5
Mayıs
2024
Pazar
HATAY

İHD Genel Başkanı Hatay'da

İHD GENEL BAŞKANI ÖZTÜRK TÜRKDOĞAN HATAY'DA

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, 11 yıl geçmesine rağmen, hala 1982 yılı Anayasasının etkisinden kurtulamadıklarını ileri sürdü.

Antakya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) toplantı salonunda İHD Hatay Şubesi'nin 23. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen "İnsan Hakları ve Demokratik Anayasa Konulu" panelde konuşan İHD Genel başkanı Türkdoğan, bu yıl İHD Genel Merkezinin 25. yıl etkinliklerini gerçekleştireceklerini söyledi.

25 yıldır Türkiye'de demokrasi ve insan hakları sorunu olduğunu söyleyerek geldiklerini belirten Türkdoğan "umarım bundan sonra söylemek durumunda kalmayız. İnsan hakları açısından yeni demokratik anayasada neler olması gerektiğini söylemek bizim için zor değil. Çünkü temel ve insan hakları belgeleri bize bu konuda yol gösteriyor. Dolayısıyla insan haklarının evrenselliğe ve yol gösterici ilkelere sahip. Bu konuda biz çeşitli çözüm önerilerinde bulunabiliyoruz. Bu fikirlerimiz birçok kesim tarafından

benimsenmese de marjinal bulunsa da ama dünyanın geldiği aşama böyle. Demokrasi ve insan hakları sorunu olduğunu söylüyoruz" dedi.

Türkdoğan "1982 Anayasasına baktığınız zaman şöyle bir tablo çıkıyor karşınıza; Anayasa resmi bir devlet ideolojisini ortaya koyuyor ve bu resmi bir devlet ideolojisidir. Bu aslında klasik anlamda ideolojik bir ulus devleti tanınıyor. Tekçi bir devlet oluyor, çoğulculuğu reddediyor. Açıklığı kabul etmiyor, farklılıklara tahammül göstermiyor ve katılımcılığa kapalıdır. Dolayısıyla anayasa tartışmalarında ilk önce değineceğimiz en önemli husus budur. Yeni ve demokratik anayasa resmi devlet ideolojisini

terk edecek olan anayasa olmalıdır. Eğer resmi devlet ideolojisinden ayrılmazsanız yapacağınız yeni anayasa emin olun yeni anayasa olmayacaktır. Sadece mevcut anayasanın değişik bir versiyonu olacaktır. İlk önemli adımın burada atılması gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.

Türkdoğan, Avrupa'nın ikinci dünya savaşından sonra birçok sorunlarını aştığını ve 20. yüzyılın aslında demokrasinin kazandığı bir yüzyıl olduğunu belirtti. Türkdoğan şöyle devam etti:

"bizim ülkemizde de demokrasinin kazanmasının geldiğini düşünüyoruz. 21. yüzyıldayız, 11 yıl geçti, biz hala 1982 yılı Anayasasının etkisinden çıkamadık, kurtulamadık. Bizler açısından yeni ve demokratik anayasada resmi devlet ideolojisi olmayacak, olmamalıdır. Olursa da bu yeni bir anayasa olmaz. Nitekim Anayasa Mahkemesi'nin, anayasa değişiklikleriyle ilgili işin esasına girip iptal kararı verdiği gerekçeli kararlara baktığımızda, Anayasa Mahkemesi hep anayasanın başlangıç kısmına dayanmış. Başlangıç

kısmında tarif edilen ideolojiye uygun karar verdiğini söylüyor. Biliyorsunuz başörtüsü sorununu çözmek için Anayasa'nın 10 ve 42. maddelerinde yapılan değişikliklerle ilgili esasa girip verdiği kararın gerekçesinde hep bu tip şeyler yatıyor. Dolayısıyla resmi devlet ideolojisine dayanan bir devlet olmaz, bunu kabul etmek gerekiyor."

12 Eylül Anayasasının yarattığı sorunların çok farklı olduğunu, bir vesayet rejiminden oluştuğunu öne süren İHD Genel Başkanı Türkdoğan, konuşmasında "bu vesayet o kadar çok ki, bunu anlatmakla bitmez. İşte YÖK'ün üniversiteler üzerindeki vesayeti, Adalet Bakanlığı'nın Hakimler ve Savcılar üzerindeki vesayeti, Yargıtay Başsavcısının parti kapatmalarla ilgili olarak siyasi partiler üzerindeki vesayeti, Anayasa Mahkemesi'nin bir bütün olarak sistem üzerindeki vesayeti. Bunu çoğaltmak mümkün, merkezi

idarenin yerel yönetimler üzerindeki vesayeti. Aslında 12 Eylül Anayasası bir yönüyle vesayetler rejimini düzenleyen bir anayasası. Burada demokrasiden bahsetmek pek olası değil. Burada özellikle siyasal partiler rejimiyle ilgili düzenlemeye baktığınızda Yargıtay'ın ve Anayasa Mahkemesi'nin partiler üzerindeki vesayetini gördüğünüzde, zaten siyasal yaşamın vazgeçilmez ana unsuru olan siyasal partilerle ilgili vesayet düzenlemesi gördüğünüz zaman işte orada demokrasiden bahsetmeniz pek olanaklı olmadığını

söylemek istiyorum. Bu aslında demokrasinin çağdaş anlamdaki tanımıyla ilgili bir sorun, demokrasi dediğiniz çoğulculuktur, açıklıktır ve katılımcılıktır. Eğer bir demokraside katılımcılık ve açıklık yoksa burada demokrasiden bahsedemezsiniz. Peki, çoğulculuktan kasıt nedir, çoğulculuk farklılıkların kabul edilmesidir. Çoğunluk sistemi değildir. Bu ülkede yaşayan etnik, mezhep ve dinsel temel olsun, farklı kimlik ve kimliklerin tanındığı ve kabul edildiği bir demokrasimiz mi var? Yoksa bunların hepsini

reddeden ve inkar eden sadece tek bir ana unsur olduğunu söyleyen bir demokrasimiz mi var? İşte bu soruya vereceğimiz cevap bizim açımızdan çok önemlidir" ifadelerine yer verdi.

İHD GENEL BAŞKANI ÖZTÜRK TÜRKDOĞAN HATAY'DA
İHD GENEL BAŞKANI ÖZTÜRK TÜRKDOĞAN HATAY'DA
İHA
Yayın Tarihi : 19 Şubat 2011 Cumartesi 16:18:04
Güncelleme :21 Şubat 2011 Pazartesi 14:45:11


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?