6
Mayıs
2024
Pazertesi
ERZURUM

Besicilik can çekişiyor

Bir zamanlar Türkiye’nin büyük bir bölümünün et ihtiyacını karşılayan Doğu Anadolu Bölgesi’nde, artan mazot ve yem fiyatlarına paralel olarak düşük hayvan kesimi, hayvancılık sektörünü bitirme aşamasına getirdi.

Erzurum ve ilçelerinde hayvancılık sektörünün zor günler geçirdiğini belirten Narmanlı besiciler, son 3 yıldır yem ve mazota zam yapıldığını ancak 7 YTL olan et kesim fiyatının ise bu süre içerisinde 7-8 YTL zam yapılmadan aynı şekilde seyrettiğini belirttiler. Çiftçinin artık hayvan besleyemeyecek halde olduğunu, zararına bu işle uğraştıklarını ifade eden Narman’da besicilik işiyle uğraşan vatandaşlar, “Bizler iflas ettik. Yem fiyatları 2 yıl önce 13 YTL idi şimdi oldu 30 YTL. Biz bu tersine gidiş karşısında nasıl besicilik yapalım.” dediler.

Erzurum Ziraat Odası Başkanı Mücahit Harmandar da, et tüketimi ile ilgili açıklamalarda bulunarak, bir zamanlar et ihraç edilen Erzurum da şimdilerde et ithalatı yapıldığını ifade etti.

2007 yılında yem fiyatlarındaki önemli artışların üreticileri ciddi maliyet baskısıyla karşı karşıya bıraktığını ifade eden Harmandar geçen yıl küspenin yüzde 70,7, yemlik arpanın yüzde 50,6, besi yeminin yüzde 41,2, yemlik buğdayın yüzde 31,9 ve kepeğin fiyatının yüzde 25 oranında arttığını, üreticilerin sığır eti karkas fiyatlarının ise sadece yüzde 3,3 artış gösterdiğini kaydetti.

Harmandar, yem fiyatlarının et fiyatlarına göre 2001 yılında 1,8 kat, 2004 yılında 3,9 kat, 2007 yılında ise rekor seviyeye ulaşarak 12,5 kat fazla arttığını belirtti.

Halkın kırmızı et ve et ürünlerine ulaşamadığını, et ürünleri yerine makarna ve pirince yöneldiğini ifade eden Harmandar, “Ülkemizde özellikle kırmızı et tüketiminden bir kaçış olduğu görülmektedir. Erzurum bir zamanlar et ihraç ederken şimdilerde et ithalatı yapılıyor. Et tüketimi de giderek azalıyor. 1994 yılında 20,7 kilogram olan yıllık kişi başı kırmızı et tüketiminin 2005 yılında yüzde 51,2 azalışla 10,1 kilograma gerilediği görülmektedir. Son 10 yıllık süre zarfında tüketimimiz yarı yarıya düşmüştür. Buna karşılık yıllık kişi başı kanatlı ürünleri tüketiminin 1994 yılında 2,7 kilogram iken 2005 yılında yüzde 214 artışla 8,5 kilograma yükseldiği görülmektedir. Kırmızı et ve et ürünlerine ulaşmada sıkıntı yaşayan halkımızın, tavuk eti ürünleri yanında ciddi oranda makarna ve pirince yöneldiği görülmektedir. 1994-2005 yılları arasında pirinç tüketiminin yüzde 21, makarna tüketiminin ise yüzde 53,8 oranında artması bu eğilimi açıkça göstermektedir." dedi.

CANLI HAYVAN KAÇAKÇILIĞI GÜNCELLİĞİNİ KORUYOR

Kırmızı et sektörüyle ilgili bir diğer sorunun güncelliğini koruyan canlı hayvan ve et kaçakçılığı olduğunu kaydeden Harmandar konunun, ülke hayvancılığına zarar verdiğini ve insan sağlığı üzerinde hastalık riskleri yarattığını belirtti.

Harmandar, bu sorunun çözümü için kaçak hayvan girişlerinin polisiye tedbirlerle değil, fiyat istikrarıyla önlenmesi, kaçak hayvanları taşıyan araçların trafikten men edilmesi, hayvan kayıt sisteminin tamamlanması ve bütün hayvanların kayıt altına alınması gibi tedbirlerin alınması gerektiğini söyledi.

Harmandar, dünyanın sayılı mera alanlarına sahip Türkiye'nin bu avantajını yeterince kullanamadığına da işaret ederek, bu kadar geniş mera alanları olmasına rağmen kaliteli kaba yem açığı bulunduğunu da sözlerine ekledi.

İHA
Yayın Tarihi : 13 Ağustos 2008 Çarşamba 18:06:36


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?