6
Mayıs
2024
Pazertesi
BİTLİS

Tarihi mezar taşları konuşuyor

Ahlat'taki tarihi mezar taşlarının Anadolu'nun eski dönemlerine ilişkin birçok bilgiyi gün ışığına çıkardığı belirtildi.
Gazi Üniversitesi Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi Mühendislik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nakış Karamağaralı, Bitlis'in Ahlat ilçesinde bulunan tarihi Selçuklu Mezarlığı'nda bulunan binlerce mezar taşı üzerindeki bezemelerin tarihe ışık tuttuğunu anlattı.

Doç. Dr. Karamağaralı bilim, kültür ve sanat alanındaki gelişmelerin yanı sıra Ahilik Teşkilatı'nın Ahlat'ta olduğunun buradaki mezar taşlarından teyit edildiğini söyledi.

Doç. Dr. Nakış Karamağaralı, Ahlat'ın özellikle 13. ve 14. yüzyılların çok büyük ilim, kültür ve ticaret merkezi olduğunu belirterek buranın Orta Çağ'da 'mimarlar kenti' olduğunu söyledi. Buradaki mezar taşlarının çok önemli olduğunu ve dünyada çok az örneği bulunduğunu vurgulayan Karamağaralı, her bir taşın bir ustası, mimarı olduğunu belirterek, "Selçuklu mezar taşlarının üzerlerinde barındırdıkları kitabeler, bezemeler, yazılar, şiirler burayı daha da önemli kılıyor çünkü bunlar inkar edilemez Türklük belgeleri niteliğindedir. Diğer taraftan mezar taşlarından buradaki halkın kimya, astronomi, matematik gibi ilimlerde de son derecede ileri olduğu anlaşılıyor. Burada bilimin, kültürün, sanatın geliştiğini ve en önemlisi o dönemde Ahilik Teşkilatı'nın Ahlat'ta olduğunu buradaki mezar taşlarından teyit ederek öğrenebiliyoruz. Bir kısmının ustaları da yapanı da belli. Aynı zamanda mezar taşlarını yapanların mimar olduklarını da biliyoruz. Ve Selçuklu döneminin en önemli eserlerinde buradaki taşları yapan
ustaların imzaları var. Örnek olarak Tercan'daki Mama Hatun Türbesi, Divri Ulu Camii, Gevaş'taki Halime Hatun Kümbeti veya Konya, Aksaray, Kayseri arasındaki Alay Hanı'nı verebiliriz. Ahlat, Avrupa ve dünya standartlarına bakıldığında çok tipik özellikler arz eden bir Orta Çağ şehridir. Selçuklu Mezarlığı'nın dünyada birkaç tane benzer örnekleri olan ve Türkiye'de tek örneği olan bir açık hava müzesi şeklindedir. Bu anlamda hem dünya arkeolojisi, dünya sanatı ve kültürü anlamında hem Türk kültürü açısından çok büyük önem arz ediyor" dedi.

Doç. Dr. Nakış Karamağaralı, mezar taşlarındaki yüksekliklerin dikkat çektiğini de anlatarak, "Geometrik şekiller, bitkisel motifler, rumi ve palmetler, ejder başlıklar, mukarnas ve nişler ile tezyin edilmiş mezar taşlarını, Asya tesiri ile Orhun Anıtları'na bağlıyoruz. Bunun dışında buradaki kitabelerden kimlere ait olduğunu öğreniyoruz. Burada birtakım meslek grupları, ileri gelenler, yöneticiler, kadılar olduğunu öğreniyoruz" diye konuştu.

Taşların 4 metreyi aşan yüksekliklerinin Orta Asya ile yakın alakası olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Nakış Karamağaralı, aynı zamanda burada bütün Asya tesiri ile birlikte yoğun bir Moğol etkisinin de görüldüğünü belirterek, "Bazı mezar taşlarında ejder motiflerini ve kuyruklarıyla daire yapan ejderleri görüyoruz. Bunlar Asya kültürü ile Moğollarla ve Budizm'in hüküm sürdüğü coğrafyayla alakalı motiflerdir. Dolayısıyla gerek motifler gerek boyutları bizi Orta Asya'ya ve Budist inancının olduğu bölgelere götürüyor. Tabii buraya Kafkasya'yı, Türkmenistan'ı ve bütün bu bölgeyi katabiliriz" diye belirtti.

İHA
Yayın Tarihi : 15 Kasım 2007 Perşembe 12:58:24


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?