20
Mayıs
2024
Pazertesi
POLİS/ADLİYE

Yargıtay'dan enteresan karar

YARGITAY’da benzerine az rastlanan bir karar değişikliği yaşandı.

26 Mayıs 2003’te Ordu’nun Gölköy İlçesi, Damarlı Belediye Başkanı Şükrü Çakır’a ait, belediye muhasebe memuru Hami Şahin tarafından kullanılan otomobil takla attı. Kazada Çakır ile Şahin öldü. Trafik raporundaki "tam kusur" nedeniyle ölenlerin ailesine trafik sigortasından ödeme yapılmadı. Mirasçılar sigorta şirketine tazminat davası açtı. Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi davayı reddetti. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi kararı bozdu ve ölenin yakınlarının tazminat talep etme hakkı olduğuna hükmetti.

Tam tersi karar çıktı

Benzer şekilde kullandığı aracın takla atması sonucu hayatını kaybeden Murat Oral’ın ailesinin sigorta şirketi aleyhine açtığı dava Şişli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce reddedildi. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi daha önce verdiği kararın tam tersi yönde bir kararla yerel mahkemenin kararını onadı. Görüş değişikliği ilama, "Dairemizin son uygulaması bu yöndedir" ifadesiyle geçti. Geçen sürede 11. Daire’nin üyelerinin değiştiği, yerini koruyan başkanın da yeni üyelerin görüşünü benimsediği ortaya çıktı.

Hürriyet
Yayın Tarihi : 23 Ekim 2008 Perşembe 14:46:50
Güncelleme :23 Ekim 2008 Perşembe 15:06:18


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
mehmettiflis IP: 85.104.10.xxx Tarih : 23.10.2008 16:34:18

İşte yargıtay içtihat birliği bariz örnekleri.Şimdi gelin sade vatandaş olarak gönül rahatlığı ile yargıtaya bel bağlayın ve yüksek mahkeme diyin.Şimdi burada hukuki bir handikap sözkonusu olsada akademik bir muhakeme kabiliyetinden dolayı karardaki tezatları zihninizde giderebilseniz diyorum ama konu gayet açık biri diğerinin tam tersi.hukuk normları bunca değişkenlikte olamıyacağına göre siz olsanız ne düşünürsünüz.kaldıki bu böyle de gider be yut yutabilirsen.halbuki yargı bağımsızlığı denilip organların denetimi için üst kurullar genel kurullar gırıla var ama ne hikmetse göz göre göre lades te ısrar edilecek ve buna kimse karışamayacak.faturası siyasilere yani yürütmeye kesilmekte olduğu halde en ufak bir siyasi müdahalede yargı bağumsızlığı denir ve yaygara koparanların başını da ne tuhaftırki muhalefet çeker.yargıtay hukuk dairelerinde bilhassa senet tahsillerinde hukukta en temel olan senedin senetle geçersizliği gibi maddi ve kesin delil yerine tuhaf mülahazalarla birbirine asla uymaz değişik kararlar verdiği ortadaydı hadi orada ortadaki tapu gibi senet zenginin fakire borçlanması tabiat kuralına aykırıdır kehaneti ileri sürülüp kanaat e bağlı hukuksuz kararlar alınarak mevcut ticari ortam dinamitlenirken şimdi işin iyiyece azıya alınması olacak bir gidişat değil allah sonumuzu hayretsin.Bu nasıl yargı bağımsızlığı bu nasıl otokontrol ki araba frensiz gidiyor.Kardeşim dairende iki karar arasında akademik bir handikap yokki ters yorumlayıp kanaat kullanasın da oldu bitti diyesin.bari kararın bir tarafından ters tarafına geçişi izah zahmetine gir bari.yersen bu dolma deme hakkını size kim tanıyıp baki kılmış.siz birbirinizi seçmekten alıkonmadıkça orada gerçek ve bağımsız bir denetimden söz etmek zaten abesle iştigaldir.Hele yaptığınız olumsuzlukları bulup denetlemeyle ortaya çıkarıp işi düzeltecek sizden bağımsız bir organ kurulup işlerlik kazansın bakalım bu pervasızlık kimin haddine.Bağımsızlık velvelesi artık götürmüyor.Bindiğiğiniz dalı göz göre göre kesmeyin lütfen rica ederiz.