İsviçre'de birkaç gündür devam eden Cenevre Otomobil Fuarı'nın sembol modellerinden biri Opel Ampera. Çünkü bu model, gelecek yıl Avrupa'da seri üretime alınıp yola çıkacak ilk otomobil olacak. Ana şirket General Motors (GM) iflas ederse Opel'in durumu ve bu projenin geleceği ne olur bilinmez ama bilinen bir gerçek var ki; elektrikli otomobiller üzerine kafa yoran sadece GM değil.
Daha fazla çevrecilik (yeşil), petrolden bağımsız otomobiller konusundaki çalışmaların Cenevre Fuarı'nda 'zirve' yaptığını ve özellikle elektrikli konsept modeller üreten şirket sayısının iki elin parmaklarını geçtiğini söyleyebilirim. Bu çalışmalar, otomobilde sanki bir devrime işaret ediyor gibi, son derece heyecan uyandırıcı. Ancak kritik soru pek çoğu gerçekten evinizin bahçesindeki prizden ya da cadde üzerindeki bir elektrik prizinden şarj edilerek çalışan bu otomobillerin birkaç yıl içerisinde petrolle çalışan araçların yerini alıp alamayacağı yönünde.
Zira, yeni teknoloji olarak kulağa hoş gelen, kullanımı esnasında çevrecilikte sınır tanımayan elektrikli otomobillerin mihenk noktasını bataryalar oluşturuyor. Cep telefonu ya da fotoğraf makinesinde olduğu gibi elektrikle şarj edilebiliyorlar ama sadece bataryaların 250-300 kg'a varan ağırlıkları aynı zamanda üretim maliyetlerinin ne derece yüksek olduğu hakkında ipucu veriyor. Üstelik yaygınlaşana kadar çok pahalı olacaklarına da muhakkak gözüyle bakılıyor. Ayrıca elektrikli otomobillerin bataryaları bir kez şarj edildiğinde ancak 60-70 km yol alabilmesi, batarya teknolojisinin daha da geliştirilmesini zorunlu kılıyor. Hiç kimse, son derece teknolojik elektrikli bir otomobille yol ortasında kalmak istemez değil mi!?.
Elektrikli otomobillere yönelik 'içeriden' eleştirilerde bulunan ve şimdilik markaların tüketiciye yönelik 'reklam' ve 'imaj' çalışması olduğunu düşünen isimler var. Cenevre'de görüştüğümüz Fiat Grubu'nun strateji geliştirme, yeni motor teknolojileri gibi konularla ilgili üst yöneticisi Alfredo Altavilla, fuarı kasıp kavuran elektrikli ve hibrid araçlara yönelik ilginç tespitlerde bulundu. "Söylendiği gibi otomotiv sektörünün geleceğini elektrikli motorlarda görmüyorum. Çünkü bu tip motorlarda batarya maliyeti 7 bin Euro'lara ulaşıyor. Aynı şekilde hibrid motorlarda batarya maliyetleri 2-3 bin Euro. Bu da ürünün fiyatına yansıyor ve tüketicilerin alım gücü için çok mantıklı değil." diyen İtalyan yönetici, doğalgaz, biyogaz gibi farklı yakıt türlerinin bugüne yönelik daha mantıklı çözümler olduğunu savunuyor.
Elektrikli otomobiller konusunda ön plana çıkmayan bir başka grup Alman VW'nin başkanı Martin Winterkorn da önceliğin mevcut petrole bağımlı motorları daha çevreci ve ekonomik yapacak çözümlerde olduğunu söylüyor. Bünyesinde birçok markayı barındıran grubun tepe yöneticisi, elektrikli otomobilin gerçek anlamda yola çıkması için 10 yıla daha ihtiyaç olduğunu düşünüyor.
Bugün birçok markanın en azından araştırma ve geliştirme merkezleri, elektrikli otomobil hayaliyle harıl harıl çalışıyor. Bakalım heyecan sönmeden bu teknolojinin hızlı bir şekilde satın alınabilir ekonomikliğe ulaşması mümkün olacak mı?