İş görüşmelerinde 'komik an'lar

İşveren-aday görüşmeleri komikliğiyle kitap oldu

Her çalışanın hayatında en az bir kere yapmak zorunda kaldığı iş görüşmelerini, insan kaynakları uzmanı Mehmet Erkan ve Oğuz Erdoğan, 'İşte Mülakat' adıyla kitap olarak yayımladı

İNSAN Kaynakları Uzmanı Mehmet Erkan ile 14 yıldır İnsan Kaynakları Direktörü olan Oğuz Erdoğan bir araya geldi, o güne kadar yaptıkları iş görüşmelerini 'İşte Mülakat, yurdum insanı iş görüşmesinde' adıyla kitap olarak yayımlandı. Elma Yayınevi tarafından piyasaya çıkan kitap, Türkiye'de insan kaynaklarına bakış açısını yaşanmış örneklerle ortaya koymakla kalmıyor, aynı zamanda işe alım süreçlerini yaşanmış trajikomik olaylarla örnekliyor. Bir beldede açılacak perakende mağazası için işe alım sürecinde bir Belediye Başkanı'nın gelecek seçimleri garanti altına almak için 'potansiyel' 700 seçmenini 'Size iş buldum' vaadiyle mağaza kapısına yığmasından, mahalle muhtarının 'Bunlar İstanbullu, rüşvet almadan iş yapmaz' diyerek, iş garantisi karşılığında çevresindekilerden meyveden lastik çizmeye kadar ne bulursa toplaması komik bir dille anlatılıyor.

KAFAMA SUTYEN FIRLATTI
Kitapta en dikkat çekici bölümlerden biri ise mülakat sırasında adayların sorulara verdiği yanıtlar. Mülakatta aşçılık pozisyonu için başvuran adaya deneyimini sorulurken, adaydan 'Ben kaportacıyım, iki yıl bekar odasında yaşadım, evelallah aç kalmadık, en iyi yaptığım yemek menemen' yanıtı geliyor. Kitapta güldüren bir başka diyalog ise adaya 'Önceki işinizden neden ayrıldınız?' sorusuna verilen 'Patronum kafama sutyen fırlattı' yanıtı. 7 bölümden oluşan ve 246 sayfa olan kitap sadece insan kaynakları bölümünde çalışan profesyonellere değil, potansiyel iş görüşmesine katılacak adaylara da neyi, nasıl yapmaları konusunda yol gösteriyor.

Fıkra gibi diyaloglar!
Medeni durumum bakire!
l Mülakatçı: Medeni durumunuz?
l Aday (24 yaşında ilkokul mezunu ve kadın): Bakireyim!
Emirgan'da 2 kızı gezdirir misin?
(Patronun bir arkadaşının oğlu mülakata gelir, mülakatçı, aday ve patronun diyalogları!)
l Mülakatçı: Nasıl bir iş istiyorsun?
l Aday: Geleceği parlak olsun.
l Mülakatçı: Satışta çalışmak ister misin?
l Aday: Çalışmam. Kapı kapı dolaşmak bana göre değil.
l Mülakatçı: Muhasebe?
l Aday: Masa başından sıkılırım.
l Mülakatçı: Sana yardımcı olmaya çalışıyoruz, ne iş yapmak istersin?
l Patron (Dayanamayıp araya giriyor): Emirgan'da gezdirilecek iki kız var ne dersin.
l Aday: Ha bu harika, geleceği parlak bir işe benziyor.
l Patron: Sen hiç dayak yedin mi?
l Aday: ???
İridir, 15 gibi gösteriyor
l Personel: Ya ağabey, bizim bir yeğen var, onu çırak olarak değerlendirebilir miyiz?
l Mülakatçı: Yeğeniniz kaç yaşında?
l Personel: 13
l Mülakatçı: Maalesef yasalara göre 15 yaşından küçük çalıştıramıyoruz.
l Personel: Ya ağabey, vallahi bizimki iri yarı, 15 gibi gösteriyor
Üyeyim ama OMO'ya
l Mülakatçı: Üye olduğunuz kulüp veya dernek var mı?
l Aday: Var. Omo Kadınlar Kulübü.
Sakıza fiş kesmem kasa açık vermez
l Mülakatçı: İki yıl kasiyerlik yapmışsınız. Kasa açığı verir miydiniz? Ne kadar sıklıkla verirdiniz?
l Aday: Kasa açığı vermek büyük bir başarısızlıktır. Ben asla kasa açığı vermiyordum. Açık olunca sakız, şeker gibi ürünlere fiş kesmiyordum ve kasayı mutlaka tutturuyordum.
Eltimgillerde oturuyorum
l Mülakatçı: Nerede oturuyorsunuz?
l Aday: İnegöl'de.
l Mülakatçı: Yok yani, neresinde?
l Aday: Ha!
Eltimgillerde.
Doğumevinde doğdum.
l Mülakatçı: Doğum yeriniz?
Aday: Bakırköy Doğumevi!