Demirden burada yaptığı açıklamada, sulu tarım alanlarında ekilmesi düşünülen ayçiçeğinin bölge çiftçilerini alternatif ürün ekmeye yönlendireceğini ifade ederek, hedeflerinin kuru tarım alanlarında ayçiçeğinin alternatif ürün olarak yetiştirmek olduğunu söyledi. Bu amaçla yapacakları çalışmalarla yöredeki çiftçileri bilgilendirmek, bilinçli üretim

yapmalarını sağlamak ve alternatif ürünlere yönlendirmelerinin ana hedefleri olduğunu anlatan Demirden: "Ayçiçeği bölgemiz şartlarına uygun ekilebilir bir ürün. Ayçiçeği çerezlik ve yağ sanayi dışında yapraklarını da hayvanlara yem bitkisi olarak kullanılacak. Çiftçilerimiz bu ürünle yeni tanıştı. Kuru ve sulu alanlarda ekilebilirliği de ispat edildi. 120 günde yetişen yağlık ve çerezlik ayçiçeğinin toprağı dinlendirmek için gerekli ve verimli bir ürün olarak biliyoruz. Türkiye'de ihtiyacın yarısı kadar ayçiçeği ekimi yapılıyor. Ahlat'ta da bu ürünün ekilip hasadının yapılacağı elverişli tarım alanları bulunmaktadır. Çiftçi daha ekonomik ve getirisi fazla olan bu ürüne yönlendirilecektir. Önümüzdeki ekim döneminde çalışmalara başlayarak, çiftçilerimize ayçiçeği ekmeleri hususunda eğitim vereceğiz" dedi.

AHZO Mühendislerinden Ayfer Akbaba ise, Ahlat'ın kendine özgü mikrokliması olduğu belirterek, ilçe topraklarının pek çok ürünün yetişmesine izin veren geniş bir yelpazeye sahip olduğunu söyledi. Bu ürünlerden birinin de ayçiçeği olduğunu anlatan Akbaba şöyle konuştu:

"Ayçiçeği, uzun güneşlenme isteyen özellikle de olgunlaşma döneminde güneşlenmeye ihtiyaç duyan bir ürün. Bu ürün uygun erkenci çeşit seçildiğinde ekonomik olarak da bölgede yetiştirilebilecektir. Zira ılıman iklimini Van Gölü'nden alan bölge gerekli yumuşak havayı, ısıyı temin etmektedir. Bölge toprakları volkanik tüf karakterli olduğu için zengin mineraller içermekte, derin ve geçirgen yapısından dolayı da iyi bir kök gelişimine teşvikçi olmaktadır. Ahlat toprakları bu yapısından dolayı da pek çok ürünün yetişmesine müsaade eden şanslı bölgelerden biridir. Ayçiçeği için de uygun çalışmalar gerçekleştirildiğinde gerekli takviyeler yapılması koşuluyla alternatif ürün olarak gündeme gelebileceği düşünülmektedir."