Bilim adamları 'bastonları' inceledi

İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Oktay Belli, Van Gölü havzasının en eski bastonunu Yonca Tepe Sarayı'nda bulduklarını belirterek dünyanın hiçbir yerinde 2 bin 700 yıllık baston geleneği devam eden başka yerleşim yerinin olmadığını söyledi.

Bitlis'in Ahlat ilçesinde düzenlenen '4'üncü Uluslararası Van Gölü Havzası Sempozyumu'na katılan bilim adamları, geleneksel Ahlat bastonları üretim atölyesini gezdi. Bilim adamları, işletme sahibi Refai Gökbulak'tan bastonun yapılışı ve incelikleri hakkında bilgi aldı. Çeşitli hayvan figürlerinin işlendiği, birçok Türk kültürünün bastonlara yansıtıldığını gören bilim adamları, bu eski geleneğin günümüze kadar sürdürülmesini ve bundan sonraki nesillere aktarılmasını önemli bulduklarını belirtti.

İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Oktay Belli, Van Gölü havzasının en eski bastonunun Van'ın Yonca Tepe Sarayı'nda bulduklarını belirtti. Bu bölgede 2 bin 700 yıldan beri ağaç baston yapım geleneği devam ettiğini belirten Prof. Dr. Belli "Dünyanın hiçbir yerinde baston yapım geleneği devam eden başka yerleşim yeri yoktur. Onun için Ahlat bu kadar önemlidir" dedi.

Ziyarete katılan Mimar Sinan Üniversitesi'nden emekli Prof. Dr. Gönül Cantay ise, her yerin önemli bir objesi olduğunu, Ahlat'ta da eski dokusuna uygun olarak bir üretim yapıldığını belirtti.

Prof. Dr Cantay "Ahlat bastonlarına ceviz ağacından yapılarak başlandı. O kulp ve hayvan başlı tutamak yerlerinin bugün çok çeşitlilik kazandığını görüyorum. Bu son derece öneli bir gelişme. Ama dikkat ederseniz figürlerin hemen hemen hepsi hayvanlar aleminden. Hatta korktuğumuz kobra başı dahi tutacak olarak şekillenmiş, bu son derece önemli bir görüşü ortaya atıyor. Ejder, aslan, yılan, pars gibi hayvan türleri koruyuculuk bakımından simgeseldir. Bastonda ihtiyacı duyulan insanlar için aslında birer dayanaktır. Ama aynı zamanda o insan böyle sembolik bir koruyuculuğu da beraberinde taşır. Bastona ihtiyaç duyan insanın elinin altında böyle bir sembolün bulunması aynı zamanda o inançla da o koruyuculuk duygusuyla da örtüşür.