Adalet Bakanı Şahin Serik'te

Ticaret ve Sanayi Odası binasının açılış töreni için Antalya'ya gelen Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, partisinin Serik İlçe Başkanlığı olağan kongresine de katıldı.

Bakan Şahin, İzmir'de öldürülen Baran Tursun'un ailesine 301'inci maddeden dava açıldığı iddiasıyla ilgili şöyle konuştu:

"İki dosya bana geldi. Ben dava açılmasına izin vermedim. Oğlunu kaybetmiş bir babanın o infial içerisinde bu tür sözleri söylemesini normal karşılamamız gerekir."

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) hizmet binasının açılış töreni için CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile aynı uçakla Antalya'ya gelen Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Cuma namazını Aksu ilçesine bağlı Çalkaya Mahallesi'nde Yeşilyurt Camii'nde kıldı. Namazın ardından vatandaşları selamlayan Şahin, partisinin Serik İlçe Başkanlığı olağan kongresine katıldı. Toplantıda konuşan Şahin, kongrenin Serik için hayırlı olacağını söyledi.

KİMSESİZLERİN KİMSESİ OLACAĞIZ
Şahin, AK Parti hükümeti olarak 6 yıllık süreç içerisinde Türkiye'nin daha da kalkınması için büyük adımlar attıklarını ve önemli projeleri gerçekleştirdiklerini söyledi.

Adalet Bakanlığı olarak Türkiye'de yargıya güveni daha da artırabilmek, vatandaşın daha hızlı ve az masrafla netice almayı sağlayacak alanda hangi adımları attıklarından bahsetmeyeceğini belirten Şahin, şöyle konuştu:

"Bu sabah haberlerde şöyle bir haber dikkatimi çekti. Samsun'da bir cadde üzerinde bir çanta görülmüş. Haber verilmiş içerisinde bomba olabilir imha edilmeli diye. Çelik yelek giymiş polis bombayı patlatmak üzereyken bir çocuk ağlaması duyuluyor. Çantanın içinde 5 günlük bir bebek vardı. Bu masum yavruyu sokağa kim teslim etti. Bu ilk defa Türkiye'de karşılaştığımız bir durum değil."

Bu tür haberlerden çok etkilendiğini anlatan Şahin, şunları söyledi: "Bu çocuğa kim bakacak. Biz AK Parti iktidarı olarak yola çıkarken biz kimsesizlerin kimi olacağız dedik. Kimsesizlerin kimi olma vaadini gerçekleştirmek için hangi adımları attık. Ben bu konuşmamda bunlardan bahsetmek istiyorum. Bu yavrumuz Samsun'da 5 günlükken bu çocuk Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin korumasındadır."

Sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumunda 0-12 ve 13-18 yaş arasında 36 bin çocuğun yer aldığını söyleyen Bakan Şahin, sözlerine şöyle devam etti: "Kimi böyle bırakılmış, kimi sokağa teslim edilmiş kimi de köprü altından toparlanarak buraya getirilmiş yavrularımız. Çocuklardan 9 bin tanesi SHÇEK'in yuvalarında yetiştirme yurtlarında barınıyor. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanımız Nimet Çubukcu, göreve geldiğinden bu yana büyük bir gayretle çocuklara, yaşlılara, düşkünlere sahip çıkmak için çalışıyor. Geriye kalan 18 bin çocuğun bir bölümü, yani çocuğuna maddi imkansızlık nedeniyle bakamayan ailelere 345 YTL vererek bu çocuklara siz bakın diye teklif götürdük."

Bu şekilde 8 bin çocuğu ailelerine geri verdiklerini anlatan Şahin, şöyle konuştu: "Koruyucu aileler de bulduk. Koruyucu ailelere 500 YTL verdik. Ayrıca 1083-2002 yılllarında 6 bin 976 tanesi evlat edinilirken son 5 yıl içerisinde yani bizim dönemimizde ise 9 bin 466 tane yavrumuzu uygun ailelere evlatlık verdik. Evlatlık konusuna da önem gösteriyoruz."

Yuvaların tıpkı göreve geldikleri zamanlarda olduğu gibi ceza evlerindeki koğuş sistemiyle çalıştığını söyleyen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz cezaevlerinde koğuş yapılanmasından vazgeçip oda sistemine geçtik. Yavrularımızın barındığı yuvalar için yeni projeler geliştirdik. Sevgi evleri projesi geliştirdik. Koğuş sisteminden vazgeçip sevgi evlerine geçiş yapacağız. 10 ya da 12 çocuğun kalacağı 2-3 katlı evler yapalım, yetişmiş elemanlar bu çocuklara sahip çıksın. 2008 yılının mayıs ayında 85 tane sevgi evleri açtık. Buralarda 12 çocuğumuz kalıyor."

Bu evlerde aile sıcaklığı, yuva sıcaklığı olduğunu anlatan Şahin, şunları söyledi: "Burada çalışan bayan görevliler çocuklara annelik yapıyor. Diğerleriyle ilgili zaman zaman basına da yansıyan sorunlarımız devam ediyor. İnşaatı devam eden 403 tane sevgi evi önümüzdeki yıl bitecek. Onlar bitince büyük bir bölümü aile sıcaklığı içinde büyüyecek. Antalya'ya da 8 tane sevgi evi yapıyoruz."

Bir de 'Çocuk Evleri' projesi olduğunu anlatan Şahin, "Burada da çocuklar apartman dairelerinde yaşayarak komşuluk ilişkilerini öğrenecek. Şu ana kadar 62 çocuk evi açtık. Bu konuda da yeni projeleri büyük bir hızla hayata geçirmeye çalışıyoruz. Bütün bunlarla çocuklara, kimsesizlere sahip çıkıyoruz. Ayrıca yurtta kalan öğrencilerin üniversite sınavlarına giren yüzde 56'sı üniversiteli oldu" dedi.

Bedensel ve zihinsel özürlü çocukları için özürlüler yasası çıkarttıklarını hatırlatan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özürlü çocukların ailelerine maddi yardımda bulunuyoruz. Bütün bunlar daha önce yoktu. Bir İngiliz bayan İstanbul ve Ankara'da gizli kameralar ile bazı çekimler yapmış. Bunların önemli bir bölümü koğuş şeklinde. Tabii bunların bakıcıları var. Çocukların önemli bir bölümü bedensel sorunları olan çocuklarımız. Bazıları ayakta duramıyor, zihinsel olarak normal bir seviyede değil. Bu
İngiliz hanımefendi bunlardan bir tanesinin görüntüsünü çekmiş, İngiliz televizyonunda Türkiye'yi eleştirmek için bunu kullanmış. Biz eksiğimizi biliyoruz. Bunu iyileştirmek için önemli çabalar halindeyiz. Biz yeni bir anlayış ile özürlü rehabilitasyon merkezlerini yeniliyoruz. Daire usulü 6 tane özürlü bir yerde kalacak. Başlarında iyi yetişmiş biri olacak. Bu görüntüler ile bir daha karşılaşmayalım diye gayretli bir çalışma içerisindeyiz. Engelsiz yaşam merkezleri projemiz var. Engelsiz yaşam merkezlerinden 6 tanesini bu yıl sonunda bitireceğiz."

BARAN TURSUN'UN AİLESİYLE İLGİLİ DAVA
Bakan Şahin, İzmir'de öldürülen Baran Tursun'un ailesinin 301'inci madde ile yargıland'ir gayretle çocuklara, yaşlıığı iddiasıyla ilgili açıklamalarda bulundu. CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen'in partisinin genel merkezinde bir basın toplantısı düzenlediğini anlatan Bakan Şahin, şöyle konuştu: "Yanına da bir süre önce İzmir'de polisin kurşunu ile hayatını kaybeden Baran Tursun ve ailesi ile Antalya'da hayatını kaybeden gencin babasını yanına almış. Her iki aileye de baş sağlığı diliyorum. Yargı bu konuda yasal çerçevede üzerine ne düşerse en iyi şekilde yerine getirecektir. Bu konuda sorumluluğu olanlar kanunda karşılığı neyse onunla cezalandırılacaklardır. Baran Tursun'un babası Mehmet Tursun demişki 'Adalet Bakanı izin verdi ben oğlumun vefatından sonra yargıyı eleştirmiştim. Şimdi 301'ince maddeden yargılanacağım."

Bakan Şahin, Mehmet Tursun'un bu lafları üzerine CHP'li Milletvekili Mehmet Sevigen'in 'Çok ayıp bir şey. Mehmet Ali Şahin'i çok iyi tanıyorum onun adına utanıyorum. Özür dilemesi gerekirken buradan da baskı yapıyor. Toplumun önüne nasıl bir adalet bakanıyım diye çıkacak bunu merak ediyorum' dediğini hatırlattı.
Muhalefet partisinin bütün iddialarını göstermesi bakımından bu olayı örnek gösteren Bakan Şahin, şöyle konuştu: "Bugün bir köşe yazarı 'Adalet bakanı insanlığı unuttu' diye başlık atmış. Bütün bu olayların üzerine Mehmet Tursun'un avukatı bir açıklama yaptı. Yanlış anlama olduğunu söyledi."

BANA İKİ DOSYA GELDİ
Olayın bir yanlış anlamadan kaynaklandığını söyleyen Bakan Şahin, sözlerine şöyle devam etti: "Mehmet Tursun ve ailesinin açıklamalarıyla ilgili iki dosya bana geldi. Ben dava açılmasına izin vermedim. Oğlunu kaybetmiş bir babanın o infial içerisinde bu tür sözlerini söylemesini normal karşılamamız gerekir. Üzüntü verici olsa da bunlar ifade özgürlüğü olarak değerlendirilir. Dosyalardan birine 3 ay diğerine de 1 ay önce dava açılmasına izin vermedim. CHP'lilerin söyledikleri her söz yazdıkları her yazı aynı bunun gibidir. Bunlar çamur at izi kalsın diye düşünür. Ben isim vermemişim vermiş gibi hareket ederek kamuoyunu yanıltmaya çalışıyorlar. Yav adam bir sorar. Ben şimdi Sevigen'e soruyorum. Siz nasıl dolaşacaksınız şimdi. Utanmayacak mısınız?"

Yazıyı yazan köşe yazarını sabahleyin aradığını anlatan Şahin, sözlerini şöyle tamamladı: "Bana bazı gazeteler yazmışdı dedi. Zaten Türkiye'de gazete haberlerini toplayarak bize dava açmadılar mı? Yapmadığımız bir şey yapılmış gibi gösterilerek Türkiye'de çok çirkin bir siyaset yapılıyor. Biz Adalet ve Kalkınma Partililer olarak ismimiz gibi başımız dik alnımız açıktır. Bu ülkeye hizmet etme görevini bize aziz milletimiz vermiştir."