19
Mayıs
2024
Pazar
POLİS/ADLİYE

GÖRGÜ TANIĞI: İNTERNETTE SAATLERCE CHAT YAPTI

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin görülen davada tanık olarak dinlenen Cavit Kılıç, "Olay günü Ogün Samast, bizim işlettiğimiz internet kafeye geldi. Yaklaşık 2,5 saat birileriyle yazıştı. Yazışırken heyecanlı olduğunu gördüm. Olaydan sonra ilk eşkal veren benim" dedi.

 

İSTANBUL - AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesiyle ilgi davada, 'tetikçi' olarak yargılanan Ogün Samast'ın cinayetten önce gittiği internet kafenin sahibi polis Cavit Kılıç tanık olarak dinlendi. Cinayetten sonraki ifadesinde Samast'ın kafeye gelmediğini söyleyen Kılıç dünkü duruşmada Samast'ı teşhis edip, "Olaydan önce kafede iki buçuk saat birileriyle yazıştı. Çıktıktan sonra silah sesi geldi. camdan baktım. 'Birini öldürdüm' diye bağırarak koşuyordu" dedi. Kılıç, daha önce 'ilan' için AGOS'a gittiğini ve Dink'i gördüğünü de anlattı. Bu arada Kılıç'ın anlatımlarına göre kafedeki bilgisayarların harddiskleri cinayetten sonra koplayandı. Ancak bugüne kadar Samast'ın cinayet öncesi görüşmelerini ortaya çıkarması bakımından önemli olan bu yazışmalarla ilgili bir sonuç ortaya çıkmadı. Dink'in 19 Ocak 2007'de gazetesinin önünüde öldürülmesiyle ilgili davanın 14. duruşması dün İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşmaya tutuklu sanıklar Erhan Tuncel, Yasin Hayal, Ogün Samast ile tutuksuz sanıklar Ahmet İskender, Ersin Yolcu ve Salih Hacısalihoğlu katıldı. Duruşmaya 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak’ın yerine Hakim Resul Çakır başkanlık yaptı.

Beş altı kişiyle yazışıyordu
Duruşmada Samast'ın cinayetten önce Şafak Sokak'ta gittiği internet kafenin sahiplerinden polis memuru Cavit Kılıç tanık olarak dinlendi. Bir cinayet suçundan başka bir davada tutuklu yargılanan Kılıç, Samast'ı teşhis etti ve şunları anlattı:
"Biz babamla bu işlerine ’temizlik hizmetleri, güvenlik sistemleri ve danışmanlık ticaret’ olarak açtık. Sonra bilgisayar alarak bir kısmını internet kafeye çevirdik. Olay günü Ogün Samast internet kafede, yaklaşık iki buçuk saat kaldı. Kimlerle yazıştığını bilmiyorum, beş altı kişiyle msn görüşmesi yaptı. İnternet kafede biraz heyecanlıydı. Ekranı cama yansıdığı için gözüme ilişti. Msn'de konuştuğu kişilere İstanbul'u fazla bilmediğini yazmıştı. Belimdeki silah kılıfını gördü. Hiçbir şey sormadı. Kafeden ayrıldıktan 20 dakika sonra silah sesi duydum. Camdan baktığımda Samast'ı gördüm. 'Birini vurdum' diyerek kaçıyordu. Arkasında başka birisi yoktu. Olay günü ben izinliydim."
İnternet kafeyi 2004 yılında açtığını, 2008'de kapandığını söyleyen Kılıç, daha önce AGOS Gazetesi'ne gittiğini de belirtti ve "2006 ya da 2007 yılında mezarlık temizliği ilanı için AGOS'a gitmiştim. Hrant Dink'i bir kapı aralığından gördüm" dedi. Kılıç'ın anlatımları üzerine Dink ailesi avukatlarından İnci İşbulur, "Gördüğün kişinin Dink olduğunu nasıl anladın?" diye sordu. İlk ifadesinde "Dink'i iyi tanırım" diyen Kılıç, “Gazetede resimlerin gördükten sonra anladım" yanıtını verdi.

İlk ifadesiyle çelişti
Bu arada Kılıç'ın olaydan sonraki ilk ifadesinde tüm bu ayrıntaları anlatmadığı ve hatta Samast'ı görmediğini söylediği anımsatıldı. Kılıç, tutuklu olması nedeniyle psikolojisinin iyi olmadığını söyledi. Dink ailesi avukatlarından Arzu Becerik, "Burada psikolojisi kötü olan başkaları da var" deyince Kılıç'ın "Hiç belli olmuyor" yanıtı vermesi desalondakilerin tepkisine neden oldu. YArgıcın müdahalesiyle ortam sakinleşirken Becerik, tanığa "Neden cinayetten sonra internet kafenizin camına ’Hepimiz Türk’üz’ diye yazdınız?" sorusunu yöneltti. Bunun üzerine Kılıç, "Hepimiz Ermeniyiz diye yürüyenler tüm sokağı taşladılar. Ben de Türk’üz diye yazdım. Ölen kişinin kim olduğu beni ilgilendirmiyor" diye yanıt verdi. Fethiye Çetin de Kılıç'a "Emniyet ifadenizde ’Samast'ın kaçarken söylediği söz yok. Neden söylemediniz" diye sordu. Kılıç, "Ne söyleyip söylemediğimi hatırlamıyorum" dedi.

Harddisk bilgileri nerede?
Ogün Samast’ın yazışma yaptığı bilgisayarda Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli polislerin gelerek inceleme yaptıklarını anlatan Kılıç, "Bilgisayara baktılar. Bir cihaz bağladılar. Ne yaptılar bilmiyorum. Bizim bilgisayarda oturum kapatıldığında herşeyi silen bir program vardı. Bu program yapılan tüm yazışmaları ortadan kaldırıyordu. Ellerinde ne olduğunu bilmiyorum" diye konuştu.

Tuncel: Dink'in adını vererek konuştu
'Azemettirici' olmakla suçlanan tutuklu sanık Erhan Tuncel ise telefon ve internet kayıtlarının çıkarıldığı takdirde kendisinin beraat edeceğini ifade ederek, "Dört tane önemli görüşmem var. İçinde Hrant Dink’in ismi geçiyor. Bu görüşmelerim dosyada yok. Bu görüşmeler çıkarılırsa ben bu davadan beraat ederim. Ben Hrant Dink’in öldürüleceği istihbaratını emniyete verdim. Hatta nokta da söyledim. Agos gazetesinin önünde Dink’in ensesinden vurularak öldürüleceğini söyledim. İstihbarat mantığında değerlendirildiğinde benim ödüllendirilmem lazım. Bu olayın Türkiye’ye verdiği zarar ortadadır. Tahliyemi talep ediyorum" diye konuştu.

Rakel Dink'in gözyaşları
Duruşmada Dink ailesinin avukatları Hrant Dink'in konuşmalarını ve hakkında açılan davalar sırasında adliye önünde ya da gazete önünde yapılan eylemleri barkovizyonla mahkemede izlettirdi ve bu eylemlere katılanlardan isimleri geçenlerin dinlenmesini istedi. Bu görüntüler duvarda yansıdığı Rakel Dink gözyaşlarını tutamayarak ağladı.

Hrant arkadaşları yine orada
Duruşma öncesi Beşiktaş Meydan'da toplanan 'Hrant'ın Arkadaşları' grubu üyesi bir grup 'Faşizme inat kardeşimizsin Hrant' sloganları atarak adliye önüne kadar yürüdü. Rakel Dink yaptığı açıklamada geçen ay intihar eden Dink ailesi avukatlarından Hakan Karadağ'la ilgili olarak "Aramızda olmayışı bizim için çok acı. Bugün o olmadan yapılan ilk mahkememiz. O ilk günden beri bizimle birlikte kendi payını, kendi katkısını koydu. Yanımızda bulundu. Ailesine, dostlarına, iş arkadaşlarına ve hepimize kutsal ruhun tesellisini diliyorum. Özellikle annesi için çok üzgünüm. Teşekkür ederim” dedi.

.
Yayın Tarihi : 12 Temmuz 2010 Pazartesi 21:53:21


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?