Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin kuzeyinde, Kahramanmaraş İli’ne bağlı bir ilçe olan Nurhak, Kuzeyinde Elbistan, güneyinde Çağlayancerit, batısında Ekinözü, doğusunda Malatya’nın Doğanşehir ve Adıyaman’ın Gölbaşı İlçeleri ile çevrilidir. Kuzeydoğusunda, Toros Dağları’nın uzantısı olan ve adını da aldığı Nurhak Dağı’nın (3.090 m.) eteğinde kurulmuştur. Kahramanmaraş’ın en yüksek dağı olan Nurhak’ın yapısını birinci zamana ait (Paleozoik) şist ve kalkerler oluşturmaktadır. Engizek dağından kaynaklanan, Fırat’ın bir kolu olan Göksu Çayı, Göksu vadisini ikiye ayırır. Nurhak Dağı’nın güney yamacından inen sular Göksu Çayı’nın kolları ile Fırat’a ve Ceyhan Nehri’ne ulaşırlar. İlçe topraklarını Göksu Çayı, Değirmenderesi ve Tatlar Deresi sulamaktadır. İl merkezine 43 km. uzaklıktadır.Deniz seviyesinden 1.500 m. yükseklikteki ilçenin yüzölçümü 634 km2 olup, toplam nüfusu 12.811’dir.
Akdeniz Bölgesi’nin Adana Bölümünde yer almasına rağmen Nurhak’ta karasal iklim hakimdir. Yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlıdır. Yağışlar daha çok ilkbaharda Mart-Nisan, sonbaharda Ekim-Kasım aylarında görülür. Genel olarak kuzeyden esen Poyraz ve güneyden esen Lodosun etkisinde kalmaktadır.
İlçenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Geniş yayla ve otlaklarda küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılmaktadır. Nüfusa oranla tarım arazisi çok az olmakla birlikte genellikle hububat üretimi yapılmaktadır. Yetiştirilen başlıca ürünler, buğday, arpa, baklagiller, nohut, fasulye, şeker pancarı, ayçiçeği, bağcılık, elma, kayısı, Antepfıstığı yetiştirilmektedir.
Nurhak’ta yeterince arkeolojik araştırmalar yapılmadığından, tarih öncesi ile ilgili bilgiler yetersizdir. Ancak Tarihi İpek Yolunun buradan geçmiş olması bu dönemin tarihinin oldukça eskiye indiğini göstermektedir. Ayrıca Elbistan ile aynı tarihi geçmişe sahip olduğu bazı kaynaklardan öğrenilmektedir.
Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra, Bizanslı komutan Filaretos 1072-1073 yıllarında Anadolu’nun bir kısmı ile birlikte yöreyi ele geçirmiş, 1085’te Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın komutanlarından Emir Buldacı yöreyi Selçuklu topraklarına katmıştır. 1097-1098’de Haçlı ordusu bölgeye yeniden hakim olmuş ve yönetimi Selçuklulardan alarak, Bizanslı şövalye Pieerre Daulps’a vermiştir. Ancak bu durum çok fazla sürmemiş, 1105’te Selçuklu sultanı Kılıç Aslan tarafından alınarak Vezir Ziya Al-Din Muhammed’e teslim edilmiştir. Sultan Kılıç Aslan’ın ölümünden sonra Antakya prensi Taner, yöreyi işgal etmiş, 1111’de Selçuklulardan Malik Tuğrul Aslan’ın atabeği İl Arslan tarafından geri alınmıştır. Elbistan 1124’te Emirgazi Bin Danişmend’in eline geçmiş, Selçuklu Sultanı Mesut tarafından yeniden geri alınmıştır. Selçuklular ile Danişmendliler arasında bu çekişme uzun süre devam etmiştir.
XIII.yüzyılda Sultan Malik Al Zahir Baybars’ın Moğollarla burada savaşmış, bundan sonra Anadolu’ya hakim olan Moğolların yönetimine giren Nurhak’ta Elbistan ile birlikte 30 yıl kadar Moğol valilerince yönetilmiştir.
Dulkadiroğullarının kuruluşundan sonra yöre, 130 yıl bu beyliğin başkenti olmuştur. Dulkadiroğulları Osmanlılarla Memluklar arasında bir tampon devlet niteliğinde olduğundan, bazen Osmanlılara, bazen de Memluklara bağımlı kalmıştır. Elbistan yöresi Yavuz Sultan Selim’in Dulkadiroğulları Beyliği’ne son vermesi ile Osmanlı topraklarına katılmıştır (1515).
Cumhuriyet döneminde, önceleri Elbistan İlçesine bağlı bir köy olan Nurhak, 1971’de Belediyesi kurularak belde konumuna getirilmiştir. 1990’da da Kahramanmaraş’a bağlı ilçe olmuştur.
Kenthaber Kültür Kurulu
Fotoğraflar, www.nurhak.gov.tr adresinden alınmıştır.