1
Mayıs
2024
Çarşamba
BİTLİS

William Saroyan tepkisi

Bitlis'te Birinci Dünya Harbi'nde Ermeni Çetecilerin Katliamına Uğramış Mağdurlar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Törehan Serdar, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın, Ermeni yazar William Saroyan'ın ailesinin Bitlis'teki evinin müzeye çevrileceği yönündeki açıklamasına tepki gösterdi. 

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın, geçen ay yaptığı bir açıklamada sarf ettiği, "Saroyan ailesinin yaşadığı evin tam lokasyonunu tespit etmeye yönelik araştırmalarımız Bitlis'te halen devam etmekte. Tam olarak tespit eder etmez burayı bir müzeye dönüştürmeyi ve 2009 yılı içinde açmayı planlıyoruz" sözleri, Bitlis'te tepki gördü. 

Bitlis'te Birinci Dünya Harbi'nde Ermeni Çetecilerin Katliamına Uğramış Mağdurlar Derneği adına açıklama yapan Yönetim Kurulu Başkanı Törehan Serdar, bunun Bitlis'e ve ülkeye zarar getireceğini ileri sürdü. 

Serdar, birçok belgeyle dayandırarak yaptığı açıklamada, "Ermeniler için Bitlis olmazsa olmazlardan birisidir. Erivan radyosunu açtığınızda, 'Aah Bitlis' seslerini rahatlıkla duyarsınız. 92 yıl geçmesine rağmen hala Bitlis isteklerinden vazgeçmediler. Ermeni diasporasının tek hedef vardır; o da tescil (Bu toprakların Ermenilere ait olduğunun tescil edilmesi), tanınma (Ermenilere soykırım yapıldığının Türkiye tarafından tanınması), tazminat (Soykırımla ilgili Ermenilere yüksek miktarda tazminat ödenmesi) ve toprak (Doğu ve Güneydoğu'da Ermenilerin yaşadıkları yerlerdeki eski topraklarının kendilerine geri verilmesi) olan 4T Projesi'dir. Ermeniler; bu hayallerinin gerçekleşmesinin imkansız olduğunu gördüklerinden küçük girişimlerle işe başlamaya karar verdiler. Dinler arası diyalog ve hoşgörü aldatmasıyla önce Akdamar Kilisesi'ni açtırdılar. O kilise 1914-15 yıllarında Ermeni isyanlarının komuta merkeziydi. Van Gölü çevresinde Ermenilerin çıkardığı isyanlar ve Ermenilerin Müslüman halka yaptığı katliam bu kiliseden idare edilmiş, başta insan kasabı Antranik olmak üzere Ermeni çetecilerin sığınma merkezi olmuştur. Bütün bunlar bilinmesine rağmen Akdamar Kilisesi açıldı, hem de büyük bir merasimle" ifadelerini kullandı. 


Törehan Serdar, Saroyan ailesi hakkında da şu bilgileri verdi:
"Asıl adı Aram Karaoğlanyan olan William Saroyan, 1905 yılında Bitlis'ten Amerika'ya göç etmiş Ermeni Karaoğlanyan ailesinin ilk çocuğu. 31 Ağustos 1908'de Kaliforniya eyaletinin Fresno kasabasında dünyaya geldi. Babası Armenak Karaoğlanyan (Saroyan) bir Presbiteryen rahibidir. Kim olduğu hiçbir Bitlisli tarafından bilinmeyen Amerikalı bir yazar. Cumhuriyet gazetesinin yazarlarından Yaşar Kemal ve Fikret Otyam ile birlikte rivayete göre 1964 yılında Bitlis'e gelmiş, törenlerle karşılanmış, annesinin vasiyetini yerine getirmek için ailesinin sözde yaşadığı Sapkor Mahallesi'ne gitmiş, orada ağlamış birisi. Ölene kadar da Ermeni sürgünü üzerine yazı yazmıştır. Ailesinin üzerinde biraz durmak istiyorum. Ailesi Karaoğlanyan sülalesi olarak bilinir. İddia edildiği gibi ailesi sürülmemiş, tehcirden 10 yıl önce Bitlis'ten kendi rızaları ile Amerika'ya göç etmiştir. Babasının geride kalan yakın akrabaları, Bitlis'in Ermeni ve Rus çeteleri tarafından işgali öncesi ve sonrasında Ermeni isyanlarına öncülük etmiştir. Son zamanlarda gazetelerin yazdığı gibi William Saroyan'ın ailesi asla masum değildir. Amerika'ya göç etmelerine rağmen ailesi Türk'e olan kinini devam ettirmekte, intikam ateşiyle yanıp tutuşmaktadır. Unesco; sözüm ona yazarın doğumunun 100. yılı olan 2008 yılını Saroyan yılı ilan etmiş, 1981 yılında ölen Saroyan için Bitlis'te ailesinin güya eskiden oturduğu evin kütüphaneye dönüştürülmesini, onun adına bir kütüphane kurulmasını istemiştir. Sayın Kültür ve Turizm Bakanımız da bu ailenin geçmişini, Bitlis'te yaptıkları isyanları bilmediğinden, bu kişi adına kütüphane kurulmasına sıcak bakmaktadır. Bitlis'te doğmamış birisi için neden Bitlis'te bir kütüphane yapılmak isteniyor? Adam Amerikan vatandaşı, orada niye yapılmıyor da Bitlis'te düşünülüyor? Yoksa rahmetli Ali Fuat Cebesoy Paşa'nın hatıralarında anlattıkları Van ve Bitlis'te gerçekleştirilmeye mi çalışılıyor?"
Sapkor Mahallesi'nin seçilme nedenine de açıklık getiren Serdar, "Sapkor Mahallesi, Bitlis'teki Ermeni isyanlarında komuta merkezidir. İsyan ve katliamların sevk emrinin verildiği, idare edildiği, başta Sarkiz ve Karaoğlanyan'lar olmak üzere önemli çete liderlerinin kaldığı mahalle. Bitlis'e hakim bir yer. Tıpkı Akdamar'da olduğu gibi. Akdamar'ın isyanlardaki konumu ne ise, Sapkor Mahallesinin de Bitlis'teki konumu odur. Boşuna o mahalle seçilmemiş. Bunu yakında ne izleyecek acaba? Ağrı Dağı'na hoşgörü olarak Ermeni bayrağı dikilmesi mi? Ermenilere ait geçmişteki bütün kilise ve manastırların yeniden yapılması mı? Diaspora yavaş yavaş, sinsice emellerine ulaşmaya çalışmaktadır. Toprağı bir bütün değil de, parsel parsel sahiplenmeye başladı. Ne yazık ki bizim bazı yetkililer bu gayelerden habersiz olarak hoşgörü adı altında Ermeni isteklerine bilmeden yardım etmektedirler" iddialarında bulundu. 


Bitlis'te Birinci Dünya Harbi'nde Ermeni Çetecilerin Katliamına Uğramış Mağdurlar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Törehan Serdar, geçmişte Bitlislilere acılar yaşatan böyle bir aileye sahip çıkmanın, bu aile tarafından katledilen Bitlis halkına büyük bir hakaret olacağını belirterek, "Bizler; geçmişte aileleri Ermeniler tarafından katledilmiş sivil toplum kuruluşu temsilcileri olarak sayın Bakanımıza sesleniyoruz. Yıllardır Bitlis'te Ermeni mezalimini araştırıyoruz. Bu şahsın ailesi geçmişte Bitlis
halkına kan ve gözyaşı sunmuştur. Sebep oldukları katliamlar, bütün arşivlerde yer almaktadır. Bu diasporanın sergilediği çirkin bir oyundan başka bir şey değildir. Lütfen bu oyuna gelmeyiniz. Büyük bir vebal altına girersiniz. Halkımızın o günlerde yaşadığı acıları, böyle hayali bir ev açarak tekrar canlandırmayınız. Doğu Anadolu'nun hassas yapısı zatınız tarafından çok iyi bilinmektedir. Bu hassas durumu böyle etkinliklerle daha da zor duruma getirmeyelim. Bu ancak Türkiye düşmanlarının işine yarar. Ülkemize ve Bitlis'imize hiçbir faydası yoktur. Bu faaliyet, sadece diasporayı ve onun savunucularını sevindirir. Ermeni ve Rus işgalinde Bitlis'te katledilen 68 bin 188 kişinin ruhunu ve kemiklerini sızlatmayalım. Bitlis'te mutlaka bir şeyler yapılmak isteniyorsa, Ermeni ve Rus işgalinde yakılıp yıkılan ecdat yadigarı eserlerimizi onaralım. İdris-i Bitlisi, Şükri-i Bitlisi gibi tarihimize ışık tutan şahsiyetlerin evlerini tespit ederek gün yüzüne çıkaralım. Bu muhterem şahsiyetleri halkımıza tanıtalım. 

Bir sivil toplum kuruluşu olarak böyle bir girişime şiddetle karşı olduğumuzun bilinmesini isteriz" şeklinde açıklamalarda bulundu.

iha
Yayın Tarihi : 17 Kasım 2008 Pazartesi 14:36:23


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?
Yorumlarınız
menderes korkmaz IP: 212.174.149.xxx Tarih : 19.11.2008 16:12:24

Sn. Törehan teşekkür ederim yerinde bir açıklama olmalı eğer yetkililerimiz de bittlisin kurtuluş mücadelesinin öncesi ve mücadele anını bir daha gözden geçirilir ermenilerin amaçlarının gün yüzüne çıacaktır. Bir bitlis kökenli olarak Sn Törehan Beye teşekkür ediyorum....


mert bayraktar IP: 88.231.137.xxx Tarih : 22.11.2008 18:13:22

sinsiliğin tarifini yapmalı bakan ertuğrul günay,şu an yapılmak istenen ile bu kavram birbirlerine ne kadar yakın,normal zeka seviyesindeki her insan bunu görür,bazıları düşmanını gıdıklayarak öldürür.