Osman Yıldırım huzurda

Sanık Osman Yıldırım, Cumhuriyet gazetesine atılan el bombalarını aldığını öne sürdüğü evin nasıl olduğu ve bombanın kaç parça olarak teslim edildiği sorularını yanıtlayamadı

Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılara ilişkin dava ile birleştirilen birinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Osman Yıldırım, dünkü duruşmada Cumhuriyet gazetesine atılan el bombalarını aldığını öne sürdüğü evi hatırlayamadı. Bombaları Ataşehir’deki bir evde teslim aldığını ileri süren Yıldırım, Muzaffer Tekin’in bombaları aldığı evin nasıl bir ev olduğunu sorması üzerine, tutarsız cevaplar verdi. Yıldırım, evin kaç katlı, nasıl bir ev olduğunu hatırlamadığını söyledi.

Silivri’de 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen birinci Ergenekon davasında dün Osman Yıldırım, savunması dahil beşinci kez sorgu ve savunması için huzura alındı. Yıldırım, Cumhuriyet gazetesine atılan bombaları Ataşehir’deki bir villada, Muzaffer Tekin’den aldığı iddialarına ilişkin Tekin’in ayrıntılı sorularına zaman zaman sinirlenerek cevap verdi. Yıldırım, bu sorulara daha önce cevap verdiğini belirterek, “Muzaffer Tekin bu sorularla mı kendini aklamaya çalışıyor?” dedi.

‘Talimat yok, bağımsızım’
Yıldırım, Tekin’in “Bombaları alırken kendisine talimat verilmiş mi?”sorusuna, “Bana kimse talimat veremez, bağımsızım” yanıtını verdi. Yıldırım, bombaları aldığı iddia edilen Ataşehir’deki evde de 5 dakika kadar kaldığını ifade etti.
Tekin, Yıldırım’a, “12 Mart 2008 tarihli ifadenizde bombaların benim tarafımdan verildiğini söylediniz. 1 Nisan 2008 tarihli ifadenizde de bombaları Veli Küçük’ten aldığınızı söylediniz. Arada bir çelişki var” dedi. Yıldırım ise daha önceki ifadesinde bunu düzelttiğini belirterek, bunun kayıtlara yanlış geçirildiğini söyleyerek, işi Veli Küçük’ten, bombaları da Tekin’den aldığını söylediğini hatırlattı.

Oktay Yıldırım, çapraz sorgusu yapılan Osman Yıldırım’ın önceki ifadelerinde “hayali suç yarattığı” ifadesi olduğunu hatırlatarak, “Bu mahkemede de böyle hayali bir suç yarattınız mı?” diye sordu.

Osman Yıldırım ise böyle bir beyanın bulunmadığını anlattı. Ataşehir toplantısı sorulunca Osman Yıldırım, “Sen Reina’daki değil misin? Ben seni daha önce Reina’da görmüştüm. Seni bana göstermişlerdi.” dedi. Oktay Yıldırım’ın “Ne zaman?” sorusuna Osman Yıldırım, “2005 sonları.” dedi. Oktay Yıldırım ise, Reina’da 2007 Nisan ayında güvenlik personelinin rotasyonu için 30 gün çalıştığını söyledi.

Perinçek’ten ağır itham
Talepler bölümünde söz alan tutuklu sanık Doğu Perinçek Osman Yıldırım’a “Bey” diye hitap edilmesini eleştirerek, davanın çöktüğünü ve sonunda hâkimlerin yargılanacağını öne sürdü.

Perinçek, Hâkim Hasan Hüseyin Özese’nin, Türk yargısına, Cumhuriyete, Türk milletine, Türk hâkimliğine, Atatürk’e karşı psikolojik savaş yürüttüğünü öne sürdü. Perinçek, Atatürk’e hakaretten hüküm giydiğini öne sürdüğü kişiye, “Osman bey” denildiğini belirtti.

‘Bomba nasıl atılır?’ polemiği
Duruşmada Muzaffer Tekin ile Osman Yıldırım arasında bombanın şekline ilişkin de tartışma çıktı:

M.T: Bombalar kendisine kaç parça halinde verilmiş?

O.Y: Bu nasıl bir sorudur? Bombalar parça tesirli tamam ama iki bomba kaç parça halinde getirilir? Ben zeki insanları neden seviyorum biliyor musunuz? Çünkü söylediğimde anlıyorlar. İki bombayı sehpanın üzerine koydular, aldım diye söylemiştim. Hatta peçeteyle de canlandırma yapmıştım. Daha nasıl izah edeyim ki? Asker olan kendisi. Profesyonel olan da o.

M.T: Evet profesyonel olan benim. Bu nedenle sordum soruyu. Çünkü ben ateşle barutu yan yana tutmam. Bomba, güvenlik nedeniyle iki parça halinde taşınır. Başı ve gövdesi ayrı kutularda bulunur. Buna çok dikkat ederim. Patlamayan bombanın pimini tekrar takarak Cumhuriyet gazetesine attırdığını söylüyor. Bomba piminin nasıl takılacağını söyleyebilir mi?

O.Y: El bombası piminin iki ucu serttir, takması zordur.

M.T: Bu konuda çok bilgili olması lazım. Zira askerde patlamayan el bombasının pimi nasıl geri takılır, çıkarılır diye bir eğitim yoktur. Bomba atıldıktan sonra gövdesi, başı, maşası etrafa saçılır. Bu cesaret işidir.