30
Mayıs
2024
Perşembe
POLİS/ADLİYE

Mahkemeden ibretlik karar

Antalya'da 4 çocuğuna götürmek üzere marketten bir paket kaşar peyniri ile çikolata çalan, daha sonra pişman olup reyona bırakırken yakalanan 42 yaşındaki Tülay O. ile ona yardım eden 43 yaşındaki Mustafa D. tutuklandı. 

Hakkında 3 yıldan 7 yıla kadar hapis istemiyle açılan davada hakim önüne çıkan Tülay O., “Bir an şeytana uydum ve çok pişmanım” derken mahkeme, çalınmaya teşebbüs edilenin gıda maddesinin ihtiyaç kadar olduğunu göz önüne alarak iki sanığı beraat ettirdi.


Antalya'nın gecekondu semtlerinden Sütçüler'de oturan ve 12 yıl önce eşinden ayrılan Tülay O. ile boşandığı eşinin yeğeni olan Mustafa D., geçen 25 Ağustos günü mahalledeki alışveriş merkezine gitti. Çocuklarına bakabilmek için evlere temizliğe giden Tülay O. ile yanındaki Mustafa D, bir süre alışveriş yapmadan dolaştı. Mustafa D., güvenlik kemarasının önünü kapatırken, Tülay O'ya bir paket kaşar peyniri ile çikolata verdi. Kadın da bunları eteğin lastiğinin içine sıkıştırdı. Güvenlik kameralarını izleyen görevliler gelirken Tülay O, çalmaktan vazgeçtiği peynir ve çikolatayı marketin reyonuna bırakırken yakalandı. Şikayet üzerine alışveriş merkezine çağrılan polisler tarafından gözaltına alınan Tülay O. ile Mustafa D., sevk edildikleri mahkemece tutuklandı.


“ŞEYTANA UYDUM”


Antalya 3'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davada bayram öncesi ilk duruşmayada hakim önüne çıkan Tülay O., pişman olduğunu söyledi. Biri ilköğretim, diğeri liseye giden 4 çocuğuna komşularının yardımıyla bakabildiğini belirten Tülay Oğuz, “12 yıldır eşimden ayrı yaşıyorum. 4 çocuğuma bakıyordum. En son evli olan kızım da boşanıp yanıma geldi. Geçim zorluğu çekmeye başladım. Görümcemin oğlu olan Mustafa D. bana yardım amaçlı bir şeyler almak istedi. Bu nedenle markete gittik. Ben bir an şeytana uyup, bir paket kaşar ile çikolata alıp eteğimin altına koydum. Ancak, çocuklarım gözümün önüne gelince tekrar reyona bıraktım. Beni bırakırken gördüler. Bir an şeytana uydum. Beni affedin” diye konuştu.


“HABERİM YOKTU”


Yengesi Tülay O. marketten hırsızlık yaparken yardımcı olmakla suçlanan Mustafa D. de suçlamayı reddetti. Mustafa D., kendisini şöyle savundu:
“Yengemin maddi durumu iyi olmaması nedeniyle iş çıkışında markete gittik. Onların ekonomik durumu çok kötü. Ben onun eksikleri için alışveriş yaparken o da eteğinin içinde ihtiyacı olan bazı malzemeleri koymuş. Sonradan vicdani sorumluluk duyarak bunları geri bırakmış. Bir anda kapılar kapatıldı ve bana hırsızlık yaptığım söylendi. Ben durumu oradaki görevlilere anlattım. Benim Tülay O'nun aldıklarından haberim yoktu.”

“İHTİYACI KADAR”


Mahkeme heyeti, sanıkların suça teşebbüs ettiğini, çalınanların değeri yüksek olmayan gıda maddesi olduğunu ve daha çoğunu çalma imkanı varken ihtiyacı kadar çaldıklarının anlaşıldığını belirterek, sanıkların beraatine karar verdi. Mahkeme, iki sanığa TCK'nın 145/1 maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına hükmetti.


Sanıklar için Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince Antalya Barosu'ndan görevlendirilen avukat Erkan Yücel Dönmez, “Müvekkilim oldukça zor durumda olmasına rağmen yalan söylememiş, doğrudan itiraf etmiştir. ‘Pişman oldum' demiştir. Hukuka saygısını göstermiştir. Yıllar önce baklava çalan çocuklara verilen cezaları hatırlayınca verilen kararın ne kadar doğru olduğunu anlayabiliyoruz” dedi.

Hürriyet
Yayın Tarihi : 3 Ekim 2008 Cuma 14:23:06


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
hayri adsız IP: 88.227.233.xxx Tarih : 4.10.2008 00:18:31

Yaptıgı davranısı dogru bulmuyorum ama ne yapabilir ki insan, çaresiz kaldıgında. Mahkeme heyetine gelince; siz degerli hakimler ve savcılar üzerinize düşen görevi yapmışsınız. Ancak bu garibanları içeri atacak kadar yürekliliğinizi zengin olan insanlara karşı da yapmanızı bekliyorum. Ülkede yapılan ve aklımızın almadıgı hırsızlıklarda da sucluyu bu şekilde cezalandırmanızı bekliyoruz. İşte o zaman adaleti saglamıs olursunuz...


mehmet tiflis IP: 88.232.140.xxx Tarih : 3.10.2008 15:19:54

mahkeme heyetini hayatın gerçeklerini gözönü tutup verdikleri bu insani karardan vatandaş olarak tebrik ediyorum.Suçun işlenirliliği kaçınılmaz olduğunda adaletin bu şekilde tecellisi kararı veren heyetin halkıyla içiçe ve vicdan sahibi olduklarının ispatıdır.Her yetki ve sorumluluk mevkiindekilerin ilk düşünmeleri gereken temel bu olmalıdır.Yapacağımız her işte ben onun yerinde olsaydım ondan değişik ne yapmalıydım denilebildiği sürece hepimiz birlikte herbakımdan kazançlı çıkarız.Nitekim yasa koyucularımızda bunu amaçlamışlardır.insanlar samimi ve dürüst olurlarsa aslında yasalara da gerek yoktur.Böylesine karar ve icraat makamlarındaki düzeyli insanlarımız sayesinde önümüz açılacak ve inşallah bu seviyedeki insiyatif kullananlar hepimize her bakımdan yön vereceklerdir.Bu bana sanırım konfiçyüs ün buğday tarlasındaki başaklara benzettiği idare edilenleri onları şekillendirme de esas aldığı idare eden esen rüzgar tarifini çağrıştırdı.Toplumlar için idarecilerin çok çok önemli olduğunu asrlar önce belirtmiştir.Her idarecimizin iş ve eylemi biz idare edilenlere büyük bir açıyla etki etmektedir.Biz kıymetli idarecilermizin onlarda işledikleri sevaplarına sahip çıkmayı sürdürerek mutluluk ve refaha ereriz.


bahtıyar IP: 85.97.193.xxx Tarih : 8.10.2008 09:11:47

ya memleketım ne hale geldı kım suclu peynırı calmaya calısan kadınmı yoksa bızlerı bu hale getırenlermi suclu?