16
Mayıs
2024
Perşembe
İNSAN KAYNAKLARI

Cezaevleri özel birime emanet

Cezaevleri özel birime emanet
Türk filmlerinin klasik figürlerinden cezaevi jandarması tarih oluyor. Yerine 6 bin kişinin istihdam edileceği yeni sektör doğuyor

Türk filmlerinde sıkça görülen, 'maltada volta atan kader mahkûmları ve ring aracında onlara sigara ikram eden, gözetleme kulesinde bekleyen jandarma' figürü tarih oluyor. Jandarmaya 1937 yılında verilen 'geçici' cezaevi dış güvenliğini koruma görevi bitecek.

Cezaevlerinde asker yerine sivil personel görev yapacak. 6 bin kişilik yeni bir meslek doğacak: İnfaz uzmanlığı.

Jandarma ise 2009'dan başlayarak beş yılda cezaevlerinden çekilecek. Tüm bu değişiklikleri içeren ve ilgili kurumların görüşüne sunulan 'Ceza İnfaz Kurumları Dış Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı', cezaevinde işkence ve öldürme durumlarında sanıkların avukat parasının devletten karşılanması; infaz uzmanlarına zor kullanma takdir yetkisi verilmesi ve örgütlü suçlardan mahkûm olanlara karşı silah kullanma yetkisi gibi tartışmalı hükümler de içeriyor. Halihazırda cezaevlerinin dış güvenliği için 20 bin jandarma görev yapıyor. İç güvenlikseAdalet Bakanlığı'na bağlı sivil infaz koruma memurlarınca yürütülüyor. Bu durum 'çift başlılık' eleştirilerine hedef oluyordu.

Cezaevlerinin dış güvenliğini sağlama Jandarma Teşkilat Nizamnamesi'nin çıkarıldığı 1937 yılından beri jandarmanın göreviydi. 12 Eylül'den sonra bir değişiklikle de jandarmanın bu görevi 'adli' değil, 'mülki görev' olarak sayıldı.

Bu düzeni sil baştan değiştirecek ve Ceza İnfaz Kurumları Dış Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı'na esas olacak taslak 24 maddeden oluşuyor. Taslakta cezaevlerinin iç ve dış güvenliklerinin farklı bakanlıklarca yerine getirilmesinin cezaevlerinde iki başlılığa, mevzuatın farklı yorumlanmasına yol açtığı belirtilerek tüm bu sorunların aşılması için Almanya, İsveç, Danimarka ve Hollanda'nın uyguladığı gibi cezaevlerinde iç ve dış güvenliğin Adalet Bakanlığı'nda toplanması gereğine işaret edildi.

Sivil memura avukat parası ve öldürme hakkı

Ceza İnfaz Kurumları Dış Güvenlik Hizmetleri Kanunu Tasarısı'yla ilgili taslakta Türkiye'nin de taraf olduğu uluslararası infaz hukuku ilkelerine uyulacağı belirtilmekle birlikte, tartışma yaratabilecek bazı düzenlemeler de göze çarptı.

SUÇ İŞLEYENE AVUKAT DEVLETTEN: Tasarıya göre, TCK'daki birkaç suç hariç infaz görevlilerinin işleyebileceği adam öldürme-yaralama-işkence ve diğer suçlarda görevlinin seçeceği avukatın parası bakanlıkça ödenecek.

GEREKİRSE SIFIR CEZA: Tasarıda mahkûmlara karşı zor kullanmanın kademeli olacağı belirtilmesine karşı, bu konuda takdir yetkisi görevlilere bırakılırken zor kullanmada meşru savunma hali de silah kullanılabilecek şartlar arasında sayılıyor. Böylece ölümlerle de sonuçlanabilecek müdahalelerde bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da görevlilere hiç ceza verilmemesi sonucuna kapı aralanıyor.

DOĞRUDAN HEDEFE ATIŞ: Tasarıda mahkûmlara karşı ateşli silah kullanılması gereken durumlar da ayrıntılı düzenleniyor. Terör suçları ile örgüt kurma-yönetme suçlarından tutuklu- hükümlülere karşı, "Kurum dışında icra edilecek faaliyetlerde 'teslim ol' çağrısına uyulmaması ve silah kullanılmaya teşebbüs edilmesi halinde dış güvenlik görevlileri, tehlikeyi etkisiz kılabilecek ölçü ve orantıda, doğrudan ve duraksamadan hedefe karşı silah kullanmaya yetkililidirler" düzenlemesi de yer alıyor. Benzer düzenleme, polis yönünden Anayasa Mahkemesi'nce 'yaşama hakkını ihlal ettiği' gerekçesiyle iptal edilmişti.

Radikal
Yayın Tarihi : 1 Kasım 2007 Perşembe 23:37:42
Güncelleme :2 Kasım 2007 Cuma 08:22:43


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?