4
Mayıs
2024
Cumartesi
HATAY

Ameliyatta robotik cerrahi dönemi

MESANE KANSERİ AMELİYATLARINDA ROBOTİK CERRAHİ DÖNEMİ

Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Klinik Şefi Ürolog Üroonkolog Prof.Dr. Mevlana Derya Balbay, dünyada sadece 4- 5 merkezde yapılan robotla mesane kanseri ameliyatının Türkiye'de uygulandığını ve açık ameliyatlara göre daha az risk taşıdığını söyledi.

4. Üroonkoloji Kış Sempozyumu için Antakya'ya gelen Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Klinik Şefi Ürolog Üroonkolog Prof.Dr. Mevlana Derya Balbay, mesane kanserlerinde artış görüldüğünü ve bunun en önemli sebebinin sigara kullanımı olduğunu anlattı.

Türkiye'de özellikle mesane kanserinin robotik tedavisinde başarılı çalışmalara imza atan 3 doktordan biri olan Balbay, robotik cerrahinin açık ameliyatlara oranla pek çok üstünlüğü olduğunu belirtti.

Mesane kanserinin genellikle ileri yaş ve sigara içmeye bağlı bir hastalık olduğunu vurgulayan Balbay, "Eğer bir insan sigara içmeden yaşıyorsa bu daha ileri bir yaşta ortaya çıkabiliyor. Ama sigara içiyorsa daha erken yaşlarda ortaya çıkabilir. Yani 40 yaşlardan itibaren sigara içen bir insanda eğer idrarında kan geldiğini biliyorsak bunun mesane kanseri olmadığını ispat etmemiz lazım" dedi.

Dünyada sadece 4-5 merkezde yapılabilen robotla mesane kanseri ameliyatı ile ilgili ayrıntılı bilgi veren Balbay, robotla yapılan ameliyatın özellikle hasta üzerinde doku tahribatı ve ek kan ihtiyacının dışında enfeksiyon riskini de azalttığını söyledi.

Robotla ameliyatın özellikle son 10 yılda dünyada yapılmaya başlandığını ve gittikçe tercih edilen bir metot olduğunu ifade eden Balbay, robotun özellikle mesane kanseri ameliyatlarında en büyük avantajının hastalıklı dokuyu normalden 20 kat büyütebilme olduğunu belirtti.

'Da Vinci robotik cerrahi sistemi' ile yapılan ameliyat hakkında da açıklamalarda bulunan Balbay, şöyle konuştu: "Burada en önemli avantaj robotun büyük bir büyütme ile yani normalden belki 20'ye kadar büyütebilen bir sistemle dokuları çok daha hastalıklı ve hastalıksız dokuları iyi ayırt etmemizi sağlamasıdır. Hastalıksız dokulara en az zarar vererek hastalıklı dokuyu çıkarma imkanı verdiği için tercih ediliyor. Robotla yapılan ameliyatlar genellikle büyük ameliyatları düşünecek olursak çok büyük kesi

yapmadan küçük delikler aracılığıyla bu ameliyatları gerçekleştirmemizi sağladığı için ameliyat sonrası yara enfeksiyonlarının yaralardaki fıtıklaşmaların veya hastanın duyduğu ağrının daha az olmasına neden oluyor. Riskleri sıfırlamıyor ama oldukça azaltıyor. Ürolojik kanser ameliyatları açık yapıldığında çok kanamalı olabilir ve hastalara bazen çok fazla miktarda kan vermek gerekebilir. Halbuki robotla bu ameliyatı yaptığımız zaman aynı ameliyatı yaptığımız zaman pratik olarak hastalarda kanamanın

olmadığını ve hatta kan verecek kadar gereksinim olmadığını bununda büyük bir avantaj olduğunu söyleyebiliriz."

DÜNYA STANDARTLARINI YAKALADIK

Balbay, Türkiye'de robotik cerrahiye başladığından bu yana bu uygulamayı kullanan üçüncü cerrah olduğunu vurgulayarak, "Robotik cerrahide, dünyadaki standartları yakalamış durumdayız. Gelişmiş ülkelerde yapılan ameliyatlarla benzer bir başarı seviyesini elde ettik. Bütün dünyada robotla en fazla ürolojik ve kadın doğum ameliyatları yapılmakta. Ülkemizde de ürolojik ameliyat yapılmaktadır. Yine gelişmiş ülkelerde örnek verecek olursak Amerika Birleşik Devletlerinde en fazla prostat kanseri cerrahisinde

kullanılan robot ülkemizde de aynı amaçla kullanılmakta ve en fazla ülkemizde de bu tür ameliyatlar yapılmakta. Geçen sene içinde Türkiye'de 300 civarında robotlu ameliyat yapıldı. Bunların önemli bir kısmını prostat kanseri cerrahisi oluşturmaktaydı" dedi.

Son yıllarda ülkemizdeki kanser istatistiklerinin gerçeği yansıtmaya başladığını ancak halen tam sayı tespitinin ortaya konulamadığını söyleyen Balbay, gelişmiş ülkelerdeki istatistiklere göre en yaygın kanser çeşidinin prostat kanseri olduğunu belirtti. Prostat kanserinin dünyada en sık görülen ama erkeklerde ikinci derecede öldüren kanser tipi olduğunu ifade eden Balbay, sözlerine şöyle devam etti: "Mesane kanseri yine dünyada üst sıralarda görülüyor. Ürolojik kanserler arasında da en sık görülen

kanserler arasında ikinci sırada. Bu da kanserin gelişiminde rol alan genetik ve çevresel faktörlerle birlikte incelendiğinde ülkeden ülkeye sıralaması değişebilmekte. Bizim ülkemizde sigara içme alışkanlığına bağlı olarak maalesef üst sıralarda genel kanser sıralamasında da üst sıralarda yer almaktadır."

MESANE KANSERİNİN İLK BELİRTİSİ İDRARDA KAN GÖRÜLMESİDİR

Mesane kanserinin işaretleri ve teşhisi konusunda da açıklamalarda bulunan Balbay, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mesane kanserinin ilk işareti idrardan kan gelmesidir. Hastanın gözle ya da idrar tahlilinde görülmesiyle mutlaka şüphe edilmesi ve incelenmesi gereklidir. Mesane kanserini derine inmemiş yüzeysel kanser ve derinleşmiş kanser olarak ikiye ayırıyoruz. Bunların tedavileri hastalığın vücut yapısını değiştirmeden yapılabilmekte onun için daha kolay tedaviler olarak kabul edilebilmekte. Ama tabiatı

gereği yüzeysel bile olsa bu kanserler tekrarlayabildiği ve daha derin kanser haline geçtiği için ömür boyu takip edilmeleri gerekiyor. Mesane kanseri ameliyatı ürolojinin en büyük ameliyatlarından biri ve çok büyük bir ameliyat olduğu içinde çok ciddi risk getiren bir durum."

Son yıllarda ameliyatın tamamının hastayı hiç açmadan yapılarak bir yöntem geliştiğine de değinen Balbay, şöyle konuştu: "Burada mesane, mesaneye bağlı dokular robot yardımı alınarak ameliyatla temizlendikten ve ayrıldıktan sonra yeni oluşturulacak bağırsaktan oluşacak kesede yine robot yardımı alınarak hasta hiç açılmadan yapılmakta. İdrar kanalları bu yeni yapılan mesaneye bağlanmaktadır. Bu ameliyatı bahsettiğim şekliyle dünyada yapan merkez sayısı çok az. Bunun 5-6 merkezde ancak yapıldığını tahmin

ediyoruz."

Bu tekniği kullanabildiklerini anlatan Balbay, sözlerini şöyle tamamladı: "Tabi daha da güzel bir tarafı bu konuda dünyada en tecrübeli merkezlerden birisiyiz. En geniş hasta serisine sahip olan dünyadaki 2. merkeziz. Birinci merkez ise bize bu ameliyatı öğreten cerrahin çalıştığı merkez olan İsveç'teki hastane. Ondan öğrendiğimiz tekniği biz de hastalarımıza uygulamaktayız. Tahminlerimize göre bu bahsettiğimiz ameliyatın tamamını robot yardımıyla hiç açmadan yapıldığı ameliyat sayısı herhalde tüm dünya

için 90 veya 100 olduğunu tahmin ediyoruz ve bunun 30 tanesini biz Ankara'da yaptık."

MESANE KANSERİ AMELİYATLARINDA ROBOTİK CERRAHİ DÖNEMİ
İHA
Yayın Tarihi : 3 Şubat 2011 Perşembe 15:15:04
Güncelleme :3 Şubat 2011 Perşembe 15:30:07


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?