Suriye'den gelen anne ve babalarının Türkiye'de kendilerine bıraktığı acı mirası yıllardır taşıyan Recep ve Mehmet Çember kardeşler, devletin sosyal güvenlik hizmetlerinden yararlanamamaktan yakınıyor.

Hatay'ın Kırıkhan ilçesine bağlı Başpınar köyünde yaşayan Çember kardeşler, Suriye'den kaçarak Türkiye'de evlenen ancak halen Suriye'deki kayıtlarda bekar olarak görünen anne ve babaları nedeniyle ne Türk ne de Suriye vatandaşı olabiliyor.

1965 yılında aldığı nüfus cüzdanı ile 1967 yılında askere giden ve 1968'de vatani görevini tamamlayıp tekrar Başpınar köyüne dönen 66 yaşındaki Mehmet Güler (Çember), burada uzun yıllar köyde bakkal dükkanı işletirken düzenli olarak Bağ-Kur primlerini de ödemiş.1955 yılında dünyaya gelen 55 yaşındaki Recep Çember ise ağabeyi gibi "Güler" soyadına düzenlenen nüfus cüzdanı ile ilk, orta ve liseyi tamamlayarak girdiği sınavda meslek lisesini yüksek bir puan alarak kazanmış. Mehmet ve Recep Güler (Çember)

kardeşlere 1974 yılında bakanlıktan gönderilen yazıyla iki kardeşin "haymatlos" yani vatansız olarak sürecekleri hayatları başlamış.

Aldıkları yazı ile adeta hayatlarının karardığını gözyaşlarıyla aktaran Recep Çember, dini nikah ile evlendiği eşinden olan 7 çocuğunun babası olduğunu bile ispat edememenin acısını yaşadığını söyledi.

Ellerinden alınan TC kimliklerinin yerine üzerinde "haymatlos", yani vatansız yazan kimlik kartlarıyla yaşamak zorunda kalan Mehmet ve Recep Çember kardeşler, yıllardır sürdürdükleri mücadeleden yorulduklarını belirtiyor.

Ağabeyi Mehmet Çember'in tedavisini yaptıramadıklarını gözyaşları içinde anlatan Recep Çember, "Ağabeyim 24 ay askerlik yaptı. Bu vatanın bir evladı olarak askerliğini yaptıktan sonra iş yeri açtı. Devlete Bağ-Kur primi ödedi. 1974 yılında gelen, "Vatansızsınız" kararından sonra ise ağabeyim adeta yıkıldı. Vücudunun her yerinde urlar ve tümörler çıktı. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğumuzu ispatlayamadığımız için ne doktora gidebiliyoruz ne de ağabeyime bir ilaç alabiliyoruz" ifadelerini kullandı.