16
Mayıs
2024
Perşembe
POLİS/ADLİYE

Bir eşini dövdü ikisini öldürdü

İlk karısını öldürdü. Hapisten çıkınca yine evlendi ancak dövdüğü karısı terk etti. 15 yaşındaki Elif'i kaçırdı. Kız kaçmaya kalkınca da boğazını kesti..

İlk eşini öldüren, cezaevinden çıktıktan sonra evlendiği ikinci eşini de sürekli döven Tahir Aydemirdir, kaçırıp imam nikahı kıydığı 15 yaşındaki Elif Koç'u da, kaçmaya kalktı diye boğazını keserek öldürdü. Karslı Tahir Aydemirdir, 2000 yılında henüz 15 yaşındayken, 16 yaşındaki Gönül Aydemirdir'le evlendi. Ancak 2 yıl sonra bir tartışma sonucu eşini bıçaklayarak öldürdü. 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve 4 yıl sonra tahliye oldu. Aydemirdir, cezaevinden çıkar çıkmaz bu kez Ayşegül Aydemirdir'le evlendi.

Ancak koca dayağından bıkan genç kadın da Aydemirdir'i terk etti. Tahir Aydemirdir, ilköğretim okulu son sınıf öğrencisi olan Elif Koç'u (15) yolda gördü ve çok beğendi. 1.5 ay önce de, tek hayali öğretmenlik olan genç kızı, evinin önünden kaçırdı. Kızının kaçırıldığını öğrenen baba Yaşar Koç, Kars Emniyet Müdürlüğü'ne giderek şikâyetçi oldu. Ancak zanlı bulunamadı. Genç kızı İzmir'in Buca ilçesindeki akrabalarının yanına götüren Tahir Aydemirdir, kaçmaması için bir odaya kilitledi. Bu arada zanlının resmi nikâhlı eşi Ayşegül Aydemirdir, Elif Koç'un ailesini arayarak, kızlarının yerini bildirdi. Bu bilgi üzerine, Aydemirdir'in yakınlarıyla bağlantı kuran Yaşar Koç, 5 bin YTL başlık parası karşılığında kızının Tahir Aydemirdir'le yaşamasına izin verdi ve polise bildirmedi.

KAÇMAYA KALKTI
Ancak Tahir Aydemirdir, başlık parasını bulamayınca tartışma çıktı. Durumu öğrenip evden kaçmaya kalkışan genç kız ise Aydemirdir tarafından boğazından ve göğsünden bıçaklandı. Elif Koç yaşamını yitirirken Aydemirdir cezaevine gönderildi.

Sabah
Yayın Tarihi : 5 Aralık 2007 Çarşamba 08:12:10


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
ahmet gök IP: 85.176.250.xxx Tarih : 5.12.2007 23:22:36

yine 4 yil yatar cikar ve yine birini daha kacirir ve yine öldürür bu kadar basit yazik bu adalete insan öldürmek bu kadarmi ucuz.


Nesrin Savaş Kantarcı IP: 85.104.170.xxx Tarih : 6.12.2007 03:11:50

Suçlunun lehine alınan karar sonucunda; hukuk da keyfîleşmiş oluyor. Olguların öncelikle insan boyutu önemlidir. Sorumluluk dağılması yaşayan kimi yargıçlar, zihniyetler saçma hukuksal dayanaklarla yasaları uygulayamıyorlar! İyi ve pişmanlık hâliyle suça indirim vs. gibi... Kötülük edenin, pişmanlığı olmaz! Tavuk gibi; sürekli kadın doğrayan bu akıl hastası başka kadınları da kesip biçmesi için; toplumun içine salınabiliyor! Kimi az ceza almış ya da tuhaf hüküm kılınmış suçlular basında yer aldığında; yargıtay açıklama yapıyor: 'Basın olguların içeriğini saptırıyor, bütüne bakmak gerek,'!.. İşte tipik bir örnek olan bu haberde, "basın neyi saptırmış olabilir," sizce?. Yurttaş: 'Hukuk yasaların gereğini yerine getiriyor mu?, Hak sağlanıyor mu?, İstismar mı söz konusu? Etkilenme ile mi hüküm kılınıyor?' sorularının yanıtını netleştirmekte endişe duyuyor. Az ve ayıplı demokrasi, malûm sistem ile; AB tarafından da sıklıkla dile getirilerek yargının bağımsızlığı vurgusu yapılıyor, yargı kararlarının önem taşıdığı ifade ediliyor! 'Demokrasi ve insan hakları kültürünün gelişmesiyle önemi artan hukukun üstünlüğü ilkesi, devlet ve toplum hayatında evrensel değerlerdir.' söylemleriyle olmuyor bu işler! Yasaların uygulanamadığı idarî kararların denetlenemediği bir ülkeye ,"hukuk devleti" denilemez! Yetkinin olduğu yerde, sorumluluk da vardır. Suça ceza kesmemek suç değil ise nedir? Herkes eylemlerinin hesabını vermelidir! Yargının aldığı bu tür kararlarla kamu düzeni korunamaz, insanların temel hak ve özgürlüğü teminat altına alınamaz. Olgunlaşmış/erginleşmiş görüşlerle yapılan açıklamalar sözde kalırsa; ülke ağır bedeller ödeyerek yükünüde taşır! Toplumların hukuk ile barışık olabilmeleri için; gerçek anlamda yasaların uygulanabildiğini görmek gerek!.. Kimi yasa uygulayıcıları eksik hak dağıtımının altına imza atarak hukuksuzluğun üstünlüğüyle; insanlığın hükümranlığı değerinden uzaklaşabiliyorlar! O zamanda "hukuk" gerçek anlamda amacına ulaşamıyor!.. Dosyanın içeriği/yasalar/vicdan/delil sonucunda da olsa; suçluya verilen cezanın yetersizliği gözlerden kaçmıyor! *Eklemek gerekirse; kesilip biçilen kadınlar, yargıcın kızı, annesi, karısı olsaydı: suçlunun cezası yine gerçekten aynı mı olurdu sizce? Dışarı salınan bu hasta caninin periyodik ne gibi tıbbî denetimi yapılıyordu? Hızlı bir hesaplaşma süreciyle; oluşan boşluk yeniden yorumlanmalı! İyi çalışmalar "kenthaber"...