4
Mayıs
2024
Cumartesi
ERZURUM

Bilgisayarların davetsiz misafirleri

Atatürk Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Hüseyin Köse, ‘Hacker’ sözcüğünün yaygın olarak anlamının “Kişisel bilgisayarların davetsiz misafirleri” diye tanımladı.

Atatürk Üniversitesi Kültür Merkezi Mavi Salon'da ‘Hacktivizm ve Hacker Etiği’ konulu bir konferans veren Gazetecilik Bölümü öğretim üyesi Doç.Dr. Hüseyin Köse, hacker etiği ve hacktivist girişimin küresel bilgi ekonomisine ve bilgide mülkiyetçi rejime karşı yeni bir protesto ve sivil itaatsizlik direniş örneğini simgelediğini söyledi.
 
Köse, özgür yazılım ve açık kaynak hareketinin kapitalizmin para etiğine karşı çıkarak, ortak yarar ilkesine ve bilginin özgürce paylaşımına kamusal alanda işlerlik kazandırmayı amaçladığını vurguladı.

Hacker etiğinin sadece şebeke toplumuna karşı girişilmiş bir etik tavır olmadığını, aynı zamanda modern yaşam tarzlarına karşı da ruhsal bir başkaldırıyı dillendirdiğini vurgulayan Köse, hacker etiğinin özünde, tüm düşünüş ve yaşayış pratiklerine sızmış olan protestan çalışma etiğine ve çalışma merkezli yaşam kültürüne esaslı bir reddiye olduğunu belirtti.

Hacker etiğinin enformasyon toplumunun elektronik sivil itaatsizlik biçimi ya da son protesto şekli olduğunu açıklayan Köse, şunları ifade etti:
“Kapitalist yaşama kültürünün dolaysız bir ürünü olan ve özünde öz programlamayı ve uzmanlıkları sürekli olarak yeniden programlamayı vaaz eden, kişisel gelişim öğretisinden, çokuluslu şirket söyleminin tüm işin sorumluluğunu, çalışanın sırtına yükleyen ve bu anlamda sorumluluk bilincini ağırlaştırılmış bir kişisel tavra dönüştüren özyönetim ilkesine ve buradan da 'çalışma sonrası toplum'un çalışana biçtiği yeni esnek rollere varıncaya kadar, rasyonalize edilmeye çalışılan tüm görüşlerin topyekun reddiyesi olarak tanımlanabilir”

Hacktivizmin, hacker teknikleriyle siyasal aktivizmin birleştiren bir tutumun genel adı olduğunu ifade eden Köse, 90'lı yılların ortalarına doğru insan hakları, bilgi etiği, kapitalizmin çalışma zamanını optimize etme ilkesine dayalı çalışma merkezli kültürüne karşı geliştirilen politik bir tavrı da içine alarak beklenmedik bir boyut kazanarak, gitgide toplumsal ve siyasal bir harekete dönüştüğünü vurguladı.

‘Hacker’ sözcüğünün, yaygın olarak “kişisel bilgisayarların davetsiz misafirleri” şeklinde tanımlandığını, tarihsel kullanım açısından ise, sözcüğün, aslında 1980'lerin ortalarından itibaren özellikle medya tarafından, virüs yazıcıları ve bilgi sistemlerinin davetsiz misafirlerine yönelik olarak kullanılmaya başlandığının altını çizen Köse, hacker felsefesinin bu tür tanımlara bakılarak doğru biçimde anlaşılmasının imkansız olduğunu hatırlattı. Bu tanımların tümünün, gerçek hacker figürünün felsefi, toplumsal etkinliğini asla yansıtmadığını, hackerın daha çok “yazılım korsanı” anlamında kullanılan “craker” figürüyle birbirine karıştırıldığını söyledi.

Hackerların para etiği, bilginin, yeni ekonominin en kıymetli yatırım aracına dönüşmesine karşı çıktığını açıklayan Köse, “Hacker etiği, bilginin ticarileşmesine, enformasyonun hükümetlerin ve ticari şirketlerin hizmetinde bir tür denetim ve gözetim sistemine dönüşmesine ve daha da önemlisi, yeni iletişim teknolojilerinin sunduğu olanakların sadece belli iktidar çevrelerinin ve varlıklı kesimlerin değil, herkesin kullanımına açılması için verilen kolektif mücadeleye aracı olmuştur. Bilgisayar teknolojilerinde edinilmiş uzmanlık paylaşımının etik bir ödev olarak benimsendiği hacker hareketi, kapitalist çalışma kültürünü “oyun” ve “eğlence” güdüsüyle yeniden harmanlarken, hacker figürünün kendisi de sadece enformatik dili kusursuzca kullanan bir kişiyi değil, herkesçe paylaşılan bir kültürün mantığına uygun düşen bir etik bilincin sözcülüğünü üstlenen birine dönüşmüştür.”dedi.
 

iha
Yayın Tarihi : 1 Nisan 2009 Çarşamba 17:43:47


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?