Kulp’ta toplu mezarda bulunan kemiklerin 11 köylüye ait olduğu kesinleşirken, Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu toplu mezarla ilgili soruşturmanın etkin bir şekilde yeniden başlatılmasını istedi.

Köylülerin ‘ateşli silahla ve yakılarak’ öldürüldüklerini açıklayan Adli Tıp Kurumu, DNA testlerinin sonucunu, soruşturmayı yürüten Kulp Başsavcılığı'na gönderdi.

Tanrıkulu bu davanın AİHM tarafından Akdeniz-Türkiye Davası başlığı altında daha önce sonuçlandırıldığını söyledi.

Dava dosyasında onlarca tanık dinlendiğini dile getiren Baro Başkanı Tanrıkulu, bu köylülerin köyde gözaltına alındığına dair ciddi tanıklıkların bulunduğunu savundu.

Tanrıkulu, ''bu tanıklıklarla cesetlerin bulunmuş olması ve cesetlerin bunlara ait olması konusundaki DNA sonuçları karşısında savcılık, bu tanıkları esas alarak o dönem, orada operasyon yapan Bolu Tugayı hakkında soruşturma açması lazım” dedi.

Bu davayla ilgili zaman aşımının 25 yıl olduğunu hatırlatan Tanrıkulu, “savcının yapacağı iş, öncelikle o dönemde o köydeki birliği ve komutanını tespit etmek ve soruşturmayı başlatmaktır” şeklinde konuştu.

Diyarbakır Baro Başkanı Tanrıkulu, Mardin'in Midyat ilçesinde de cesetlere ulaşıldığını, bölgede birçok kayıp vakasının bulunduğunu iddia etti.

Toplu mezar 2004’te bulunmuştu

Bolu Dağ ve Komando Tugayı’na bağlı birliklerin 11 ekim 1993'te Alaca köyü kırsalında yürüttüğü operasyon sırasında kaybolan köylüerin kemikleri 4 kasım 2004'te ortaya çıkarılmıştı.

Kayıp yakınlarının başvurusu sonucu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye'yi ‘yaşam hakkının ihlal edildiği’ gerekçesiyle 2001 yılında 1 milyon YTL tazminat ödemeye mahkum etmişti.