3
Mayıs
2024
Cuma
HATAY

Akdeniz anemisi gelenek haline geldi

Yakın akraba evlilikleri yoluyla geçen Akdeniz anemisinde Hataylı birçok aile 'kızımız evde kalır' korkusuyla hastaneye bile gitmiyor. Uzmanlar, ailelerin 'çapraz kuzen evliliği' ve 'paralel kuzen evlilikleri'nden bir an önce vazgeçmesini istiyor.

Çeşitli etnik kökenlerden çok sayıda insanın barış ve huzur içinde yaşadığı Hatay'da toplumun aynı şekilde "sağlıklı bir hayat" sürdüğünü söylemek o kadar da kolay değil. Güneyin renkli şehri Hatay'da Akdeniz anemisi hastalığı yüzünden evlilikler "genetik" ile "gelenek" arasına sıkışmış durumda. Yakın akraba evlilikleri yoluyla kuşaktan kuşağa aktarılan hastalıkta birçok aile 'kızımız evde kalır' korkusuyla hastaneye bile gitmiyor. Hastaların birçoğu daha ömrünün baharındayken 20'li yaşlarda hayata veda ediyor.

Hatay Sağlık İl Müdürü Bayram Kerkez, aileleri bir an evvel 'çapraz kuzen evliliği' ve 'paralel kuzen evlilikleri'nden vazgeçmesini istiyor. Kerkez'in verdiği bilgiye göre dünyada yaklaşık 266 milyon taşıyıcı bulunuyor. Her yıl yaklaşık 300 bin bebek talasemi hastası olarak doğuyor.

Türkiye'de de 1 milyon 400 bin taşıyıcı ve 4 binin üzerinde hasta bulunuyor. Hatay'da ise bin 665 talasemi hastası mevcut. Türkiye genelindeki orak hücreli anemililerin yüzde 52'si, talasemi gibi hemoglobin bozukluğu hastalarının yüzde 17,49'u Hatay doğumlu.

Akdeniz anemisi olarak da bilinen talasemi hastalığına karşı mücadele için kente Talasemi Eğitim TIR'ını getirdiklerini belirten Kerkez, bu hastalığın Türkiye için öncelikli bir halk sağlığı problemi olduğunu söyledi. Kerkez, talasemi tedavisinin oldukça maliyetli, aynı zamanda hasta ve aile için zor bir hastalık olduğunu vurguladı. Kerkez'e göre, bir talasemi hastanın yıllık tedavi maliyetiyle, 2 bin kişi taranarak yaklaşık 400 taşıyıcıyı tespit etmek ve doğum öncesi teşhis yöntemlerini de kullanarak yaklaşık 25 hasta çocuğun doğumunu önlemek mümkün. Talasemiyle mücadelede en önemli noktanın yeni hasta doğmasını önlemek olduğuna işaret eden Kerkez, "Korunmada en etkili yöntemler toplum eğitimi, taşıyıcıların taranması, genetik danışma, doğum öncesi teşhis yöntemleriyle genetik teşhistir. Özellikle irsi kan hastalıklarının doğum öncesinde önlenmesi, kişilerin evlenmeden ve gebe kalmadan önce taşıyıcı olup olmadıklarını bilmeleri önemli. İlimiz bu hastalıklar bakımından riskli iller içinde bulunuyor." dedi.

Talasemiye karşı ne yapılabilir?

Talasemi önlenebilir bir hastalıktır. Anne ve baba taşıyıcı olup olmadıklarını evlenme veya çocuk sahibi olmadan önce basit bir kan testi ile öğrenebilir. Eşlerden birinin taşıyıcı olması durumunda hasta çocuğa sahip olma ihtimali yoktur; ancak her gebelik için %50 taşıyıcı doğma ihtimali vardır. Taşıyıcılar hasta değillerdir. Ancak eşlerden her ikisinin de taşıyıcı olması durumunda her gebelik için % 25 ihtimalle hasta çocuk sahibi olma riski vardır. Ancak yine de doğum öncesi teşhis yöntemleri uygulanarak sağlıklı bebek sahibi olunabilir.


Taşıyıcı olduğunu bilmeyenler evleniyor

Antakya Devlet Hastanesi Hemoglobinopati Merkezi Başkanı Dr. Edip Gali, talaseminin 3 ayrı çeşidinin bulunduğunu belirterek Türkiye'deki dağılımıyla ilgili şu bilgileri verdi: "Hastalığın Türkiye'ye dağılımına baktığımızda yüzde 57'si Hatay, yüzde 20'si Adana/Mersin, geri kalan kısmı da Batı Trakya'da görülmektedir. 2005 yılı rakamlarına göre, kentimizde toplam bin 385 orak hücre anemili hasta vardı ve bu rakam bugün bin 665'e ulaştı. Rakamın bu kadar yüksek olmasının en önemli nedeni çift taşıyıcıların evlilik yapmasıdır. Çünkü çift taşıyıcı evlilik yaptığında çocukların da yüzde 50 oranında taşıyıcı olarak dünyaya gelme ihtimali bulunuyor."

Zaman
Yayın Tarihi : 5 Aralık 2007 Çarşamba 04:21:19


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?