Dağlarım Daha Güzel

Ağrı Diyadin Doğumlu Yazar Reşit Yaman'ın Dağlarım Daha Güzel isimli romanı kitap raflarındaki yerini aldı.

1952 Diyadin doğumlu olan Reşit Yaman İstanbul Marmara Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Mezunudur.

Çeşitli liselerde İngilizce öğretmenliği yapan yazar İstanbul'da Oturmaktadır.




DAĞLARIM DAHA GÜZEL (roman)
REŞİT YAMAN

(Ekim 2007, Babıali Kitapçılık-Ozan yayıncılık Cagaloğlu-İstanbul-tel.0212 51193 95)

Kitabın özeti...

Türkiye’nin batısında yaşayan yetmiş yaşındaki Sütçü Nuri eşi ölünce, “genç bir kız alırsan onla gençleşirsin,”diyen arkadaşına kanar ve Doğu’ya gider. Oradaki fakir bir aileden başlık olarak ödediği para karşılığında on dört yaşında Esmer adında kimsesiz bir kızı alır getirir ama işler hiç de umduğu gibi yürümez. Köyün alay konusu olmasının yanında iktidarsızlığı yüzünden de bunalıma giren Nuri güçlendirici haplara ve doktora başvurur ama istediği güce ulaşamayınca da öfkesini getirdiği kızdan ve çevresinden çıkarmaktadır. Güçlü olmayı ve getirdiği kıza yatakta haddini bildirmeyi düşlemektedir hep. O yüzden gençlere imrenmektedir. Bu arada evinin etrafında dolaşan Deli Necmi adlı bir gence de yavaş yavaş garez bağlamaya başlamıştır. Zaman geçtikçe torunu küçük Esmer’e de garip bir tutkuyla bağlanır ve onu Deli Necmi ile dedikoduculara karşı korumak için uğraşır ama bu onu çok yıpratır.

Sütçü Nuri’nin zaman zaman acımasızca küçük Esmer’e saldırmasının altında başka bir ne- den daha vardır. Aylar geçtiği halde ondan sevgi, ilgi, iktidarını kanıtlamada yardım ve anlayış beklemiş ama küçük Esmer bu anlayış ve yardımın ne anlama geldiğini bilmediğinden onun o talebini önemsememiştir. Sütçü de cinsel dürtüleriyle hareket ederek ona saldırmakla yetinmez kızının,“dağdan gelip annemin yerine, yatağına ve erkeğine sahip olmazsın,” diyerek Esmer’e dünyayı zindan etmesine de güz yumar ama küçük de olsa zaten bu yaşadıklarına isyan eden Esmer ’in hiç de ummadıkları bir direnişiyle karşılaşırlar. 

Öte yanda kocalarına kötü örnek olacak diye korkan köyün kadınları ile” biz bile böyle bir kızı bulamazken bu yaşlı moruk genç bir kızı koynuna aldı” diye kızan köyün genç delikanlıları Sütçü Nuri’ye karşı cephe alırlar. Tüm bu karmaşık durumlar Sütçü Nuri’yi bunaltır ama bütün bunlara karşı koyabilecek mi?

Çaresiz ve kimsesiz Esmer’in zorla satılmasına engel olabilecek tek kimsesi aşkıdır ama o da askerdedir. Getirildiği köydeki yaşamın da kendi köyündeki yaşamdan farkı yoktur, yine tarlada çalışmak, ineklerin altını süpürmek ve onları sağmak zorundadır, tek farkı kendisinden elli altı yaşındaki yabani bir adama karılık etme işkencesidir. Onu oraya en çok bağlayan şey ise kocaya olan saygının yanında bir de ona yakınlık duyan sütçünün gelini, oğlu ve anne gibi sevdiği komşuları Günay hanımdır.

Toplumsal bir yaramız ve insanlarımızın cinsel açlığı çok çarpıcı bir biçimde işleniyor bu romanda. İki mutsuz insan, biri cinselliğin daha ne demek olduğunu bilmeyen küçük bir kız, diğeri o kıza erkekliğini kanıtlamak özlemiyle dolu olan yetmişlik biri. Bu iki kişinin iç dünyalarını ve insan ruhunun derinliklerinde saklı bazı gizleri yazar bizi hayrete düşürecek bir ustalıkla veriyor. İki ayrı kişinin gizli psikolojik savaşını dile getirmesi açısından da farklı bir roman. Reşit Yaman’ı kutlamak gerekir. Gerek sadeliği, gerek sıkmayan, kıvrak, akıcı anlatımı ve gerekse kurgusu açısından başarılı bir roman. Kitabı elinize aldığınız zaman sıkılmaz aksine bitirmeden bırakamıyorsunuz. Reşit Yaman’nın yalın ve akıcı anlatımı sizi sürükler götürür. İnsan ruhunun derinliklerine başarılı bir şekilde inilmesi ve insanların ham duygularını yansıtması açısından da çok farklı ve başarılı bir çalışma. Sütçü Nuri’nin kendisiyle, ailesiyle ve çevresiyle verdiği savaşı bazen üzülerek bazen gülümseyerek siz de onunla birlikte yaşayacaksınız. Kişiler o kadar gerçek ki, elinizi uzatsanız dokunacaksınız gibiler. Kitabı okurken bana hak verecek, hem bir defa okumayla da kalmayacaksınız.