19
Mayıs
2024
Pazar
İNSAN KAYNAKLARI

BİR ŞİRKET, BİR ÖZELLEŞTİRME VE 1.5 YILDA 23 İNTİHAR

Şubat 2008’den bugüne, Fransa’nın eski telefon tekeli France Telecom’da 23 çalışan intihar etti. İntihar girişiminde bulunan üç kişi ise hayati tehlikeyi atlatamadı. Sendikalar, özelleştirme sonrası "gayri-insani bir yapılanma politikası" uygulayan şirket yönetimini ve "harekete geçmek için 23 kişinin ölmesini bekleyen" hükümeti suçlarken, bir yandan da "televizyon ve gazete haberleri intiharların yayılmasına sebep oluyor mu" tartışması sürüyor.

18 ayda 23 çalışanını kurban veren France TŽlŽcom düne kadar bir kamu idaresiydi. Çalışanları genelde memur statüsündeydi; iş ve ücret güvencesine sahipti. 1997’de özelleştirmeyle sermaye yapısı ve organizasyon şeması değişince, büyük bir deprem yaşandı. Çalışanların çoğu değişimi kabul etti, yeni şartlara uydu. Ama diğerleri, özellikle de memurlar, kendilerini 12 yıldır süren derin bir sosyal ve psikolojik krizde buldular.

Telekom sektöründe Big Bang, 1990’ların ortasında ABD’de patlak verdi ve Avrupa Komisyonu’nun kararıyla Avrupa Birliği’ne sıçradı. 1 Ocak 1998’de, o zamanki adıyla Telekomünikasyon Genel Müdürlüğü, kamu idaresi statüsündeyken, hisse senetleri borsaya kayıtlı, pazar kanunlarına tabi bir anonim şirkete dönüştü ve France TŽlŽcom adını aldı.

 Liberalleşmenin bedeli

Dünün sırtını devlete dayamış kamu tekelinin memurları, kendilerini - hiç alışık ve hazırlıklı olmadıkları - acımasız bir rekabetin, fiyat ve pazarlama savaşlarının içinde buluverdiler. Uluslararası telekom şirketleriyle peşpeşe mutsuz evlilikler, boşanmalar yaşadılar. Kamu tekeli olmanın verdiği rehavete, ağırlığa (ve burnundan kıl aldırmamaya) alışık teknisyenlerin, büro elemanlarının, işler aksamaya başlayınca yağmur gibi gelen şikayetler ve eleştiriler karşısında psikolojileri bozuldu. Kablocular, tahsildarlar, dışarıdan gelen pazarlamacıların, satışçıların karşısında gözden düşüverdi. Buna, cep telefonuydu, internetti, optik kabloydu derken son teknolojik devrim de eklenince, dünya ayaklarının altından kayıverdi.

Neticede 3 yılda 14 bin çalışan iş ve/veya yer değiştirdi. 22 bin işçinin işine son verildi. Her üç çalışandan biri bu sert sosyal plandan etkilendi.

L’Expansion’a konuşan bir yetkili "Pek çok insan doğru dürüst bir görevi olmadan bekliyor. Bu, büyük sıkıntı sebebi. France TŽlŽcom’da ihtiyaç fazlası çalışan sayısının 30 bini bulduğu söyleniyor" diyor. 10-12 yıldır düzeni bozulan, nerede ne görev yaptığını bilmeyen binlerce insan, bir de işsiz kalma korkusuyla yaşıyor.

Korkuyla yönetmek

Sendikalar şirketi yıllardır (intihar eden bir France Telecom çalışanının bıraktığı veda mektubunda dediği gibi) "korkutarak yönetmekle" suçluyor, çalışanları istifaya zorlamak için her yolu denediğini iddia ediyor: Tutturulamayacak ticari hedefler, aşağılama, görev ve görev yeri değiştirme, yapısal değişiklikler, imtiyazların ve hakların geri alınması, vs. Çalışanlar arasındaki sıkıntının tek göstergesi intihar vakaları da değil ayrıca: Hastalık izinleri son 5 yılda yüzde 50, viziteye çıkan çalışan sayısı da son yılda yüzde 30 arttı.

Medya günah keçisi

Şubat 2008’den bugüne 23 çalışanın kendini öldürmesi; 9 Eylül’de 30 yıllık bir çalışanın bir toplantının ortasında, herkesin içinde kendini bıçaklayıp ağır yaralanması; 11 Eylül’de 32 yaşındaki bir diğerinin kendini percereden atarak komaya girmesi; son olarak da 14 Eylül’de Metz kentinde bir çalışan uyku hapı içerek intihara teşebbüs etmesi üzerine Fransa’da "İntiharların haber yapılması sakıncalı mı? İntihar girişimlerinin artmasına sebep oluyor mu?" tartışması başladı.

Fransa’da, çalışanların intihar oranı ortalama 100 binde 21. Yani 102 bin kişiye iş veren France TŽlŽcom’da yaşanan 23 intihar vakası, istatistik açıdan Fransa ortalamasına göre düşük görünse de, sosyal ve insani açıdan çok derin bir krizin göstergesi. İntiharlarla Mücadele Ulusal Birliği Başkanı Michel Debout "İşsizler arasında intiharlar daha mı yaygın, değil mi, bunu bile bilmiyoruz. Ekonomik kriz patlak verdiğinde, hükümeti derhal (intihar olasılıklarına karşı) tedbir almaya davet ettik. Ama harekete geçmeleri için böyle bir facianın patlak vermesi ve gazetelere manşet olması gerekti" diyor ve ekliyor: "Tabii ki haberler, yeni intihar girişimlerini tetikliyor. Ama bu dramın bir son bulması için sebeplerinin ortadan kaldırılması gerekir" diyorlar. "Umuyoruz ki bu haberler ve kamuoyu baskısı, şirket yönetimini (ve kamuyu) gerekli önlemleri almaya zorlayacaktır."

Bu arada ölenlerden birinin ailesinin intiharın iş kazası olarak işlem görmesi için şirkete yaptığı başvuru da ayrı bir tartışma yarattı.

Derinden etkileniyorum, hasta oluyorum

Le Figaro’ya verdiği röportajda, France TŽlŽcom’un CEO’su Didier Lombard "Ne yapmadınız yahut neyi yanlış yaptınız?" (da bu noktaya gelindi) sorusuna verdiği cevapta, şirketin CEO’su "Çalışanlara defalarca teknolojinin hızla değiştiğini, değişim virajında yoldan çıkmamamız gerektiğini, zaten pek çok riski de başarıyla atlattığımızı söyledim. Tepe yönetim beni çok iyi anladı. Ama (bu sözlerim) tabanda kaygılara sebep oldu" diyor.

"Avrupa’daki büyük rakipleriniz de sizin gibi eski tekellerdi. Onlar bu problemleri niye yaşamadı?" sorusuna ise şöyle cevap veriyor: "Çok farklı bir yol seçtik, kimseyi işten çıkarmadık. Bu yüzden sorunlarla karşılaştık. Daha zor ama daha insani bir yol seçtiğimiz için."

Nihayet Lombard’ın, "Bir insan olarak, görevinizin son dönemlerini lekeleyen bu acıklı olayları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna cevabı da şöyle: "Herhalde şirketin en eski çalışanlarından biriyim. Bir yerde bir şeyler kopunca, derinden etkileniyorum. Hasta oluyorum..." Ancak bu duygular, France TŽlŽcom’un CEO’su Didier Lombard’ı, 26 intihar ve intihar girişiminin "bireysel vakalar" olduğu inancından alıkoymuyor.

Hürriyet İK
Yayın Tarihi : 21 Eylül 2009 Pazartesi 15:19:33


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?