28
Mayıs
2024
Salı
OTOMOBİL

İthal zırhlılarda güvenlik

Başbakan Erdoğan’ın zırhlı aracında yaşadığı kriz, balyoz operasyonu ile aşıldı. Asıl risk ise yurtdışından gelen bazı zırhlı araçlarla ilgili. Türkiye şartlarında yapılan testlerde delik deşik olan zırhlılar var.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kan şekerinin düşmesi sonucu Güven Hastanesi önünde yaşanan ‘balyozlu’ kurtarma operasyonu geçen hafta Türkiye’nin gündemini belirledi. Koruma amirinin, şoförün ve danışmanı milletvekili Ömer Çelik’in panikle araçtan çıkmaları sonucu Erdoğan, Mercedes S600 marka zırhlı araçta 10 dakikaya yakın kilitli kaldı. Aracın otomatik kilit sistemi devreye girdiği için zırhlı aracın yaklaşık 5 santimlik sol ön camı hastanenin yanındaki inşaattan alınan balyozla uzun bir uğraş sonucunda kırılabildi.

Türkiye’nin yüreğini ağzına getiren bu olaydan sonra koruma sistemi ve hatalar masaya yatırıldı. Kimileri zırhlı aracın camı nasıl kırılır yorumu yaparak eleştirilerde bulundu. Panikle yaşanan ihmal ve korumaların hataları bir yana, zırhlı aracın camının kırılmasıyla başbakanın araçtan çıkarılması yöntemi ‘uygunsuz’ da olsa doğruydu. Çünkü zırhlı araçların kurşun geçirmez, patlama ve saldırılara karşı en üst düzeyde güvenli olması gerekiyordu. Kırmak dışındaki en akılcı yöntem ise aracın yedek anahtarının kullanılarak, kapının medenice açılmasıydı. Ancak zırhlının yedek anahtarı başbakanlıktaydı. Sonuçta panik havasıyla kırma yöntemi benimsendi. Zaten başbakan Erdoğan’ın aracı da güvenlik standartları açısından dünya liderlerinin kullandığı B-6 seviyesinde zırhlanmıştı.

Kuşkusuz tartışmalar burada bitmeyecek. Öncelikle korumalar kadar araçların güvenlik standartları, zırhlı araçlarda istenen Avrupa Birliği ve Türk standartlarının da masaya yatırılması gerekiyor. Almanya’dan zırhlanarak getirtilen başbakanın aracında güvenlik seviyesi ve testler açısından bir problem yok. Ancak devletin zirvesindeki diğer koruma araçları, siyasiler, aşiret ağaları, kimi sanatçıların kullandığı araçlarda zırhlama ve güvenlik standartlarıyla ilgili ciddi kuşkular var.

Korumalar, zırhlı araçlar, polis ve özel güvenlik tedbirleri açısından en çok ihtiyaç kuşkusuz başkent Ankara’da yaşanıyor. Liderlerin ve devlet yöneticilerinin özellikle başkentte ve yurtiçindeki seyahatlerinde kullandıkları araçları zırhlayan, kurşun geçirmez camlarla donatan güvenlik şirketlerinden Best Group Genel Müdürü Cengiz Altıncı, özellikle araç zırhlamada AB ve Türkiye standartlarına uygun olmayan durumların yaşandığına dikkat çekiyor.

Bundan daha önemlisi ise Türkiye’deki silahların kullandığı mermi ve etki alanlarıyla alakalı riskler. Örneğin Türkiye’de dünyadaki kaleşnikof silahların standart mermilerinin dışında mermiler kullanılıyor. Zırhlama AB standartlarına uygun olsa bile TSK ve polisin kullandığı çelik çekirdekli kaleşnikof mermileri cam zırhları delebiliyor. Bu mermi ve silahların PKK ve aşırı sol örgütlerce de kullanıldığı düşünüldüğünde devletin üst düzey zırhlı araçlarında ciddi hayati tehlikeler ortaya çıkabilir.

Örneğin Best Group’un araştırmaları sırasında, üst düzey bir ordu komutanının fabrikadan zıhlanmış aracına test yapılırken bu riskler ortaya çıkmış. Avrupa’da zırhlı olarak üretilen 750 bin Avroluk araç Ankara’da teste alınmış. Silahlarla zırhlı araca ateş açılmış ve mermiler zırhlı zannedilen kapılardan geçmiş. Bir anda endişelenen Altıncı ve test ekibi olayın nedenini araştırdığında mermilerde farklılık olduğunu tespit etmiş. Cengiz Altıncı, “AB ülkeleri kendilerindeki mermiye göre araca olur vermiş. Ama bizdeki mermiler farklı. Üstelik ülkemizde kullanılan kaleşnikof mermileri terör örgütlerinin elindekilerle aynı. Birçok makam aracı için bu risk söz konusu. Bize gelen araç Avrupa güvenlik sınıfına göre zırhlanmış; bizdeki güvenlik sınıflandırması uluslararası olmasına rağmen kullanılan mermiler standart değil.” diyor. Her iki mermi de Rusya’dan temin ediliyor. Ancak Ruslar maliyeti düşürmek için mermi çekirdeğine kurşun yerine çelik çivi koyduğu için balistik sonuçları değişebiliyor. Zırhlama ile ilgili yaşanan somut örneklerden sadece birisi bu.

BAŞBAKANIN KORUMA VE ZIRHLI ARACI HATA KABUL ETMEZ

Başbakan Erdoğan’ın katıldığı birçok programda da güvenlik zafiyetinin yaşandığını ileri süren Cengiz Altıncı, başbakanın yakın korumaları arasında akrabasının olmasını eleştiriyor. Altıncı’ya göre Başbakan Erdoğan’ın yurtiçi gezilerinde kullandığı otobüslerde de güvenlik sorunu var. Altıncı Erdoğan’ın güvenlikli olmayan otobüse binip 7 km el sallamasını tam bir güvenlik zafiyeti olarak değerlendiriyor. Çünkü başbakanın kullandığı otobüslerin camları kurşun geçirmez, araçlar da zırhlı değil. “Başbakan grip olsa ekonomi dalgalanır, düşünün saldırı olduğunda neler olmaz.” diyen Altıncı, araçlar zırhlansa bile belirli standartlar konusunda sorun yaşandığına işaret ediyor.

Örneğin zırhlama AB standartlarına uygun yapılsa bile Türkiye gibi asimetrik savaş, terör tehdidi ve dış güçlerin planlar içinde olduğu bir ülkede bu zırhlama standartları bile yetersiz kalabiliyor. Önceki yıllara göre araçlarına zırh yaptıranların oranının yüzde 25 arttığını kaydeden Altıncı, üst düzey devlet yöneticilerine ait araçların AB standardına göre zırhlandığını ama bazı önemli testlerden geçemediğini, kendine gelen müşterilerine de (devlet kurumlarından) nazik bir dille anlatıyor. Güvenlik tedbiri için aracını zırhlatanlar sadece başbakanlar ya da siyasiler değil tabii ki. Sivil ya da askerî temsilcilerin dışında başkentte ve büyük şehirlerde yaşayan sanatçılar, aşiret mensupları, bankacılar, gazeteciler hatta doktorlar bile korunmak için araçlarını zırhlatmayı seçiyor.

ZIRHLI ARAÇ EĞİTİMİ ALINMALI

Başbakanlık yetkililerinin anahtarı araçta unutan makam şoförü Harun Kandemir ile ilgili yaptıkları savunma da tutarsız. Çünkü zırhlı araç sertifikası şeklinde bir sertifika verilmiyor. Zırhlı araçların kullanımı ile ilgili alınan tek sertifika ileri sürüş teknikleri eğitiminden ibaret. Sertifikası olmasa da bu eğitimin bizzat zırhlama yapan firmalarca koruma ve şoförlere verilmesi gerekiyor. Aracın Almanya’dan gelmesi nedeniyle başbakanın koruma ve şoförlerinin bu tip bir eğitimi Türkiye’de alıp almadıkları ise bilinmiyor.

Bu dersler zırhlama şirketlerince de veriliyor. Derslerde araçların güvenlik özelikleri en ince ayrıntısına kadar anlatılıyor. Eğitimi alanların araçların güvenlik seviyesini bilerek hareket etmesi gerekiyor. Zırhlı araç kullananlar aracın G-3 mermisine kadar korunduğunu bilmiyor. Yaşanan küçük çaplı saldırı ya da girişimlerde bile panik yaşanmasının nedeni bu. Güvenlikçiler koruyacağı insanı koruyamaz hale gelebiliyor. Oysa bu araçlar olay yerinden kaçmak için tasarlanıyor. Tekerlekler patlasa bile olay yerinden onlarca kilometre uzaklaşabilen Run Flat sistemleri, 45-50 kiloluk balistik camlar koruma amaçlı kullanılıyor. Bu yüzden yakın koruma ve şoförlerin bu eğitimlerden geçmesi şart.

BAĞDAT BÜYÜKELÇİSİNİ KURTARAN MERCEDES REVAÇTA

Türkiye’nin Bağdat Büyükelçisi Ünal Çeviköz’e Ocak ayında suikast girişiminde bulunulmuş, zırhlı araçlar sayesinde 8 kişi yara almadan kurtulmuştu. Çeviköz’ün Sünni Ulema Birliği Başkanı Şeyh Haris El Dari ile görüşmesinden hemen sonra sniperlar ile bixi ve kaleşli saldırganların ateşi altında kalmıştı. Kurşunlar camlara isabet etmiş, büyükelçi ve yanındakiler çatışmaya girmeden olay yerinden uzaklaşmayı seçmişti. O gün elçiyi ve yanındaki özel timcileri kurtaran zırhlı Mercedes ve camlar bugün en çok tercih edilenler arasında. Cengiz Altıncı, güvenliğin lüks olmaktan çıktığını belirterek “9 ay önce Bağdat büyükelçimizin kurtulmasına neden olan araçtan artık, işadamları, sanatçılar, gazeteciler hatta aşiretler bile yaptırıyor.” diyor.

Peki, makam araçları nasıl zırhlanıyor, hangi aşamalar geçilmezse güvenlik zafiyetleri yaşanıyor? Prosedür, üç farklı kategoride işliyor. İlk kategori hafif silahlara dayalı B-4 adı verilen kategori. İkinci kategori ise büyükelçinin aracına uygulanan ve 2 kiloya kadar C-4 tipi patlayıcıdan, uzun mesafeli silahlara kadar etkili koruma sağlayan B-6 standardı. Son olarak da ABD Başkanı George W.Bush ve Papa’nın makam aracında da bulunan B-7 standardı geliyor. İsteyen herkes aracını maliyeti 30 bin ila 300 bin Avro arasında değişen fiyatlarla zırhlatabiliyor. Mercedes ya da BMW gibi araçlar fabrika çıkışından zırhlı olarak satın alınabiliyor. Piyasada zırhı taşıyabilecek motor gücüne sahip birçok araca zırh takılıyor. Zırh aracın ağırlığını 200 ila 500 kg kadar artırıyor. Önce aracın camları kurşun geçirmez balistik camlara çevriliyor. Sonra kapılar, kaporta ve lastikler de zırhlı hale getiriliyor.

LÜKS İÇİN DEĞİL GÜVENLİK İÇİN

Araştırmalar göre silahlı saldırıların yüzde 90’ında mermiler camlara isabet ediyor. Bu nedenle zırhlı araçların en hayatî bölgesi camları. Bu risk göz önünde tutularak aracın tüm camlarının balistik seviyeye göre çok katlı laminasyon teknoloji ile özel kalıpları çıkarılıyor. İç kısmına özel balistik polyester veya polikarbonat yerleştiriliyor. Balistik camlar normal camlardan üretiliyor. Bu camlar isteğe bağlı olarak hareketli veya sabit yapılıyor. Kısa namlulu silahlar için (357 magnum, 38 special, 9 mm barebellum) gibi silahlar için 13 mm civarında kalınlıkta oluyor. Araçların kelebek camları da güvenlik açısından iptal ediliyor. Camlarda kullanılan teknoloji dünya standartlarından farklı olarak tabanca mermileri için, özel polyester sayesinde dışarıdan atılan mermiyi içeri almıyor. Ama içerden atılan mermi hedef sapmadan dışarı çıkabiliyor. Takılan balistik camlardan ağırlaşan kapıların menteşeleri güçlendiriliyor. Zırhlı aracın lüks için değil güvenlik için yapıldığını belirten Altıncı, aracın tüm taşıyıcı direklerinin zıhlanması gerektiğinin altını çiziyor.

Araç gövdesinde ise her yerinin zıhlanması teknik açıdan mümkün olmasa da riskli bölgeler mutlaka zıhlanıyor. Altıncı’nın tabiriyle zırhlı araçlar asla tank değil, sadece saldırı ve güvenlik riskleri minimize ediliyor. Araç gövdesinde aracın modeline ve gücüne göre çelik, kompozit, kumaş, seramik, bor karbür gibi malzemelerle müşterinin talebine, balistik seviye seçimine göre zırh yapılabiliyor. Irak savaşı başlamadan önce zırhlı taşıyıcı satılırken, son zamanlarda Güneydoğu ve Doğu Anadolu, Karadeniz bölgeleri ile aşiret mensuplarından gelen zırhlı araç siparişleri artıyor.

Bakan, bürokrat, askere yönelik zırhlı araçlarda hata payı en aza indirilse de, testlerin yapılması; güvenlikçilerin de bu araçlardaki devlet erkânını en iyi şekilde korumak için eğitim alması ve sürekli denetlenmesi şart.

TÜRKİYE’NİN 0002 NUMARALI ARACI

Araç Mercedes’in Almanya’daki fabrikalarında özel olarak zırhlanmış. Başbakan Erdoğan’ın 0002 plakalı aracının 9 bölgesinde dört ayrı sistemle koruma önlemi alınmış. Araçtaki elektronik sistemlerin başında geçen hafta Erdoğan’ın Güven Hastanesi önünde kilitli kalmasına neden olan GAS (Gefaehrdeten Alarm System - Tehlike durumunda alarm sistemi) geliyor. Saldırı anında ya da el kumandasıyla tamamen kilitlemek ve açmak mümkün. Araçta ayrıca otomatik yangın söndürme sistemi, alarm sistemleri ve içeriden dışarıya konuşma imkânı veren haberleşme sistemi var.

1- ARAÇ GÖVDESİ: Çelik ve kumaş komposit kumaş kullanılarak 60 mm kalınlığında yapılmış. Muhtemel saldırılara karşı G-3 mermisine kadar dayanıklı. Gövde zırhlama maliyeti 60 bin Avro.

2- CAMLAR: 5 cm kalınlığında balistik cam yapılmış. Bir camın ağırlığı 45-50 kg. Balistik camları hareketli. Kompozit polikarbonat yapılı cam, elektromanyetik parazit engelleyici kullanılmış.

Camlar, kurşun geçirmez. G-3 mermisine kadar kurşunu geçirmiyor. Maliyeti 25 bin Avro.

3- LASTİKLER: Pirelli marka korumalı lastik. B-7 güvenlik seviyesinin de muhtemel saldırılarına karşı koruyabiliyor. Tekerlekler patlasa veya parçalansa dahi kelepçe şeklinde takılan Run-Flat sistemiyle 80 km. uzaklaşabiliyor. Maliyeti 5 bin Avro.

4- KAPILAR VE DİREKLER: Balistik camların verdiği yükü, kullanılan malzemelerin verdiği ağırlığı taşıyabilecek kadar kapı menteşeleri güçlendirilmiş. Camlarla araç kasası arasında kalan bölge, çelikle desteklenmiş. Çamurluklarda dâhil olarak yaklaşık maliyeti 60 bin Avro.

5- RADYATÖR: Zırhlı araçların muhtemel bir saldırıda hedef bölgelerinden biri olan radyatör koruması özel dizayn edilmiş. Ön panel ızgara şeklinde çelikten imal edilmiş. Maliyeti 2 bin Avro.

6- AKÜ VE SİGORTALAR: Aracın akü ve sigortalarının korunması balistik çeliklerle sağlanıyor. Araçta elektrik kesilmesi veya sigortaların zarar görmesi aracın durması ve hedef haline gelmesine sebep olmasını önlemek için balistik çelikle kaplanmış. Maliyeti 2 bin Avro.

7- BENZİN DEPOSU: Benzin deposu, isabet alacak olan özellikle izli mermilere karşı dayanıklı güvenlikli kompozit kumaş ve çelikle kaplanmış, yanmayı geciktiren özel boya ile boyanmış. Maliyeti 2 bin Avro.

8- YAN ÇAMURLUKLAR: Gelebilecek mermilere karşı balistik çelikle desteklenmiş çamurluklar aracın koroserine monte edilmiş. Bu sayede aracın kaza anında da yan bölgeleri destekleniyor. Yaklaşık maliyeti 25 bin Avro.

9- TABAN, TAVAN VE SUNROOF: Bombalı saldırılara karşı özellikle bombaların şarapnel parçalarını engellemek amacıyla kompozit kumaşla, bomba battaniyesi döşenmiş. Başbakan Erdoğan’ın 002 plakalı otosunun tüm zemini bomba battaniyesiyle kaplı. Aracın tavanındaki sunroof da kompozit kumaş ve çelikle destekleniyor. Orijinalliği korunarak 6 mm kalınlıkta balistik hale getirilmiş. Maliyeti de yaklaşık 25 bin Avro.

EN İYİ ZIRHLI ARAÇ PAPA VE BUSH’UN

B4-SINIFI ZIRHLI ARAÇ:
Tabancaya kadar koruyabilen zırhla kaplanır. Balistik camların kalınlığı 13 mm-18 mm arasında tercih ediliyor. Genellikle işadamları, sanayiciler, sanatçılar tercih ediyor.

B6-SINIFI ZIRHLI ARAÇ:
Uzun namlulu silahlarla olabilecek saldırılara karşı (G-3 mermisine kadar) zırhlanıyor. Balistik camların kalınlığı 30-34 mm civarında. Aracın altına patlamayı minimize eden bomba battaniyesi konuyor. Bu aracı Türkiye’de genelde büyükelçiler, konsoloslar, bakanlar, genel müdürler ve aşiretler tercih ediyor.

B7-SINIFI ZIRHLI ARAÇ:
En üst düzeyde zıhla donatılan araçlar. Zırh delici mermilere kadar koruma sağlayabilen bu araçlar üstün koruma sistemleriyle donatılıyor. Çok nadir tercih edilen bu araç ABD Başkanı George W. Bush ve Papa 16. Bendiktus’ta var.


aksiyon
Yayın Tarihi : 25 Ekim 2006 Çarşamba 19:13:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?