacağız. Bu uğurda greve dahi gideceğiz" şeklinde konuştu.