Dördüncü, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca Anıtkabir Özel Defterine yazdıklarıyla ilgili olarak hakkında başlatılan soruşturma kapsamında talimatla ifade verdi.

İstanbul Adalet Sarayına avukatı Coşkun Kurt ile gelen Dördüncü'nün ifadesi Cumhuriyet Savcısı Naim Öztürk tarafından alındı.

Basın mensuplarının adliyeye geliş nedenini sorduğu Dördüncü, ”Bugün gelişimin nedeni Ravza-i Mutahhara'ya yani Anıtkabir'de yazdığım yazılardır” dedi.

Çeşitli şikayetlerini ve düşüncelerini 23 bakana ve milletvekillerine yazılar göndererek ilettiğini, ancak cevap alamadığını belirten Dördüncü, bu nedenle düşüncelerini Anıtkabir Özel Defterine yazdığını söyledi. Dördüncü, “Türk milletinin Atası olan Atatürk'ün manevi huzuruna çıkmak suretiyle, kendi dertlerimi, milletin dertlerini 'Atam' diye başlayıp evvela kendisine saygılarımı sunduktan sonra 'Atam Türk Milletine şahadetini ve şefaatini esirgeme' diye yalvaran yazılar yazıyorum” diye konuştu.

“HAKARET GİBİ BİR DAVRANIŞIM OLAMAZ”

Bu yazılarında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın basında yer alan beyanlarına atıf yaptığını ve durumu Atatürk'e anlattığını kaydeden Dördüncü, şunları söyledi:

“Ne Başbakana, ne devlete, ne de hükümete hakaret etmiş değilim. Nasıl hakaret ederim bu devlete, bu milletin hükümetlerine? Bu devlet, bu millet bana en üst düzeyde eğitim ve kültür vermiş. Ayrıca yetmemiş dış devletlerde mesleki ihtisas sahibi olmuş bir insanım. Buna karşılık ben de vefa borcum olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin emrinde ve Türk milletinin hizmetinde yıllarca çalıştıktan sonra en üst düzeyden emekli olmuş bir kamu görevlisiyim. Benim hiç kimseye hakaret etmek, aşağılamak, küçültmek gibi bir davranışım olamaz. Ne buna aile terbiyem müsaade eder, ne eğitimim müsaade eder.”

Avukat Kurt da, Dördüncü hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Anıtkabir Özel Defterine yazdığı 3 yazıyla ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatlarının şikayeti üzerine ”hükümeti aşağılamak” suçundan soruşturma başlatıldığını, müvekkilinin talimatla ifade verdiğini söyledi.

Coşkun Kurt, soruşturma kapsamındaki suçlamanın unsurlarından birinin “aleniyet” olduğunu belirterek, savunmalarında Anıtkabir defterine yazılan bu yazılarla suçun “aleniyet” unsurunun oluşmayacağını kaydettiklerini anlattı.