15
Mayıs
2024
Çarşamba
İNSAN KAYNAKLARI

Stres mülakatı nedir?

Stres mülakatı mı işkence mi?


İnsan kaynakları uzmanlarının, stresli ortamlarda çalışacak kişilerin strese dayanıklı olup olmadıklarını anlamak için kullandıkları bir yöntem var: Stres mülakatları. Ancak bu mülakatlar, çok hassas bir denge gerektiriyor. Çünkü bu yöntemde kullanılan tekniklerle, saygısızlık arasındaki çizgi bazen çok incelebiliyor.

Bir iş görüşmesine gittiğiniz, bir saat bekletildiniz. Sonunda mülakat odasına girdiniz ama, çok meşgul olmalı ki bir saattir benimle görüşemiyor diye düşündüğünüz yetkilinin dergi okumakta olduğunu gördünüz. Sanki sizinle görüşeceğinden de habersizdi, sizi görünce şaşırmasından ve "nereden çıktı şimdi bu" der gibi bakmasından belliydi bu. Oturmak için bir sandalye aradı gözleriniz, ama masanın yanında sandalye falan yoktu.

Neyse bir sandalye rica edip oturdunuz. Ama bugün şanslı gününüz değildi. Sorduğu sorulardan, mülakatçının özgeçmişinizi daha önce okumadığını anladınız. Özgeçmişinizin üstünden geçerken, mezun olduğunuz okula takıldı mülakatçının gözü, "Bu alanda çok daha iyi okullar varken siz en düşük puanlı olanlarından birini bitirmişsiniz" gibisinden bir laf etti. Daha önce çalıştığınız şirketlerin hiçbirinin yeterince kurumsal olmadığını iddia etti. Son derece açık izah etmenize rağmen, hangi şirkette hangi dönemler arasında çalıştığınızı tekrar tekrar anlatmanızı istedi. Sorduğu soruları yanıtlamanıza da izin vermedi, sürekli sözünüzü kesip yeni sorular yöneltti. En çok da küstahça söylediği "Bu özgeçmişle nasıl sizi işe alabileceğimizi düşünebiliyorsunuz" sözü kaldı aklınızda.


KULLANILAN İKİ YÖNTEM VAR
Bu durumda "yeter kardeşim siz benimle dalga mı geçiyorsunuz" diye tepki gösterip, karşınızdakini saygılı olmaya davet ederseniz, mülakatı geçemediniz demektir. Çünkü tabi tutulduğunuz test, bir stres mülakatı. Burada amaç, adayın baskı ortamıyla nasıl başa çıktığını ve duygusal tepki gösterip göstermediğini ölçmek.

Stres mülakatları farklı şekillerde olabiliyor. Birincisi, yukarıda sözünü ettiğimiz soru ve tavırlarla, yani strese neden olacak bir durum yaratılarak yapılıyor. Mülakatçının adaya karşı ilgisiz veya nezaketsiz davranması, adayla göz teması kurmaması, arkasını dönmesi, zorlayıcı ve tahrik edici sorular sorması gibi.

Daha masum olan ikinci yöntem de, "Bir iş arkadaşınızın hesaplarda değişiklik yaptığını fark etseniz, ne yapardınız? Sizce görüşmemiz nasıl gidiyor? Karşılaştığınız zor durumlarda nasıl çözüme gidersiniz, aşırı işyükü altında kaldığınızda ne yaparsınız?" gibi sorular sorarak alınan yanıtlardan bir kanıya ulaşmaya çalışmak. Veya, "Bir toplantıya gireceksiniz 15 dakikanız var. Toplantıyla ilgili son kontrollerinizi yapıyorsunuz. Aşağıda bir inşaat var, sürekli matkap gürültüsü geliyor. Bu arada güvenlikten görevli kişi geldi, arabanıza çarpıldığını ve aynasının koptuğunu söyledi" gibi stresli durum tarif edilerek bu durumda ne yapardınız, diye soruluyor.


2 SAAT BEKLETİP SABIR ÖLÇÜLMEZ
Stres mülakatında başarılı olmanın yolu, görüşmenin bir stres mülakatı olduğunun bilincinde olup, maruz kalınan durumu kişiselleştirmemek. Ancak bu mülakatlardan önce çalışana bu bilgi verilmiyor. Tek yol, bu yöntemin gerekli pozisyonlarda kullanıldığını ve size de uygulanabileceğinin farkında olmak.

Dikey Kurumsal Genel Müdürü Özlem Rodoplu, stres mülakatlarını özellikle yoğun stres altında çalışmayı gerektiren pozisyonlar için uyguladıklarını söylüyor: "İşe alım sürecinde adayları değerlendirirken, iş sırasında geçerli olabilecek bütün özelliklerini test etmek istiyoruz. İş stres altında çalışmayı, doğru kararlar almayı gerektiren bir pozisyonsa, bunu mülakat sırasında da değerlendirmek istiyoruz. Stres mülakatı şu pozisyonlar için uygulanmalıdır demek çok doğru değil. İlk akla gelen, havayolu kontrol memurları. Ayrıca bir yönetici asistanının bile gerekiyorsa, stres altında nasıl çalışacağını, nasıl tepkiler vereceğini ölçümlemek isteyebiliriz. Aday, insanlarla iç içe olunan işlerde, mesela bir çağrı merkezinde çalışacaksa, orada strese girecektir. Ama bir muhasebe elemanına sorulmaz bu, çünkü onun stresi genellikle iş yükü nedeniyle yaşadığı strestir. Yani stres mülakatının pozisyona göre yapılandırılması gerekir."

Rodoplu, adayı bekletmenin stres mülakatı yöntemi olarak kullanılmasına karşı. "İnsanlar buna tepki göstereceklerdir. Bu tepkilerinde de haklı olurlar. İnsanların kişilik haklarıyla ilgili belirli alanlarına girip bununla nasıl başa çıkıyorsun demek çok doğru değil. Stres mülakatı adayın iş tanımından yola çıkılarak yapılmalıdır. 2 saat bekleyen aday gerilir, kızar ama ben 2 saat bekletip de bu adayın sabrını, stres altındaki tepkilerini ölçüyorum demek bence adaya karşı saygısızlıktır" diyor. Peki mülakatçı geçmişinizle, kariyerinizle, ailenizle dalga geçen bir uslupla konuşuyorsa? Rodoplu, "Olay bazında bakmak lazım. Ne kadar ileri gidildiği çok önemli. Adaya saygı prensibi çerçevesinde yaklaşılmalı" diyor.


TÜRK TELEKOM İK’DAN SORUMLU İCRA KURULU BAŞ DANIŞMANI CEMAL OĞUZBERK:
Kesinlikle doğru bulmuyorum

Türk Telekom İnsan Kaynaklarından Sorumlu İcra Kurulu Baş Danışmanı Cemal Oğuzberk, stres mülakatlarına karşı: "Bu işi 30 sene yapmış bir adam olarak söylüyorum, kesinlikle doğru bulmuyorum. Çünkü insanın kendisine saygısı, kişisel hak ve hüviyetler var. Emeğini satmak için gelmiş masum insanı test ediyorum diye böyle terbiye sınırlarını zorlayıcı yöntemlerle ölçmeye alışmak doğru değil, yanlış. Bir adam gelmiş sana hizmetini satmak için şöyle niteliklerim var, bana iş ver diyor. Sen de çıkıyorsun, aşağılıyorsun. Olur mu böyle şey. Kimseye ben öğütleyemem. Mülakatla ilgili onlarca insan yetiştirdim, hiç bunu yapın demedim. İster istemez bazılarını iki saat bekletiyorsunuz. Mesela icra kurulu bizi tuttu, bir genel müdürle görüşme yapmamızı istemişti. Genel müdürü 2 saat bekletmek zorunda kaldık. Ama kasıtlı değildi. Yoksa bir adamı bilerek beklet iki saat, bu uygar bir ülkede olmamalı."

Sonunda bilgi verilmesi şart

Önemli noktalardan biri de, yapılanın bir stres mülakatı olduğunun görüşme sonunda adaya söylenmesi. Dikey Kurumsal Genel Müdürü Özlem Rodoplu, "Mülakattan sonra, aday gerginleştiği için olumsuz duygulara kapılır. Onun bu duygularla mülakattan ayrılması doğru değildir. Bu mülakatın şu sorulardan itibaren olan bölümü stres mülakatıydı, bu da sizin başvurduğunuz pozisyon için şu şu nedenlerden dolayı gerekiyordu, hatta siz bu mülakatta şunları doğru yaptınız, şeklinde adaya performansı hakkında bilgi vermekte fayda var."

Konuya ters tarafından bakmak da mümkün. Stres mülakatı yapılmadığı halde yukarıda saydığımız durumlarla karşılaşan, gittiği görüşmeden önce bir saat bekletilen ya da saygı sınırını aşan tavırlara maruz kalan adayların olmadığını söylemek de gerçekçi olmaz. Koç Üniversitesi’nde Endüstri ve Örgüt Psikolojisi uzmanı Doç. Dr. Zeynep Aycan, şunları söylüyor:

"Karşı taraf, sen zaten bana muhtaçsın, hadi bakalım bana kendini anlat, ben sana her istediğimi sorarım, gibi bir tutum içine girebiliyor. Stres mülakatı yapıyoruz diyor, olmadık sorular soruyorlar. Stres mülakatları, stresle başa çıkabilmeyi öngörmeye yarıyor mu, bu konuyla ilgili şüpheler var. Bu da yanlış ve gereksiz yere yapılmasından kaynaklanıyor. Örneğin teknikerlik pozisyonu için görüşülen bir adaya, "böyle yetiştirilmiş bir evladın anne babasından bile şüphe etmek gerekir", gibi laflar edildiğini biliyorum. Buna ne gerek var? Bu, daha sonra adayın şirkete bakışını etkiler. İşe alımın iki taraflı bir süreç olduğu, adayın da şirketi seçtiği hep unutuluyor."

ajanslar
Yayın Tarihi : 25 Eylül 2007 Salı 10:31:54


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?