İstanbul surlarından sonra en uzun sur duvarları olan Antakya surları MÖ.300 yıllarında Seleukos I zamanında inşa edilmiştir. Roma ve Bizans dönemlerinde yapılan ilavelerle genişletilmiş 23.600 m. Uzunluğuna erişmiştir. Habib Neccar Dağı üzerinden batıda âsi Nehri’ne, doğuda da aşağıdaki düzlüklere kadar ulaşır. Üst kısımlarda surların yüksekliği 50-60 m.ye Âsi Nehri kıyısında da 70 m.ye kadar ulaşır. Evliya Çelebi 44.000 adım uzunluğundaki duvarların büyük taş bloklarla örüldüğünü ve son derece de sağlam olduğunu belirtir. Surlar 80-100 m. arasında birer burçla takviye edilmiştir. Buradaki burçlar 5 katlı olup her kat başlı başına müstakildir. Burç sayısının 360 dolaylarında olduğu sanılmaktadır. Kalenin yapımında kullanılan büyük taşlar adeta birbirleri ile perçinlenmiştir. Kalenin kuzeyde Halep, batıda Şam kapıları bulunuyordu. Bunlardan Halep kapısının 10 m. Yüksekliğinde demir bir kapısı vardı.
Surların içerisindeki İçkale, MS.VI.yüzyılda Bizans İmparatoru Nikefhoros Fokas tarafından yaptırılmış ancak günümüze iyi bir durumda gelememiştir. Bu surların çok fazla zarar görmesinin nedeni de Perslerin buraya hücum etmesinden kaynaklanır.
Günümüzde Habib Neccar Dağı üzerinde bu surların ve İçkalenin yıkıntıları ile sarnıç kalıntıları görülmektedir. Ayrıca Habib Neccar Dağı ile Haçdağ arasında selleri önlemek amacıyla İmparator Iustinianus tarafından VI.yüzyılda yapılmış olan Demirkapı denilen bölüm iyi bir durumda günümüze kadar gelebilmiştir.
Kenthaber Kültür Kurulu