Sabah ve ATV'de sendika
Türk-iş Başkanı Salih Kılıç, örgütlenme şartlarının zorlaşmasına karşın geniş bir örgütlenme stratejisinin hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek, ''Özellikle işçi temsilcileri olarak, ILO ve AB normlarının çalışma hayatını düzenleyen yasalara yansıtılması beklentisindeyiz'' dedi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Konferans Salonu'nda başlayan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Olağan Genel Kurulu'nda divan başkanlığına seçilmesinin ardından konuşan Kılıç, basında çalışan herkesin örgütlenmeye teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.
Kılıç, Türkiye'nin, Avrupa Konseyine üye devletlerce 1996 yılında imzalanan ekli ''Avrupa Sosyal Şartı''nın 3 maddesine çekince koyarak kabul ettiğini, bunların adil ücret, örgütlenme özgürlüğü ve toplu sözleşme maddeleri olduğunu ifade ederek, Avrupa Birliği (AB) standartlarına ulaşmak için bu maddeler üzerindeki çekincenin kaldırılması gerektiğini vurguladı.
Örgütlenme şartlarının zorlaşmasına karşı geniş bir örgütlenme stratejisinin hayata geçirilmesi gerektiğini dile getiren Kılıç, ''Özellikle işçi temsilcileri olarak, ILO ve AB normlarının çalışma hayatını düzenleyen yasalara yansıtılması beklentisindeyiz'' diye konuştu.
Salih Kılıç, işçi hareketinin ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğunu ifade ederek, Sosyal Güvenlik Kanunu, Sendikalar Kanunu, Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu, zorunlu istihdam, bölgesel asgari ücret ve kıdem tazminatını içeren istihdam paketi ve özelleştirme uygulamalarının önemli gündem maddeleri olduğuna işaret etti.
-İPEKÇİ'NİN KONUŞMASI-
TGS Başkanı Ercan Sadık İpekçi de ''işçilerin aleyhinde çok sayıda hükümler'' içeren ''Sosyal Güvenlik Reformu'' değişiklik taslağının, basın emekçileri bakımından en ''yakıcı'' kısmının ''yıpranma hakkının yok edilmesi olduğunu'' dile getirdi.
İpekçi, TGS'nin 30 yıldır sahip olunan bu hakkı korumak için ne gerekiyorsa yapacağını belirterek, ''Demokrasi mücadelesi yolunda, özgür ve bağımsız habercilik için yıpranan basın emekçileri, bundan sonra, bu haklarını savunmak uğruna daha da fazla yıpranmaktan hiçbir zaman çekinmeyecek'' dedi.
Yıpranma hakkını basın emekçilerine tanınan bir imtiyaz sanıldığını vurgu yapan İpekçi, sözlerine şöyle devam etti:
''25-30 yıllık çalışmaları karşılığında basın emekçilerinden, normal işçilere oranla her ay 3 puan daha fazla SSK pirimi kesilmektedir. Yıpranma hakkının prim karşılığı, medya patronlarınca karşılanır. Yıpranma hakkını ortadan kaldırmayı amaçlayan bu zihniyet, Sosyal Güvenlik Kurumu'nu bu primlerden mahrum etmekle kalmayacak, arada oluşan farkı da medya patronlarının ceplerine aktaracak. Bunun reformla bir ilgisi yok. Siyasi iktidarın ve parlamentodaki siyasi partilerin, bu konuda gereken duyarlılığı göstereceklerini umuyoruz.''
İpekçi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı istatistiklerine göre, Türkiye'de gazetecilik iş kolunda 15 bin 640 sigortalı işçi çalıştığını, Türkiye İstatistik Kurumunun 2005 yılında faaliyet gösteren yazılı yayın kuruluşları arasında yaptığı bir ankete göre ise, sadece yayıncılık sektöründe çalışanların sayısının 28 bin 928 olduğunu, aradaki farkın ise kayıt dışı, yani sigortasız çalıştıranları ifade ettiğini kaydetti.
-BASIN VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ-
Ercan İpekçi, 11 yerel ve 10 yaygın düzeyde yayın yapan gazete, dergi ve televizyon kuruluşlarında çalışan 4 bin 500'den fazla basın emekçisinin temsilci delegelerle TGS Genel Kurulunun topladığını hatırlatarak, basın emekçilerinin, halkın haber alma hakkının sağlıklı olarak işleyebilmesi için basın ve ifade özgürlüğü mücadelesi verdiğini söyledi.
Bu nedenle, basın özgürlüğünü kısıtlayan her türlü düzenleme ve eylemin TGS'yi yakından ilgilendirdiğini ifade eden İpekçi, 2004 yılında çıkarılan Basın Kanunu'nun sağladığı önemli hakların 2005 yılında Türk Ceza Kanunu (TCK), 2006 yılında ise Terörle Mücadele Kanunu'nda yapılan değişikliklerle ortadan kaldırıldığını savundu.
İpekçi, yeni TCK'nın 301. maddesi de dahil olmak üzere 27 maddesinde basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan hükümler yer aldığına dikkati çekerek, ''O dönemde diğer meslek örgütleriyle birlikte verdiğimiz mücadele, yaptığımız yürüyüşler, parlamentodaki girişimlerimiz ne yazık ki istenen olumlu sonucu vermemiştir. Siyasi iktidarın karşımıza çıkardığı gerekçe, uygulamayı ve yargının vereceği içtihatları görmek olmuştur'' dedi.
-SABAH VE ATV'DEKİ ÖRGÜTLENME ÇALIŞMASI-
TGS Başkanı Ercan İpekçi, geçen 3 yıllık dönem içinde TGS'nin gerek basın ve ifade özgürlüğü mücadelesinde, gerekse basın emekçilerinin sendikal örgütlenme ve sosyal hak mücadelesine katkıda bulunduğunu hatırlatarak, bu mücadeleyle Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin ''2007 Yılı Basın Özgürlüğü Ödülü''ne değer görüldüğünü söyledi.
Ödülü, TGS olarak, işten atılan ve sendikal mücadele veren tüm basın emekçileri adına aldıklarını belirten İpekçi, şöyle konuştu:
''Bu ödülün alınmasında, ATV ile Sabah gazetesinde çalışan meslektaşlarımızın yürüttüğü sendikal hak mücadelesinin de önemli bir payı vardır. Önümüzdeki 3 yıllık dönem içerisinde sendikal örgütlenme temel hedeflerimizdendir. Özellikle Sabah ve ATV'de toplu sözleşmeli düzene geçişimiz, Türk medyası açısından bir devrim niteliğinde olacaktır. Bu örgütlenme çabası, diğer medya kuruluşlarında çalışan meslektaşlarımız arasında da büyük bir beklentiye yol açtı. TGS, bu beklentiyi karşılayacak mücadele gücü ve azmine sahiptir. Medya sahiplerini de basın emekçilerinin sendikal örgütlenme hakkına saygı göstermeye çağırıyoruz.''
-ORHAN ERİNÇ-
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç de Türkiye'de çok sayıda gazetecinin güvenlikleri açısından korumayla gezdiklerine dikkati çekerek, fikirleri dolayısıyla öldürülen gazetecilerin yanı sıra daha iyi fotoğraf ve haber takibi için kaza geçiren, çalışamaz hale gelen gazeteciler bulunduğunu söyledi.
Erinç, bunları dikkate alarak yıpranma uygulamasından vazgeçilmesini ''çok abes ve haksız'' bulduğunu dile getirerek, ''Bu uygulama dışında tutulan 2 meslek grubu var. Gazeteciler ve postacılar...'' dedi.
Türkiye'de çok sayıda dönüşüm projesi olduğuna işaret eden Erinç, bu projelerden birinin çok seslilikten tek sesliliğe dönüşüm olduğunu sözlerine ekledi.
