27
Mayıs
2024
Pazertesi
POLİS/ADLİYE

CEFAKAR MÜDAFİİLER KANUNU

Yoksullara atanan avukatlara, duruşmaları üç yıl sürecek dava dosyaları için 150 TL veriliyor. Bir yıldır ödeme de yok. Son olarak, İstanbul'da CMK görevlendirilmeleri durduruldu. Avukatlar yoksul, şüpheliler mağdur...

Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) sistemi Baro Başkanımız Muammer Aydın’ın belirttiği üzere avukatlar için artık angarya ve eziyete dönüştü. Avukatlar olarak, bu hükümet zamanında neredeyse her ay CMK ücretleri ödensin diye yürüyüşler ve eylemler yapıyoruz. Öyle ya, bir ara Taksim’e o denli yürüyüş düzenlendi ki, Baro’dan Taksim’e gidegele ve de avukatlık meslek sorunlarıyla boğuşmaktan o zamanki Başkan Kazım Kolcuoğlu bitap düşüp, hastalandı. Aylarca hastanelerde yattı. Şükür, sağlam çıktı da Baro Başkanlığı’ndan sonra toparlandı; iyi şimdi.
O dönemde TBB Başkanı, birçok ilin Baro başkanlarıyla birlikte Dolmabahçe’de Başbakan’la görüştü. Sözler alındı. Halledilecek dendi. “Yetkililere gerekli talimatları verdik, bundan bizim haberimiz yoktu, iyi ki görüşmüşüz sizinle, sorunu çözülmüş bilin, hadi kalkın gidin”.

Daha sonra bakanlıklara yazılar yazıldı. Oradan gelen yanıtlarda da “bilmiyorduk, çözeceğiz” dendi. Bizim Baro başkanları da ne yapsın. Sorunlar çözülecek diyenler makam mevki sahibi kelli felli insanlar; yalan söyleyecek değiller ya... Eylemlere son verildi. Ancak ne paralar ödendi ne de mutat vasıta sorunu çözüldü.

‘Çözeceğiz’...
Son olarak Haziran ayı içinde şimdiki Baro Başkanımız, önce Emniyet Müdürü’yle, kollukta avukatların yaşadığı sıkıntıları görüştü; “bilmiyorduk çözeceğiz” dediler. Sonra Vali’yle görüşüldü; “sorunları dile getirdiğiniz iyi oldu, çözeceğiz” dediler. Başkan bu görüşmelerle yetinmedi, kalktı ta Ankara’ya Adalet Bakanı’yla görüşmeye gitti. Bakan da “Sorunları çözeceğiz, ‘ilgililere’ gerekli talimatı verdim dedi. Başkan bu kez kararlıydı. “Kim şu ilgililer bir de onlarla ben görüşeyim sayın bakan” deyip iki gün Ankara’da kaldı. Adalet Bakanı Müsteşarı ile Maliye Bakanı Müsteşarı’yla ayrı ayrı, saatlerce görüştü. Onlardan da sorunların çözüleceği sözü aldı. Ancak gelgelelim, CMK avukatları bir kuruş para alamadı.

Sözün gelişi değil, CMK avukatları gerçekten de bir kuruşa çalışıyorlar. Hesap edelim: Bir dosyadan en fazla 150-200 TL para veriyorlar. Sanık tutuklu olunca cezaevine gitmeniz gerekiyor. Duruşmalar en az üç yıl sürüyor. Adliyeye git gel, git gel yol parası, yemek parası derken 150 lira uçup gidiyor. Geriye avukata bir kuruş bile kalmıyor.

Vergi denince aklınıza ne gelir? Gelen bir paradan devlete pay vermek değil mi? CMK avukatlarının aldığı bu bir kuruş para daha ceplerine girmeden devlet onlardan vergi kesiyor. Yani 100 TL CMK alacağınız varsa bunun 18 TL’sini peşin vergi olarak ödüyorsunuz. Para da aylar geçmesine karşın bir türlü ödenmiyor. Dahası var. Devlet, avukata yol gideri olarak 1,5 TL ücret ödemeyi öneriyor. Bu ücretten de vergi kesiyor; hem de geriye yönelik olarak. Yani devlet, hem davalara cezaevine İETT otobüsüyle git, sakın taksiye binme diyor hem de İETT otobüsüne ödenen bilet ücretinden de para kesiyor.

Doğrusu avukatları bu denli canından bezdirmek için, müthiş bir yaratıcılık yeteneğine sahip olmak gerek. Bana kalırsa Ankara’da bu ödeneklerin başında kim duruyorsa, kesinlikle barolara ve avukatlara gıcığı var. Yoksa bu denli eziyet çektirilir mi bir meslek grubuna?

Eğer düşündüğüm gibiyse bu bürokrata seslenmek istiyorum: Bak beyim, bak şu fotoğrafa. Bu alkışlar senin için. Yağmur altında ıslanan avukatları düşürdüğün duruma bak. Artık daha ne kadar çile çektireceksin bizlere. Büro kiramızı ödeyemez olduk. Anamız babamız biz avukat olduk diye sevinç gözyaşları dökmüşlerdi. Şimdi bizler senin uygulamaların yüzünden onlardan harçlık isteyecek hale gelince, sevinç gözyaşları yerini kahır gözyaşlarına bıraktı. Serbest bırak ödenekleri, ver hakkettiğimiz ücretleri! Yaptığımız işi sana anımsatalım mı: Bir yoksul içeri düşüyor, maddi durumu yok. Ya da bir gariban kızın ırzına geçiyorlar, avukat tutacak parası yok. Haklarını biz savunuyoruz. Dişimizden tırnağımızdan artırıp onlarla görüşmeler yapıyoruz. Duruşmaları aksatmıyoruz. O cezaevinde bizi bekleyen çocukların, kadınların, yoksulların bizi gördüklerinde yüzlerinde beliren umudu, yardım dileyen gözlerini görünce, yaptığımız işin kutsallığını anlıyoruz. Belli ki sen hiç mağdur olmamışsın, hiç haksızlığa uğramamışsın, hiç içeri düşmemişsin. Eğer öyle olsaydı bir avukatın değerini belki o zaman anlardın.

Avukat meslektaşlarım. Bu yürüyüşler bir işe yarar mı, bilemem. Ancak içimden bir ses, işe yaramayacağını söylüyor. Peki, bu durumda ne yapalım? Bence oturup ağlayalım!.. Hem de tek başına değil, Ankara Tandoğan’da ya da Taksim Anıtı’nda toplu “ağlama eylemi” yapalım. Fonda da Sezen Aksu’nun Ağlamak Güzeldir, şarkısı çalsın. İçimizden biri Orhan Veli’nin ‘Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda/Dokunabilir misiniz gözyaşlarıma ellerinizle’ şiirini seslendirsin.
Unutmayalım, masumların onurlu gözyaşları, makam sahiplerinin haşin kahkahalarından üstündür. Hem bakarsınız fena da olmaz, meslek sorunlarından bunaldık, belki biraz açılırız.

Coşkun Ongun - Radikal
Yayın Tarihi : 29 Temmuz 2009 Çarşamba 12:08:07


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
Murat D.ÖZER IP: 85.98.80.xxx Tarih : 30.07.2009 23:10:10

Bu CMK görevlendirmeleri dolayısı ile artık ceza davalarında şüpheliler avukat tutma gereği de duymuyorlar.Nasıl olsa müdafileri onlardan önce duruşma salonunda hazır bulunuyor. Şüpheliye,mağdura avukat atanması.Kamulaştırma ve Trafik kanunundaki değişiklikler ile artık avukatların sadece dilekçe yazarak yaşamaları ya da geriye kalan davalarda eğer taraf barodan adli müzaharet talep etmediyse bu davaların paylaşılması beklenmekte.

 


Murat D.ÖZER IP: 85.98.80.xxx Tarih : 30.07.2009 23:12:40

CMK ödemeleri yapılsa ne olacak.Şirketlerden bankalardan vergi alacağını alamayan devlet Avukatın alacağı CMK ödemesini vergi borcu tahsilatı olarak kaynağında hemen kesiyor.