Dacia'dan ilk 4X4 konsept

Dacia'dan Cenevre'ye özel 4X4

Dacia’nın ilk 4X4 konsept modeli olan Duster Cenevre Otomobil Fuarı'nda otomobil tutkunlarının beğenisine sunuldu. Duster, sürücü için sportif bir coupé; yolcular için ise, karşılıklı açılan kapılarıyla konforlu yolculuklara davetiye veren bir MPV olarak göz dolduruyor.

Yüksek silueti (1,49 m), kısa dingil çıkıntıları (önde 65 cm ve arkada 80 cm), cömert dingil aralığı (2,80 m) ve kompakt boyutlarıyla (4,25 m uzunluk, 1,64 m genişlik), Duster sağlamlık ve sportifliği birleştiren bir crossover olarak ortaya çıkıyor.

Önde, iki adet hava girişli geniş tampondan yüksek güç izlenimi yayılıyor. Radyatör ızgarasının her iki yanında, tipik Dacia çizgilerini taşıyan farlar, ön çamurluklar üzerinden kapılara kadar incelen ışıklı bir hat şeklinde uzanıyorlar.

Profilden bakıldığında, belirgin çamurluk kavisleri ve yüksek kapı çizgileri dört tekerleği üzerine « sağlam basan » bir araç izlenimini veriyor. Gözdenin sedefli gri rengi ve yekpare geniş camlı yüzeyi (orta direk olmadığından) Duster’in görsel kimliğini güçlendiriyor.

Arkada, gövde üzerine işlenmiş Dacia markası aracın genlerinde bulunan sağlamlık ve özgünlüğü vurguluyor.

Logan gibi sadece 4,25 m’lik uzunluğuyla, Duster yoğun şehir trafiğinde kendine kolayca yer açabilecek çevik bir otomobil olarak tasarlandı. 5 kollu 21” alüminyum jantları ve şekilli alüminyum egzoz çıkışları bu konsept aracın sportif karakterini vurgulayan diğer unsurlar.

Duster ’in aerodinamik performansı (Cx 0.30) ile ilgili olarak özel bir çalışma gerçekleştirildi. Akıcı yan çizgiler havanın aracın üzerinden akarak arka stop lambaları üzerinden akıp gitmesini sağlıyor. Tavandaki kanat şeklindeki sinyal lambaları hava akımlarını aracın arkasına doğru yönlendiriyor.

Tüm bu düzenlemeler tüketimi doğrudan etkiliyor ve Duster’i çevreye saygılı bir 4x4 haline dönüştürüyor. Partikül filtreli 1.5 dCi 105bg (77 kW) motor 100 km.de 5.3 litrelik düşük tüketimi ve kilometre başına sadece 139 gramlık CO2 emisyonuyla eşsiz bir dinamik performans sergiliyor.

Duster, Dacia’nın yalınlık, sağlamlık ve güvenilirlik oluşan marka değerlerini beklenmedik bir segmentte sunmasını sağlayan geleceğin 4x4 modelidir. Araç içinde Dacia’nın tüm akılcı ve cömert özellikleri sunuluyor.

Duster’in iç mekanında çikolata rengi ve mavi gibi iki baskın rengin uyumlu birlikteliği sayesinde rahat ve sıcak bir ortam oluşuyor. Tamamen cam olan tavanı ise iç mekan ve yolcuların ışığa boğulmasını sağlıyor. Son derece ince ön koltuklar belirgin bir hafiflik hissi veriyor. Koltukların bedeni saran tasarımları üst düzeyde konfor ve güvenlik sağlıyor. Önde sürücü koltuğu marşpiye hizasında ve orta konsola kadar uzanan bir yapıya sahip, yekpare ve estetik bir görünüm sergileyen bu yapı aracın sportif dış çizgilerine gönderme yapıyor.

Gösterge paneli akıcı ve özgün çizgiler sergiliyor. Tasarımı yalın ve geniş bir iç mekan oluşturulmasına olanak veriyor.

Direksiyonun alt bölümünde saklanan hava yastığı elektronik göstergelerle ekranın direksiyonun orta bölümüne dahil edilmesine olanak verdi. Böylece torpido paneli üzerinde eşya yerleştirme amaçlı oldukça geniş bir alan serbest kaldı. Yolcu tarafında, torpido panelinin akıcı çizgisi 280 mm’lik rekor bir diz mesafesi ile son derece rahat bir oturma olanağı sunuyor. Torpido panelindeki çift renkli orijinal bir körük 20 litrelik torpido gözünü gizliyor. Torpidonun her iki yanında, kapı panolarında ayrıca 8 litrelik ilave yerleştirme alanları bulunuyor. Akıllıca tasarlanmış bir göz arka sağ koltuğun sırtlığına yerleştirildi. Kolaylıkla erişilen bu göz arka bagajdan itibaren kaydırılabiliyor. Aracın bagajı da Dacia ruhuna sadık kaldı : gerçekten de düşey çizgili bagaj kapısı 470 dm3’lük bir yükleme kapasitesini sunulmasına olanak veriyor; Duster’in kompakt boyutları dikkate alındığında bu rakam oldukça dikkat çekici.

Duster esneklik ve modülerlik sunan bir konsept araç. 4 koltuklu günlük kullanım konfigürasyonundan 2 koltuklu sportif versiyona geçiş sadece birkaç saniye gerektiriyor. Arka kapı girişinde bulunan tek bir düğme sayesinde, yolcu koltuğu tabana gizlenmiş raylar üzerinde kayıyor ve sürücü koltuğunun altına gizleniyor. Bu şekilde iki koltuk sadece bir tek koltuk haline geliyor ve örneğin sportif sürücülerin bir bisiklet yerleştirebileceği 2 m3’ lük bir yükleme alanının açılmasın sağlıyor. Bu bisiklet arka koltuk sırasının altında bulunan bir ray ve zeminde gizlenebilen bir tespit kolu sayesinde kolayca sabitlenebiliyor.