Avusturya'da yakalandıktan sonra Türkiye'ye iade edilen Alaattin Çakıcı'nın, "cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak" ve "Türkbank ihalesine fesat karıştırmak" suçlarından yargılanmasına devam edildi.

İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Alaattin Çakıcı katıldı.

Duruşmada, söz alan Alaattin Çakıcı ise yargılandığı davadan tahliye edildikten sonra yurtdışına çıkışının yasaklanmasını eleştirerek, "Burada da yasayı ben ihlal etmiyorum. Kamu adına görev yapan savcı ihlal ediyor" diye konuştu.

Yargıtayda beraatine karar verilmesini beklerken, ceza aldığını kaydeden Çakıcı, "Beni dümen ederek bir Yargıtay Başkanını harcadılar" iddiasında bulundu.

Çakıcı, "siyasetin yargıyı rahat bırakmadığını" öne sürerek, Danıştaydaki saldırıya değindi ve bu saldırıyı gerçekleştiren kişinin ülkücü, ulusalcı olamayacağını söyledi.

Saldırıyı gerçekleştirenin, terör örgütü Hizbullah'ın laikliğe karşı bir gösterisinde yer aldığını ifade eden Çakıcı, devletin bu işin üzerine gitmediğini iddia etti.

Alaattin Çakıcı, kaldırılan İstanbul DGM'deki yargılaması sırasında her zaman mahkemeye saygılı davrandığını, kendisine adil olmayan bir ceza verildiğini savunarak, "Adalet adına, adil olmayan bu şeyler neden bana uygulanıyor araştırılsın. Alaattin Çakıcı olmanın faturası biraz ağır oluyor" dedi.

Başkan Neylan Feke bunun üzerine, "ihaleye fesat karıştırmakla suçlandığını, hakkındaki suçlamaya ilişkin beyanda bulunmadığını, Türkiye'nin genel durumu hakkındaki görüşlerini açıkladığını, avukatlarının susma hakkını kullanacağını belirttiğini" hatırlatarak, Çakıcı'ya susma hakkını kullanıp kullanmayacağını sordu.

Çakıcı da uluslararası anlaşmalara göre iade edildiğini, Fransa adli mercilerinden iadesine ve yargılanmasına ilişkin belgeler gelmeden savunma yapmayacağını bildirdi.

Tekrar söz alan Çakıcı, "(İki arada bir dere kalmak) diye bir deyim vardır. Hakkımda olumlu bir karar verseniz, sizin hakkınızda yukarıda soruşturma başlatırlar" diye konuştu.

Bu sözler üzerine Neylan Feke, "Ben Asliye Ceza Mahkemesindeyken, 1990'lı yıllarda seni tabancadan yargılamıştım. Bir de avukat vardı. Senin için delil yoktu beraat verdim. 'Her hakim Adalet Bakanlığının emirleriyle hareket ediyor' düşüncesindesin, bunu kafandan at. Bu mahkeme iki arada bir derede kalmaz. Merak etme" dedi.